Ölüm, Seni Çağırıyor Ömrüm !
Kararlar sert ve keskin olmalı. Sınırlar esnemeli ama delinmemeli. Nasihatler sıkıcı gelse de zaman zaman bizim de ileride karşılaşacağız sorunlar hakkında tecrübe sağlayabileceğimiz akıldan çıkarılmamalı. Eski rüzgârların hükmü yine geçmeli delip geçtiği dağlara. Duruş önemli, konuşma önemli, vakit daha da önemli. Kelebek etkisi misali bir saniye farklı düşünüş bütün hayatı ekileme derecesinde hassasiyet gösterebilmeli. Onun için kararlar sert ve keskin olmalı.
Hedef önemli, amaç daha da önemli.. Hedef, gidilecek yol; amaç, sonuç olarak bize kazandıracak ve bizim benliğimizi dolduracak bir şey olmalı. Her ne şartlarda olursak olalım her durum neticesinde şimdi olsa yine aynı şekilde hareket eder ve aynı davranışları sergilerdim gibi bir düşünce içersinde olmanın haklı gururunu yaşanmalı.
Sessiz ol, zamanı yakala, hayatın içinden sana fısıldayan birilerini fark et. Kendi kendinin ajanı ol. Hatalarını ve elde ettiğin başarılarını kendine ispiyonla ki çeki düzen verebilesin kendine. Savaş içinde ol ama fark ettirme etrafa. Bir düşünce ve fikir savaşı. Düşün düşünebildiğin kadar ve oku, bilgilen elinden geldiğince. Boş tenekeler gibi ses çıkarmaktansa sessizce yol almaya bak hayatta. Esir et kendini zaman zaman hücreye. Kendi kendini savunabil aynı zamanda. Hem avukatın olsun içinde; hem de hâkimin. İçindeki canavarı çıkart ortaya. Çocuklar gibi de gülmeyi çok görme kendine.
Sabretmeyi öğren ve vazgeçme hemen. Bekle sadece açıklamayı, sonuca müdahale etme hemen. Dünyanın senin kontrolün altında olmadığını da unutma. Zaman geçse de hatırla yaşadığın şaşkınlıkları sana sunulan mucizeleri ki karamsarlığa kapılma hemen. Nasihat sandığın cümleler senin dönüm noktan ve hayat felsefenden ibaret olabilir her an için. Yalnız olduğunu da aklında çıkarma sakın. Hesabın kuvvetli olsun ki vicdanın tatmin olabilsin. Sen kendi kendini tatmin et bence bırak başkalarını çıkar aklından hayatında bir kum tanesi kadar değeri olmayan insanları.
Yol ne kadar uzun olursa olsun ve her ne kadar bitmeyecek gibi görünen binlerce diken arasından geçersek geçelim nefes aldığımız sürece daima yılmadan yorulmadan tebessümle devam ettirebilmektir hayatı bence asıl mevzu.
Herkesin başkasından üstün olmaya çalıştığı bir dünyada insanlığını vur bu mahlûkatların suratına. Vur ki anlasınlar nasıl beş para etmez bir bedenin ruhunu yaşadıklarını. Olmuyorsa fazla umut bağlama olmayan olaylara. Bulunduğun durumu gözden geçir ve hiç olmayacak olan olaylara onaylat yokluk bilincini.
En güzeli de hiçlik bilincini yaşa her an. Sözler yalan gülümsemeler sahte... Geçiyor hayat gökkubbenin altında. Bir hiçse elimizden kayıp giden yaşam ve hakikatse akıp giden zaman : ‘Ölüm seni çağırıyor ömrüm!’