Olgun Çelik Alman Rakibini Satın Aldı
Ege’de otomotiv ve yan sanayii güçlüdür. Bu gücü ifade ederken, çoğunlukla jant, akü üretimlerini örnek olarak veririz. İki alanda da önemli ve güçlü kuruluşları var Ege’nin. Ancak otomotiv yan sanayii deyince sessiz sedasız bir başka güç daha yaratmışız.Olgun Çelik İzmir’de doğan tipik aile şirketlerinden birisi. 1945’de İzmir’de atölye olarak kuruluyor. 1981’de ilk fabrisını Manisa’da açıyor. Şirket şimdilerde Access Turkey çatısı altında İstanbul’da yoluna devam ederken, otomobil devlerine yaprak yay üreten Olgun Çelik’i profesyonel yöneticilere emanet ediyorlar. Yaşamak, dünya devlerine üretim yapmak için araştırma geliştirmek mecburiyet olunca, Ar-Ge kadroları 55 kişiye kadar ulaşıyor. İki yıl önce de şirketin başına ODTÜ makina mezunu, Macaristan İkarus ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde iki yıl çalıştıktan sonra 13 yıl Ford Otosan’da görev yapan Ahmet Kanbolat’ı getirmişler Şu anda dünya yeni bir global krizin eşiğinde görünüyor. Dünya otomobil devleri 2008 krizinden ilk etkilenenler arasındaydı.Son iki yılda işler iyi gibi görünse de yine global krizin ayak sesleri hissediliyor. Olgunçelik, böyle bir ortamda, Alman rakibinin fabrikasını satın alarak hatlarını Türkiyeye getirdi. Arjantin’den Japonya’ya sürekli dünya ülkerini turlayan Kanbolat’la bu tesislerde bir araya geldik...
- Global krizden söz edilirken böyle bir satın alma risk değil mi ? Aslında kapasite açısından çok ihtiyacımız yoktu ama Avrupa’daki en büyük rakibimizdi. Durgunlukta zorlanınca satılığa çıktı, fiyatı uygundu aldık. Bu hamleleri her zaman yapamazsınız. Bu yatırımla, Avrupa’nın en modern kataforez tesisinin kurulumunu Eylül ayı sonunda tamamlamış olacağız.
- Ya yeniden kriz olursa?
Olabilir ama biz zırhlarımızı kuşandık. Ar-Ge ve software’a büyük yatırım yaptık. Ford, Daimler, Crysler, Mercedes’e sıfır hata ile üretim yapıyoruz. Volkswagen’in de belgelerini aldık. Volvo Avrupa’ya da mal vermeye başladık. İveco’nun Almanya ve İspanya daki tesislerine sevkiyata başladık. Brezilya’ya tasarım ortağıyız.
- Kriz derinleşirse ‘hazırız’ diyorsunuz...
Attığımız adımlar ayesinde farklılaştık. Ucuza üretmek, ölümüne fiyat kırmak istemiyoruz. Biz şu anda küresel OEM’lere bunu kabul ettirdik. Artık bize artık “Tasarım yapar mısınız” diye geliyorlar. Aracın ana hatlarını üst seviyede veriyorlar, onların isteklerine göre tasarım yapabiliyoruz.
- Üretiminiz ne kadar?
Ticari araçlara yılda 40 bin adet parça üretiyoruz. Şu anda dünya yaprak yay teknolojisini biz yönlendiriyoruz.
- Sizce yeni global krizin şiddeti ne olur?
Yazın piyasalar düşer bu nedenle henüz bize yansımıyor ancak yavaş yavaş sinyalleri almaya başladık. Bence Türk firmaları yeni bir durgunluğa hazırlanmalı ve asıl hazırlık küçülmekten değil, güçlenmekten geçiyor. Piyasalar daralsa bile öncelikle tercih edilen olmalısınız.
Yerli markayı büyütmek keyifli
Tesisleri gezerken, Ahmet Kanbolat kendisini özellikle iki konunun motive ettiğini söylüyor. İlki, Ar-Ge gücü. Yeni tasarımlarla uğraşırken öte yandan hammadde olarak kullanılan çeliğe mübadil olabilecek kompozitler üzerine çalıştıklarını aktarıyor. Reçine, plastik, elyaf bunları biraraya getiriyorlar. Kanbolat, ikinci keyfi ise İzmir’den yolculuğa çıkan yerli bir markayı, uluslararası pazarda büyütmenin verdiğini anlatıyor.