Öldüğün An Bittiğin Andır!…
Dua ve konuşmalardan sonra “el-Fatiha”, ulu bir kişinin ardından “üç İhlas, bir Fatiha”, ölülerin ardından “Yasin” okumak. Malum, bunlar dini dünyamızın vazgeçilmez ritüelleridir.
Mehmet Akif: “İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin / Ne mezarlıklarda okunmak ne de fal bakmak için” dese de, Selefilik/Vahhabilik hareketleri şiddetle karşı çıksa da, bu topraklar bunlardan asla vazgeçmedi, vazgeçmez!
Acaba neden?
Bunların İslam’da sahici bir temeli olduğundan mı?
Hayır.
Çünkü bu topraklara ölüler, atalar ve ruhlarla bağ kuracak bir şey lazım.
Madem İslam da “dinlerden bir din”, o zaman o da bunu sağlamak zorunda (!).
İyi, güzel okuyorsunuz da, bunları neden diriler için değil de ölüler için okuyorsunuz?
İyi, güzel okuyorsunuz da cenaze evine gelenler için, mezarın başında toplananlar için, o anda sizi dinleyenler için okusanıza!
Fatiha Suresi’ni neden bir ölüye göndermek için okuyorsunuz?
Kendiniz için okusanıza!
“Üç İhlas bir Fatiha’ya” asıl dirilerin ihtiyacı yok mu?
Üstelik mezarda ölüye okuduğunuz Yasin Suresi’nde bakın ne deniyor: “Biz bu Kur’an’ı dirileri uyarman için indirdik.” (36/ 70)
Bu ayeti de ölüye okuyorsunuz ya!
Hayranım senin zekâna ey yurdum insanı!
Bari başka bir ayet oku yahu!
Oysa ölen ölmüştür. İstersen üç bin İhlas, beş bin Fatiha, yüz bin Yasin oku ölüye zerre kadar faydası yoktur.“Mezarlar duymaz!” (Neml Suresi, 80. ayet) Hayattayken sahici tövben (dönüşün) varsa ne âlâ.
Öldüğün an bittiğin andır.
Allah’ın merhametini dilemek dışında yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Ölünün ardından şundan daha güzel söz ne olabilir: “Allah’ım, merhamet et...” Öyle bir hale gelmiş ki, bunlar bir “devlet” (kamu) faaliyeti.
Devlet, vatandaşın mezarında Yasin okutuyor maaşla!
Ee, devlet böyle davranınca vatandaş ne yapsın!
Doğrusu öyle sanıyor.
Kaynak:“DERİN DİN” Yüksel Mert-Cengiz Açıkgöz/Destek Yayınları http://www.idefix.com/kitap/derin-din-yuksel-mert/tanim.asp?sid=SOJ214N0VD8DFC62QBUL