Öğretmen Anadır… Öğretmen Babadır…
Nasıl olmasın ki!?
Okul öncesi (4 - 5 yaşından) devresinden tutun da bir fakülteyi bitirinceye kadar ki tüm yaşantımızın içerisindedir öğretmen...Meslek hayatımızda da öyle değil mi? Yönlendirildiğimiz mesleğin öğretici de öğretmen... Onun bilgi ve birikimi, tecrübesiyle meslekte sağladığımız başarıda da onun katkısı, emeği var.
Eğer biraz düşünecek olursak, bir anne, ya da bir baba ile bile bu kadar uzun zaman birlikte değiliz. Birlikte olsak bile hayatımızın en önemli kazanımlarını öğretmenlerimizle elde ediyoruz. Gelecekte çizeceğimiz yolun ilk adımlarını öğretmenlerimizle atıyoruz. Yine hayatımızın yapısını teşkil edecek temel taşları öğretmenlerimizden alıyoruz. Onların bilgi ve becerilerinden kazandıklarımızla yapımızı kuruyor, onlardan öğrendiklerimizle geliş(tir)ip, yaşantımıza ekleyerek hayatımızı sürdürüyoruz.
Onlara ne kadar minnet duysak, ne kadar sevgi ve saygı göstersek yine de azdır. Emeklerini ödeme gibi bir servetimiz asla olamaz.
Ancak, dedim ya öğretmen bir anadır... Öğretmen bir babadır. İşte bu şefkat ve vasıflarla öğretmenlerimizden hak helallığı dilememiz mümkün olur. Ki onların bize verdiklerinin altından kalkmamız, ancak onların bizi hedefledikleri doğrultuda yetişmemiz, vatanına, milletine, vatandaşına, eş ve dostuna yapacağı hayırlı işler ve hizmetlerle mümkün olacaktır. Anne ve babalarımız da öyle değil mi? Onların öğretmenliği azımsanır mı? Onların da hakkı, şefkatlerini kazanmadan, maddi olarak ödenebilir mi?
Evet kendini bilen, vatanına ihanet içerisinde olmayan, öğrencilerine gerçekten bir anne-baba sevgisiyle yaklaşan, öğrettikleri övünç olan, örnek olan tüm öğretmenlerimize sevgi ve saygılar sunuyorum.
22 yıl önce kızımı Berna'yı ilkokul 1.sınıfa kaydettiğimde, kendisine daha önce yazıp öğrettiğim şu şiiri ilk gün Söke Kocagöz İlköğretim Okulu'nda çıkıp okuması hem bizi hem de öğretmenini oldukça duygulandırmış ve "kızı bana verin, bende kalsın, ben okutayım." demesine neden olmuştu!
Bugün çok amma çok mutluyum.. Çünkü kızım şimdi İzmir'de Özel bir üniversitede öğretim üyesi, yani öğretmen.
Tüm öğretmenlerimize ithaf edeceğimiz şiirimiz şöyleydi:
Sevgili Öğretmenim
Bilsen seni ne çok severim..
1, 2, 3, Sanıyordum ki çok güç
Oysa ne kolaymış
Seninle öğretmenim..
***
Annem babam kadar şefkatlisin
Kolların sımsıcak öğretmenim
A, B, C'yi senden öğrendim
Seni ben çoook, ama çok severim
***
İnci inci yazsam adını
Bitiremem yüce şanını
Yükseklere yazacağım bir gün
Adın ile adımı öğretmenim.
M.Kemal ÖZGÜRSOY
Sözün Özü!
Tabii ki bu kadar önemsediğimiz, gelecek için kendilerinden medet umduğumuz öğretmenlerimizin maddi manevi sıkıntılarını da bir an önce gidermek, sorunlarından arındırmak ve sınıflarına girerken, çocuklarımızı eğitirken zinde bir kafa ile girmelerini sağlamak devletin birinci görevi olmalıdır diye düşünüyorum.