Nice Devletler Gördüm İçinde Demokrasi Yok…
Siz farkında mısınız bilmem ama birileri aylardır İzmir-Ankara yolunda ‘tabana kuvvet’ manasıyla yürüyorlar. Onlar Karşıyakalı Kent A.Ş. işçileri, Haklı oldukları konusunda oldukça kuşkularım var olsa da işten çıkarılmaları, çocuklarına diledikleri gibi dünyaları verememeleri insanı başka bir yönüyle vuruyor. Bu nedenle vicdanım onları haklı çıkarıyor. Çeteleri, dalkavukları, soyguncuları, vurguncuları eliyle itip atamayan devlet, iktidar-muhalefet işbirliğiyle işçileri tasviye ediyor.
Belki de bu sorunların ‘ana’ kaynağı demokrasi eksikliğimizdir. Belkide en az demokrasi karşıtları kadar demokrat olamadığımızdandır. Ama benim sorunum bu değil birbirimize tahammülsüzlüğümüz!..
Hatırlar mısınız bilmem, yerel seçimlerin hemen öncesinde AK Parti’nin isteği doğrultusunda İzmir’de yeni ilçeler kurulmuş, eskileri küçültülmüştü. Seçim pusulasında ‘önce insan’ diyen CHP’nin bir ilçe belediyesi de seçimin ardından onlarca işçiyi zorunlu olarak veya olmayarak kapıyı göstermişti. Kısaca iktidar-muhalefet istemeden de olsa bir araya gelerek bir şeyler yapmışlardı. Bu yönüyle sevindirici olsa da onlarca işçinin kapı önüne konması ne CHP’nin “sosyal demokratlığıyla”, ne de AK Parti’nin “her şey Türkiye için” sloganıyla bağdaşıyordu.
İşçiler şantiyeleri işgal etmiş olsalar da, Kent A.Ş.’de kalan arkadaşları tarafından grevle desteklenseler de, Deniz Baykal’a pet şişe fırlatıp ‘demokrasi’ isteseler de istediklerini bir türlü başaramadılar.
Son çare Ankara’ya yürüdüler. Öncekileri gibi sembolik değil, İzmir’den Ankara’ya kadar kendi ayaklarıyla…
Ve kalıcı bir çözüm bulunana dek Abdi İpekçi parkında nöbet tutmaya başlamışlardı emekçiler. 29 Mart öncesinde AK Parti’nin hemen ardından da CHP’nin bir tekme salladığı bu işçiler dün de PKK’lı olup çıktılar karşımıza…
Öyle ki iş isteyen, aş isteyen bu işciler, Alperenlerin “PKK”lı damgasını yediler dün. Çünkü DİSK’e bağlıydılar kısaca Devrimci işçilerdi… Alperenlere göre de kendini Devrimci olarak nitelemek PKK’lı olmak için yeterdi.
Yaftalıyoruz önyargılarımızla…
Başlığımızın ikinci bölümü gibi “…nice demokrasiler gördüm içinde insan yok!”
Ya Devlet?
Hükümetin iyi niyetle yaptığına inandığım bu demokratikleşme projesi çerçevesinde dağdan inmeler yaşandı önceki gün… Bir türlü anlayamadığım kutlamalarla, PKK yanlısı halk zafer çığlıkları attı. Devlet taviz verdi, mahkemesini bile sınıra taşıdı, doğru düzgün sorgulama yapılmadan teröristler serbest bırakıldı.
Bana göre ‘demokrasi’ günün koşullarına bağlı kalarak olması gerektiği gibi işletildi.
Kısaca hükümetin aylardır vaat ettiği daha fazla demokrasi somutlaştırıldı. Ancak bu demokrasi iki yüzlü kullanıldı, kullanılıyor…
Önceki gün bu terörist grubun görüntülerini izlerken aklıma Türkan Saylan ve Kuddisi Okkır geldi çünkü. Ölüm yatağında yapılan aramalar, tutuklamalar, ölümler…
Demokrasi, birilerine demokrasi sadece…
Başlığımızın birinci bölümü gibi “Nice devletler gördüm içinde demokrasi yok…”
Uzun lafın kısası,
Nice devletler gördüm içinde demokrasi yok, nice demokrasiler gördüm içinde insan yok!
Demokrasi’yi hem devletin hem de Anadolu insanının biran önce özümsemesi dileklerimle…