content 1956 yılında Ankara ili Kızılcahamam ilçesinde doğdu.. Türkçe ve Türk Edebiyatı öğretmeni olarak 28 yıulını doldurdu. Şu an Balıkesir Lisesinde çalışmaktadır. Evli ve 2 babası. Eşi emekli edebiyat öğretmeni. Türkmenistan'da 5 yıl eğitim ve araştırma hizmeti verdi. Türkmen Devlet Üniversitesinde yüksek lisan yaptı. Doktorası yarıda kaldı. Dede Korkut Destanları konusunda yaptığı çalışmalar M.E.B Yayınları arasında çıktı.
20 Mar

Nevruz Geldi Aleme!

21 Mart Nevruz Bayramı...

21 Mart günü; asırlardan beri Türk toplulukları arasında bir mevsim başlangıcı, bir dönüm noktası olarak kabul edilip gelmiştir. 12 hayvanlı Eski Türk Takvimi, 21 Mart günü başlıyordu. Yıl 2’ye bölünüyor; 21 Mart’ta “Yaz”a, 23 Eylül’de de “Güz”e giriliyordu.

12 hayvanlı Eski Türk Takviminde, 12 yıl süren her dönem (Türkmenlerde Müçe yılı), farklı bir hayvanın adı ile anılıyordu: Yılkı (At), Koyun, Sıçan (Fare), Sığır, Pars, Tavşan, Luv (Balık), Yılan, Bicin (Maymun), Tavuk, İt (Köpek), Domuz…

21 Mart 2009'de, bu takvime göre “YILAN YILI”na girmiş idik. 21 Mart 2010’de de “ MAYMUN YILI” na gireceğiz.

Bu hesaba göre l2 yıllık yeni müçe dönemini yıllara göre şöyle sıralayabiliriz:
2010: BİCİN(MAYMUN), 2011: TAVUK, 2012: İT(KÖPEK), 2013: Domuz, 2014: YILKI(AT), 2015: KOYUN, 2016: SIÇAN(FARE), 2017: SIĞIR, 2018: PARS, 2019: TAVŞAN, 2020: LUV(BALIK), 2021: YILAN,

Bu gün, bütün Türk illerinde özellikle Orta Asya Türk yurtlarında her 21 Mart günü “NEVRUZ BAYRAMI” coşkulu törenlerle, şenliklerle kutlanıyor.

Türkmenistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan gibi bağımsızlığına l7 yıl önce kavuşmuş ülkelerin yanı sıra Tataristan, Kırım, Altay, Çuvaşistan, Başkırdistan, Yakutistan, Hakas, Tuva…gibi Rusya Federasyonuna bağlı yarı özerk ülkelerimizde de Nevruz törenleri yapılıyor.

Bu törenler, Sovyetler Birliği döneminde yasaklanmıştı. Ancak 1985’ten sonra başlayan glasnost ve prestroyka sürecinin ardından bağımsızlık hareketleriyle birlikte 1991’den itibaren eski Türk gelenekleri yeniden serbestlik kazandı.

Ben Türkmenistan’da 5 yıl eğitim ve araştırma hizmeti vermiş bir öğretmen olarak, bu 5 yıl içinde her 21 Mart’ta oradaydım ve Nevruz şenliklerine bizzat katıldım. O coşku ve heyecanı iliklerime kadar yaşadım.

Nevruz gecelerinde bir araya gelen Türkmen kızları karşılıklı mani (moncukatdı) atışıyorlar. Bunlardan birini size iletmeliyim:

“Nevruz geldi, yaz geldi.
Turna geldi, kaz geldi.
Oturan adamlara
Bülbülden avaz geldi…”

Türkmenlerin 18.yy da yaşamış, bilge bir şairleri var; Mahtumkulu Firaki… Bundan 200-250 yıl önce yaşamış bu şairin, babası Devlet Mehmet Azadi’nin ölümü için yazdığı şiirdeki dikkat çekici şu dizeler ne kadar anlamlı:

“Altmış yaşda, Nevruz güni, Luv yılı
Geldi ecel, yolun kesdi atamın…”

Yine Mahtumkulu bir başka şiirinde, bu sefer de sevdiğine sesleniyor:

"Bolmadı bize nasip
 İsledim güzden seni.
 Diydin: Hele güz geçsin,
 Bulurum Nevruz’dan seni.”

Bu dizeler Orta Asyalı bir Türkmenin yüreğinden süzülüp geliyor asırlar öncesinden.

Sadece Türkmenler değil Asya’daki diğer Türk boyları da asırlardan beri, her türlü yasaklamalara rağmen Nevruz geleneğini yaşatmışlardır. Bu gün de, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan, Ergenekon’a uzandığı iddia edilen bu geleneği özgürce yerine getirebiliyorlar…

Nevruz, ülkemizde son 15 yıldır iyice gündeme oturdu.

Gerçi Doğu bölgelerimizde daha çok yaygındı. Ancak zamanla siyasallaştırma eğilimleri görüldüğünden tepki toplamaya başlamıştı. Her şeye rağmen Nevruz, bize Asya Türklüğünün sayılı bir hatırası, bağımsızlık sonrası ibretli bir hatırlatmasıdır.

12 hayvanlı Eski Türk Takviminin başlangıç günü olan, gece ile gündüzün eşitlendiği bu Nevruz geleneğini Anadolu Türkleri olarak mutlaka yaşatmalıyız. Her şeye rağmen geleceğe taşımalıyız. Çünkü Nevruz gönül köklerimizde ve medeniyetimizin derinliklerindedir.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank