content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Ağu

Neden? Diye Sormuştuk…

Her ne kadar ülkem 1923 yılında cumhuriyet rejimine geçse; Atatürk birtakım ilkeler getirse ve onu takip eden iktidarlar Atatürk ilke ve inkılâpların takipçisiyiz deseler de…

Türkiye Cumhuriyeti ideolojik bir devlet olamamıştır.
Zaten Mustafa Kemal de onun izinden gittiklerini iddia edenlerin ileri sürdükleri gibi bir ideoloji de ortaya koymamıştır. Koyulanları da “bazı ilkeler” diyebiliriz… Ama ideoloji değil.
Geriye dönüp baktığımızda Cumhuriyetimiz “vaziyete göre” tavır alan, imkânlara göre hareket  eden bir devlet olmuştur.
Devlet ve hâkim güçler (ne dayattığından bile bihaber) bir şeyler dayatmaya çalışmış, halk ya “modernlik” diye benimsemiş ya içten içe tepki vermiş ya da hiç umurunda olmamıştır.
Şimdi diyeceksiniz ki;
Ünye’nin keşmekeşliği ile devlet ideolojisinin ne alakası var?
Şu bilinmeli ki… Devletin ideolojisi halka bir yaşam felsefesi sunar. Şehirler de yaşam felsefelerine göre kurulur.
Elbette sadece devletin yaşam felsefesinin yani ideolojisinin olmaması bir şehrin düzensizliğine sebep değildir. Ama en birinci nedendir.
Diğer  nedenler nelerdir?

Birincisi ekonomik gelişmişliğin ve buna bağlı olarak sosyal sınıfların teşekkül etmemesi…  Dolayısıyla sosyal sınıflar arasındaki ilişkilerin yeterince gelişmemesidir.
İkincisi ise; Nüfus hareketlerinin durağan, sosyal olayları etkileyemeyecek hale gelememesidir.

Bu ne demektir?
Köylerden şehirlere ve şehirlerden şehirlere olan nüfus hareketliliği şehirlerin niteliğini değiştiremeyecek derecede az olması demektir.

Ayrıca ekonomik gelişmeye paralel sınıf atlamalarla insanların zevk ve taleplerine bağlı olarak
yer değiştirmeleridir.

Yine çok fark edilmeyen ve hatta nazar-ı dikkate alınmayan üçüncü bir durum daha vardır; O da değişen iktidarların kendi zenginlerini yaratma çabalarıdır.

Bunu biraz açalım mı?
50’li yıllarda Demokrat Parti iktidara geldiğinde her mahallede bir milyoner sloganı ile kendi zenginini yaratmanın sevdasına düştü. Bunu Adalet Partisi ve ANAP takip etti. Son olarak AKP’nin uygulamalarını görüyoruz.
CHP ve diğer partiler de bu yolu seçmişlerdir. Nedenleri başka bir konu ve yazı dizisi…  Girmeyelim ama bu böyledir.

Bu ne anlama gelir?
Sosyal sınıflar ha demeyle oluşmaz. Birincisi alt yapı gereklidir. Sanayi vs. Ve daha önemlisi de o sınıfa adım atan insanların gökten zembille inmemeleridir. Yani bir ihale alıp “lüküs” villa ile dört çarpı dört almak insanı mal zengini yapar ama “aristokrat” yapmaz. Bunun için yıllar ve nesiller gereklidir.

Eğitim de öyledir. Benim gibi annesi okuma yazma bilmeyen ve kıt kanaat yetişmiş biri ancak üniversite bitirmiş olur; ama eğitilmiş ve eğitimli olunmaz.
Bazı okurlarım yazılarımın biraz uzuna kaçtığını ve gameti uzatmamam gerektiğini söylediler… Dolayısıyla bu konuda bu haftalık yeter… Nasipse devamı gelecek hafta…
Ama “gurguluk” gibi
düşünmeye de devam…

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank