Neden Bu Hale Geldik
Geçen her yıl daha çok yoruyor bizleri, ayrıca yaşamadıklarımız içinde daha çok yıpratıyoruz zihnimizi. Beyin yoruldukça bedende yorgun düşüyor.O kadar farklı gelişiyor ki her şey, duygularımız, anlayışımız, bakışımız, her şeyimiz. Ait olmadıklarımızdan saymaya başladık kendimizi. Adetlerimiz, törelerimiz en önemlisi insana verdiğimiz değer değişiyor.
Acaba hep mi yorgun insanların ülkesiyiz. Birlerini korumak ya da birilerinden olabilmek için kendi duygularını, kendi doğrularını hiçe sayanlarımız var. Ne için, neyin karşılığı bir anlam da verilemiyor.
Evet, her geçen gün duygular daha çok sönüyor, kalpler kararıyor ve insanlar hep bir birine benziyor.
Bozulmuş olan değer yargılarımız daha çok zedelenmiş, saygısız bir hal almış. Saygıdan, sevgiden yoksun yetişen nesil.
Her geçen gün daha bencil ve daha sorumsuz.
Bumuydu atalarımızın bıraktığı miras, bumuydu vatana, millete bağlılık. Milli ve manevi değerlerimiz bir bir yok olurken büyük bir çoğunluk buna seyirci kalıyor. Hem de sırf birilerine hoş görünebilmek için. Küçük menfaatler yüzünden onur ve haysiyet ayaklar altına alınmış, edep ve hayâ unutulur olmuş.
İnsanlar ne ile ya da nasıl mutlu olabileceklerine karar veremez olmuş. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali kendi kabuğuna çekilmiş. Kendilerine sunulan değersiz şeylerle mutlu edilmeye alıştırılmış. Her geçen gün daha çok tembelleştirilerek miskin bir duruma getirilmiş.
Bunların arkasında neler yatıyor ya da neden bu duruma getirildik kimse sormuyor, sorgulamıyor.
Herkes halinden memnun, herkes verilene razıymış gibi bir tablo sergileniyor. Üretici olan toplumumuz tüketici durumuna düşürülmüş, insanların kafaları hepten karışmış.
Geçimini temin etmek uğruna kime nasıl yaltaklanacağını bilemez olmuşlar. Şimdi asıl sorun biz neden bu hale geldik, bizi bu hale getiren düşünce nedir. Üzerimizde oynanan bu kirli oyunların faturasını kim ödeyecek.
Kaybettiklerimizi geri nasıl ve ne kadar sürede kazanabileceğiz. Ya da birilerine kölemi olacağız. Bunları düşünmek bile istemiyorum ama bizler kendi öz değerlerimize sahip çıkmadıkça akıbetimiz pek hayırlı görünmüyor.
Öyle bir duruma gelmişiz ki ne iyiyi kötüden ayırabiliyoruz, ne de kaybettiklerimizi görebiliyoruz.
Beynimizde ki bu yorgunluk ve yılgınlık bedenimize de yansımış olmalı ki hepten tembelleştik. Ya da buna alıştırıldık.
Daha da önemlisi neden bu hale geldik. Nereye gidiyoruz.