Ne Yücesin, Ne Ulusun, Kutsal Türk Bayrağım
Gökyüzümüzde sonsuza dek dalgalanmakta olan, binlerce şehitlerimizin kanına sarılan Türklüğümüzün, büyük Türkiye Vatanımızın yücelerde süsülen, yere inmeyen, ellerden düşmeyeKanımızla, canımızla, canlı doğuşuyla, duruşuyla Cephelerde utkuları Gerçekleştiren varlığıyla, kutsallığıyla Al beyaz rengiyle süslü, süslü gökyüzümüzü, tepe, dağlarımızı, denizlerimizi, ana okullarımızı, kuruşlarımızı, dünyamızı süsleyen Al Bayrağımız Türk dünyamızın Türk sevdalıların simgesi olarak, Ulu Tanrının büyük Türk milletimize, gökyüzünden şehitlerimizin kanlarıyla, armağan edilen büyük bir utkusudur, büyük bir gurur bir töresidir, müjdesidir.
Türk Bayrağımız Türk topraklarımızı savunarak şehit düşen Türk Askerinin, Erininin, ordusunun
Çanakkale, Kurtuluş tüm savaşlarında, dalgalanan, ışık gibi, güneş gibi ışınışını vererek, sönmeyen sonsuza dek, yücelerde, gökyüzünde nazlı, nazlı bakışıyla aydınlatan
gönlümüzü aşkına vurgun ederek Al Bayrağımız bu günlerin, Yarının çocuklarına birer umududur, Türklük aşkını, Sevgisizini savunanlara bir kurtuluş, bir yeni gününün doğuşunu müjdeleyendir.
Al Bayrağımız günümüze kadar Türk İmparatorlar, Ata Beyler, Devletler koran bu kanı temiz, Ulu Tanrı tarafından sevilen Türk milletimizin varlı, ilkesidir.
Al Bayrağımız ayıyla, yıldızıyla büyük önderlerimiz Gazı Mustafa Paşa Atatürk, Mehmet Fetih, Enver paşa, Niyazi paşa, Ulu batlı Hasan, Şeh Şamil, Ömer Ali, Rahip paşa, Sultan Murat, İkinci Sultan Abdülhamit, Alparslan, Atsızın, Başbuğun tüm Türk aşkıyla yanan kavrulan Atalarımız, Türk milletimizin tarihler boyunca Türk şehidinin Çanakkale kanıyla zaferler gerçekleştiren mücadelesidir
Al Bayrağımız Sibirya, Gagavuz, Özbekistan, Türkistan, Uygur Türklerini
Batı Trakya, Kerkük, Musul, Erbil Balkanlardan, Kıbrıs, Tebriz, Erdebil, Ahiska, Azerbaycan, Tacikistan, Kırım, Kazakistan,Türkmenistan, Kırgızistan, Suriye, İran, Güney Azerbaycan,
Mısır, Kızıl derilere, Çeçenistan, Cezayir, Tunus, Kafkas, Ural Altay, Tuna nehri ve tüm Türk dünyasının şehitleri ile büyük liderler Ata Türk, Türkeş, Ata Hayrullah, Necdet Koçak, Abdullah Abdurrahman, Adıl Şerif, Rıza Demirci, Atsız, Cemil Kırım oğlu, Şeriat Medarı, Elçi bey, ve her bir Türk Topraklarından, yerlerinden Yurtlarından canlanan, her bir Türk şehitlerinden, gazilerden liderlerden müjdeler getiren, umutlar veren, yarınlarımızı aydınlatan, Ulu Tanrının Türk milletini sevdiği için kutsal armağanıdır.
Türk Şehitlerimizin kanından renk alan Al Bayrağımız büyük Türk milletini saran, yücelten, yükselten, tepe dağlarında canlandıran, Dalgalandıran, Ulu Tanrının kuşaktan, kuşağa lütuf ettiği, İslam âleminin,Türk birliğiyle, beraberliğiyle, yaşatan yakında kurularak, birleşerek Tanrı dağının, Oğuz hanını 24 yirmi dört boyunu yeniden birleştiren, kanat altına alarak, süslü, süslü, uslu, uslu, nazlı, nazlı güzelliğiyle, iç milli duygusudur, aşkıdır,
Kızılelma,Ötükene, İpek yoluna doğru giden birlik yoludur
Al Bayrağımız Büyük Osmanlı devleti üç Hilali Yıldızı, Ayıyla çağlar boyunca Bayrağımızı tüm dünya ülkelerine asarak, göklerden inmeyen, yere düşmeyen dalgalanarak bir emanet olarak, bizlere sonsuza dek, kalıcı olarak tüm Türk dünyasının sembolü, ilkesi simgesidir.
Al Bayrağımız dünya Türkleri tarafından sevilerek, korunarak, savunmaktadır.
Türk milleti Al bayrağını bir aşk gibi gözünden, canından fazla severek, koruyarak Türkçülük, Milliyetçilik gönlüyle, iç duygusuyla canlarından fazla onu sevdiler, canlar, kanlar vererek göklere kaldırarak, dalgalandırarak
Ulu Tanrıdan artık sonra, ona tapındılar, baş eğdiler, öptüler, kokladılar.
Türkler, genciyle yaşlısıyla, çocuğuyla, kızı, kadınıyla hiçbir zaman, Al Bayraksız, Türkiyesiz, dünya Türklerinden olamadılar, ayrılmadılar, başka bir aşkı seçemediler,
Dünyanın neresinde bir Türk varsa, orada Al Bayrağımız vardır ve olmalıdır, canlı olarak dalgalanmalıdır..
Ey kardeşlerim Ey yüce Türk milletimiz tüm düşmanlara, hainlere, işbirlikçilere karşı,Al Bayrağımızı evimize, iş yerimize giymiş olduğumuz giyimimize, defterlerimize, oku çantalarımıza
Caddelere, sokak, mahalle, Araba, tüm dernek, kuruluşlarımıza Al Bayrağımızı asalım, canlandıralım yeniden Turan, Türk birliği yolunda ellerimizde Al bayrağımızla doğru yürümeliyiz, İstiklal, Andımız Marşımızı, Ne Mutlu Türk’üm diyene diyerek söyleyerek yolumuza devam edelim Al Bayrağımıza kaldırarak Türklüğümüze
Dönerek, dönmeliyiz dönmelidir, Al Bayrağımız kanımızla, canımızla korunmalıdır.
Tüm Türkler olarak Türk birliğiyle birleşerek Al Bayrak altında yaşamalıyız.
Al Bayrağımızı koruyarak bu uğurda kanlar, canlar şehitler verilmeliyiz, düşmanımız tanımalıyız.
Ne Mutlu Türk’üm diyene, Sevgisiyle Atamızın yolunda Türklük aşkı için, korkuya, ölüme yok diyerek, alanlarda tüm ellerde Al Bayrağımızla çıkmalıyız Türkiye’mizi, Türk dünyamızı severek korumalıyız.
Artık Al bayrağımızı sevmeyenler, yok olmalıdır, kahır olmalıdır, Al Bayrağa el uzatanların elleri kırılmalıdır.
Bu Türk ülkeden sürülmelidir.
Türk’ün Al Bayrağı başka bayraklara benzemez, başka bayraklar gibi değildir, bu bayrak Ulu Tanrının gökyüzünde, şehitlerin kanıyla, bürünmüş yüce Türk tarihini İslam toplumunu yansıtan, kurtararak bir Bayraktır, tüm dünya Türkleri Al Bayrak uğrunda şehit oldular, şehit olmaya hazır durmaktadır, Anneler kınalı kuzuları için kına yakarak, Vatan uğrunda şehit vererek Al Bayrağa sararak ağlamadı, gözyaşı dökmedi, Vatan sağ olsun, Türk milleti sağ olsun söyleyerek sevindi, mutlu oldu.
Dünya Türkleri gibi Irak Türklerinin ellerinden Al Bayrak yere düşmedi, evlerinde, gönüllerinde yaşadı, büyüdü Ata Türk aşkıyla varlığıyla yolunu seçerek yürümeye başladı.
Irak Türkleri çok sayıda kanlı katliam, soykırıma uğrayarak, Türk kaldılar,
Al bayrağa sarıldılar, şehit oldular.
1967 Tarihinde Süleyman Demirel Kerkük Türk şehrine gelişinde, onu 10 yaşında Al Bayrak, yaşasın Türklük, yaşasın Türkiye diye, karşıladık 1977 yılında Fahri Koru Türk, Kerkük Türk Kültür Merkezi önünde, Al Bayrak ile karşılama sırasından sonra, her türlü içkence gördük, 10 yaşlarında Al Bayrak Türklük aşkıyla hapse atıldık.
Bizce Al Bayrak demek, büyük Türkiye, büyük Türk dünyası demektir.
Bu bayraksız biz yoğuz ölüyüz, bu Bayrağımızı sevmeliyiz, hakkını vermeliyiz, onu her yerde canlandırarak, dalgalandırmalıyız.
Türk Milletimiz bu Bayrak uğrunda, canlar, kanlar nece yiğitler, kahramanlar şehit verdi, Bu bayrak uğruna her zaman olduğu gibi her an ölmeye, can vermeye, kan vermeye hazırız.
Unutulmayan 1959 yılında Komünist Kürtler, Irak Türklerine karşı, büyük Kerkük katliamında bulunarak, üç gün süren bu kanlı işkence, soykırıma yol açmakla, tüm korku, ölüme rağmen Irak Türklerinin evinde Gazı Mustafa Kemal Ulu Önder Ata Türk’ün fotoğraf arıyordular, milleti seven birçok insanlarımızı bu nedenle sürükleyerek öldürdüler.
Her türlü acı, çile, baskı yaşayan Türklerin Kerkük’te, öteki Türk bölgelerinde birçok evlerde Al Bayrak, Ata Türk’ün Türk lider büyüklerin fotoğrafları bulunmaktaydı.
1959 tarihinde, Kerkük katliamının başlangıcıyla Kürtler, Komünistler evimizi ve babamın iş yerini arayarak dağıtarak, Ata Türk’le Al Bayrağı aramaya başlamışlardır, babama çok baskı yaparak,
İşkence yaptılar. Ondan sonra bizler babamla, birlikte Kerkük katliamından, iki gün önce, Altunköprü ilçesinde olduğumuz sırada Lokanta dükkânımızda her şeyi kırıp yok etmişlerdir.
Altunköprü Türkleri ise her bir hazırlık alarak bu kanlı katliamı engellemeye çalıştılar.
1979 tarihinde Türk, Türkiye aşkı, sevgisiyle ilgili Irak Türkleri ile ilgili ve Kerkük, Musul ile suçlarla benimle kardeşim Ümit Köprülü tutuklanarak, bir yıldan fazla günde dört defa işkence görerek, evimiz, babamın iş yeri emniyet, istihbarat, Muhaberat, tarafından aramaya kalkarak, iki Al Bayrak, Ata Türk’ün, Boz kurt Ankara, İstanbul fotoğrafları
Ata Türk’ün, Alparslan, Türkeş’in, Nihal Atsız, Ziya gök alp, Emin yurda kol, Namık Kemal, Mehmet Akif ‘in Devlet, Bülten, Türk Edebiyatı, Gül pınar, kitap, dergi, kitaplara el koyarak 75 yaşında Anne, babama işkence yapmışlardır, ardından babamı tutuklayarak, 7 ay her türlü işkence gözüm önünde binimle birlikte uygulanmıştır.
Bir yıl 5 aydan sonra, kardeşim Ümitle, özel devrim yargı evinde karşılaştık, devrim yargı evi, beni vatan haini, gizli örgüt, Parti, Türkiye, Türklük Musul, Kerkük‘ü Türkiye’ye katmak nedeniyle arayarak, evimizde Türkçe kitap, dergi, Al Bayrak bulmak, büyük bir suç olarak, bana önce idam sonra yaşam boyu yargılandırmıştır.
Ümit kardeşim ise 6 yıl yargılandı, evimize eşyalarımıza 7 bine yakın olan, kitaplarımı 3 binden fazla dergi, gazetelerimi alıp götürdüler.
17 Sene hapishanede kaldıktan sonra, BM İnsan hakları, Türkiye baskısı ile özgürlüğe kavuştum.
Hapishanede olduğum sıra, Türkçe kitap okuma, radyo yasak olmasına rağmen, gizli yollarla, saklayarak dinleyerek haberlerle, bilgi almakla dört duvarının arkasında yaşamayı sürdürmekteydim.
Uzun yıllar kitap gizli yerlerde saklamış olduğum küçük Rozet yüce Al Bayrağımızı Kerkük kalesinde ve Türk bölgelerinde dalgalandığının sevgisiyle
Gecelerimi başımı yastığa bırakarak mutlu yaşamaktaydım uykularımda bile Al Bayrağımla umutluydum.
Artık Hapishanenin korku, baskı, işkencesine rağmen benden bir parça olarak bu uzun yılları günde bir kitap okuyarak, yazılar yazmaktaydım.
Türkiye devletiyle canlı yüce duruşuyla, nazlı, nazlı bakışıyla Al Bayrağımın başka bir kutsal sevgisi gönlümüzde yaşamaktaydı.
Al Bayraksız hiçbir zaman Türk milleti, Türk vatani olamaz Al Bayrağımız Türklük ilkemizle Türk dünyasının, Türk birliği devletimizin tek bir Bayrağıdır.
Simgesidir
Bu Bayrak var olunca, biz var oluruz,
Bu bayrak yaşadıkça bizlerde yaşayacağız
Bu kutsal Al bayrağımız her zaman olduğu gibi gökyüzünde Türklük dünyamızda dalgalanarak utkuları gerçekleştirecek, şehitlerin kanından rengini alarak, Annelerimizin gözyaşlarına son vererek bizler Al Bayrakla yaşarız, ölmeyiz, var oluruz, ona el uzatanların elleri kırılacak, gözleri gör olacak, Al Bayrağı yakanlar yere düşürenler hiçbir zaman insan olamazlar tarih boyunca onlara lanet okunacaktır.
Çünkü onlar haindir ve Tarihte hain olarak bilinecektir.
Benim Türkiye’m büyük Türk birliğini kurarak, Türklerin olan Türkiye Tek Türklere kalacak, Türk sevgisiyle sonsuza dek var olacak.
Türkiye’m büyük Türk Türkiye’m sonsuza dek yaşayacak, var olacak, Türklük dünyasıyla birlik beraberlik sağlayacaktır.
17 Sene hapishaneden sonra, Saddam rejimi tekrar her türlü bahane ile beni ailemi tutuklamak istedi, gizli yollarla 15 kişi olan ailemle birlikte kuzey Irak ERBİL Türk şehrine kaçak yolla kurtararak, Ailemi Türkiye’ye yerleştirdikten sonra, ERBİL Irak Türklerinin kuruluşlarında çalışmaya başladım, mutluydum, umutluydum çünkü yıllar boyunca özgür olmaktan korkarak, özgürce Al Bayrağı, Türkçe kitapları, Türkçe okuyarak
Radyoları dinleuerek, Televizyonlarını izleyeceğim, hasret gidereceğim yıllar yoksun kaldıktan sonra, çalışmış olduğum kuruluşta odamın masa üstüne orta boyda, bir Al Bayrak bıraktım, karşı duvara büyük bir Al Bayrak ve önder Ata Türkün fotoğrafını asarak, sevinçliydim mutlu olarak dünyalar benim olmuştur, sanki Türkiye topraklarında yaşamaktaydım bu uzun yılların acı, çilesinden sonra, çünkü mutluyum tüm amaç Umutlarıma kavuşmuştum Al bayrağım karşında, gurur duymaktayım.
Şimdi her yanımı Ata Türk, Al Bayrak süslenmiş, güzelleştirmiş, çevirmiş Artık Altı aydan sonra anne, babamı, kardeşlerimi görmek için, Türkiye’ye gedmeyi düşünmüştüm bu uzun yıllardan sonra hakkım var bu anne, Vatanı, Türk ülkemi görmeye, kan kardeşlerin yardımı ile Türkiye topraklarına 21 Ağustos 1996 ağlaya, ağlaya, gözyaşı dökerek hiç kendimde değildim başka birine dönmüştüm, dertliydim, yaralıydım, ama çok mutluydum, umutluydum Türkiye’me kavuştum
İlk görevim bu kadar mutluluk, sevinç içinde, ne yapmalıyım ve ne olacak.
Çılgına, deliye dönmüştüm, mutluluktan, sevgiden kendimi tutamıyorum deli, çılgın
Gibi gülüyorum hiçbir şey bugün gibi beni mutlu edemedi, sevindirmedi. Ayaklarım üstünde duramıyorum yere düşeceğim, bayılacağım bu kadar sevgiye dayanamıyorum.
HABUR Türk topraklarına, ilk adımları atarak, düştüm yere eğilerek, bir avuç toprağı ellerim arasına alarak, her yerime savurdum, kokladım, Türk kutsal toprağını yerini, taşını öpmeye başladım, yüzümü sürdüm, dayanmak, sabır etmek, ağlamamak elde değil ki ve hüngür, hüngür ağladım, ağladım, hiç duyamadım, hissedemedim bu kadar sevinçli anı 17 sene, çileme, acı, özlemime anıdan ilaç olarak, çara olarak, sanki bu uzun yıllar hapishanede kalamadım, hep bu topraklarda özgürcesine mutlu, sevinmesine, büyümüştüm
Bu Türk topraklar başka, kokusu başka, rengi, tat, güzelliği, insanları başka
Bu kadar sevgi, mutluluk içinde Türk devleti, Türkiye, Türklük, Ata Türk’ün kurmuş olduğu bu Türk devleti, artık demokrasi, özgürlük insan hakları, birlik beraberlik dolu, bir Türklük aşkını yansıtan anne vatanın, toprağını, yerini koklayıp, optikten sonra binlerce yıllar Dim dik duran, Türklük dünyası 16 İmparatorluğu, büyük 117 Türk devletini yansıtan, Çanakkale, kurtuluş düşmanlara karşı, tüm savaşlarda önderlik yaparak utkularla kazanan, yüzlerce ulu şehitlerin arı temiz kanlarıyla, onur, türe, getirerek, uzun yıllar tek aşkını, sevgisini arayan, ona kanını, canını, gençliğini veren, şahlanan, dalgalanan, gaziler bu uğurda şehit düşenlerin yıllar önceleri, özlemli, milli, Türkçülük duygusuyla, yaşayan, yaşlanan, ağlayan gözlerim, sevinç gülümseme, mutluluk yaşlarıyla dolarak, Al Bayrak, Ay Yıldızın tüm varlığıyla, ululuğuyla, yüceliğiyle, her an dünya durdukça, canlı olarak dalgalanmaktadır, bana umutlar, yaşam özveri, özgürlük, güç vermektedir.
Artık yaşıyorum, ölemedim bu acı çileden sonra, tüm erek, emeklerim arzularım, dileklerim gerçekleşti.
Ne yapacağımı bilemedim, şu anda her şeyim yok olmuş gibiyim deliye, çığlına, berduşa dönmüşüm, öl desen anında can verip ölürüm, etrafımda olan insanları bile, his edemedim, duyamadım, göremedim sanki bu topraklarda, bu Bayrak karşısında yalnız ben varım ben yaşamaktayım.
Hiç kimseni gözlerim fark edemedi ve kadar kalabalık olduğunu bile görmemiştim her türlü insanlar orada vardır askeri, sıvılı, genci, yaşlısı, kızı, kadını çocuğu
Hep gözler bana bakmaktaydı Artık ne yapmalıyım, ne yapacağım nasıl bu mutluluğun son aşamasında, kendime çeki düzen vermeliyim, kendimi tutamıyorum, bayılıp, kayıp olup, yere düşmek üzereyim, kendi kendimden haberim bile kalmamıştır kim olduğumu bile unuttum yalnız bildim ki ben bir Türk’üm bu Türk Al Bayrak altında yaşıyorum, Al Bayraktan, bu temiz,arı Türk kutsal toprağından, güç alarak azıcık olsa da kendime geldim,
Artık sabrım tükenmişti, tekrar Al Bayrağa sarıldım, bu sevinç, mutluluk büyük aşk içinde hüngür, hüngür ağlamaya yeniden başladım.
Gözyaşlarım sevinçten, akmaya başladı, silmesini istemeyerek gözlerim sanki deniz suyunun içinde yüzmektedir o an kendimden geçmiştim bu defa tamamen birden çıldırdım, deli olmuştum, meğer bu durum üzerinde, ne kadar olduğumun farkında değilmişim, Mutluydum, sevinçliydim susuzluk, açlık bile duymamaktaydım, yaşantımda ilk defa olarak, öyle bir büyük sevinç, mutluluk içinde imişim, Al Bayrak ellerim arasında, kucağımda, göksüm üstünde, onu tüm gücümle tutmaktaydım sarmaktaydım, onun için kanımı bile, akıtsalar, tükseler , canımı yaksalar, parçalasalar, kurşuna dizseler, ölsem de Al Bayrağımı veremem, o benimdir, o benim atalarımın, dedelerimindir, onlar kanlarını vererek her yere asarak Al Bayrağım canlı olarak dalgalandırdılar, düşmanlara canlarını, kanları vererek şehit düştüler veremediler, bende onlar gibi veremem bin defa ölsem, can versem bile, bu uğurda canlar, kanlar adanacak, bu Al Bayrak, yere düşmeyecek , kıyıcı, bölücü, komünist, Siyonist Hain, işbirlikçi ellerle, kirlenemez, hep öyle düşünerek bu çılgın, deliye dönmüş halde, kafamı usumu yavaş, yavaş yerine getirmekle, kullanmakla, bir az olsa bile kendime dönerek önüme dönüp baktım, onlarca insanlar, karşıma baktım, askerler, Siviller
Arkama baktım çocuklar, kadınlar, kızlar kalabalık sanki ortalıkta bir tören var ben sonucuyum diye, karşımı insanlar alarak, kimi alay ediyordu, gülüyordu, kahkaha savuruyordu kimi özgün, dertli durumdan anlayarak Türk Bayrağının bu kadar kutsal olduğunu anlamaktaydı, kimi Türk milletine, Al bayrağa olan düşmanlığı, belli ederek, bu deli çıldırmış birisi, ne yapıyor bu, bize saldırmadan onu yakalayıp tutuklayıp, dövmeli, hapse atmak söylüyorlar,
Kimi beni anlayarak, derdime ortak olarak, ilgilenerek, güç vererek, kucaklayarak Öpmekteydiler.
Artık bu Türk millet ölemez, bu Bayrak yok olamaz, hiçbir zaman yükseklerden, inmeyecektir bu can, bu kan damarlarda var olunca, Türklük yeniden güneş gibi ışıntısıyla, yeni bir gün gibi doğacak dünyanı aydınlatacaktır.
Bu kutsal, yüce Al Bayrak altında, tüm dünya Türkleri yaşayacaktır, ölecektir Vatanı koruyacaktır
Kendime gelerek, toparlayarak toplayarak, artık şimdi siz beni duymalısınız?
Bilmelisiniz?
Doğru söylüyorsunuz? Ben çıldırmış bir deliyim, Mecnuna dönmüşüm, yanmışım, tutuşmuşum, kavrulmuşum
Ateşlerle,
Kıvılcımlarla,
Çünkü ben büyük Türk milletinin, bu kutsal Türk topraklarının, yüce yüksek sonsuza dek, dalgalanan Al Bayrağın, çılgınıyım, delisiyim Mecnunuyum…
Yangını, vurgunuyum…
Uzun yıllar bu özlemle, bu çile, bu acıyla yaşadım.
ve benimle, yüzlerce insan bu yalnızlığı acını,çileni, özlemi
yaşadılar, çok kan kardeşlerimiz şehit oldular, gözü geride, toprağında, bayrağında kaldı, yüreğinde hasret, dert kalarak kavuşmadı bu Yüce Al Bayrağı, bu Kutsal, artık ben 17 yıl çilerden, acılardan, baskılardan, işkencelerden sonra ölümden kurtararak kavuştum bu Toprağı, bu Bayrağı sizin kadar ve daha fazla bende sevmekteyim, benimde, hakım var öpmeye, kucaklamaya, sarmaya, koklamaya, uzun yıllarımda benden hiç ayrılmadı kanımda, canımda yaşadı, ne derseniz söyleyin? Ne konuşsanız konuşun? Ben mutluyum, sevinçliyim ve büyük bir umut içindeyim şimdi ölsem bile, ölümüm hak olacak, gözüm arkada kalmayacak bu Bayrağa, bu Toprağa kavuştuğum için, ne mutlu benim için bu toprak, bu bayrak, Türklük uğrunda ölmeye.
Ayrık bırakın yaşayım çiğlin, deli gibi sınırda olan beni dinleyen, gören erler, askerler, jandarma, subaylar, gençler, yaşlılar Birçok insanlar helal olsun sana bu temiz anne kanı, Ne mutlu sana kardeş, beni kucaklayarak, kolları arasına alarak, öpmeye başladılar, ama gözyaşlarımız deniz gibi sevinçte akarak duramıyordu!
Ortalıktan, sıradan bir Türklük, Türkiye Aşkıyla coşan, kavrulan Türk subayı Koşarak, ellerinde bir Al Bayrağı, göksüme rozet takarak, bir bayrakta bana armağan ederek, kucaklaşarak arabaya bindirerek artık Türkiye topraklarındayım her yerde Türk Bayrağı süslü, süslü, nazlı, nazlı canlanarak dalgalanmaktadır.
Yoluma devam ederek, büyük Türk Türkiye Cumhuriyetine girdim, Bu defa mutluluğum, umudum, sevincim, aşkım dehada artmaya başladı, şimdi gözlerim, her bir yerde, Al bayrağımın dalgalanmasını, canlanmasını görmektedir, ne mutlu bana, ne mutlu Türkiye Cumhuriyetine, Al Bayrağa ve ne Mutlu Türk’üm diyene, ne Mutlu Türklük uğrunda ölene.
Can verene.
Şimdi ben Türkiye’de, çok mutluyum ilk defa olarak, kendimi bu kadar sevinç, umutlar içinde tutamıyorum, yüzümde bin bir umut, gülümsemeler canlı, canlıdır, çok iyimserim, sevinçliyim, gökyüzünde uçan kuşlar gibi özgürüm ellerimde Al Bayrak, gönlümde Türklüğün al Bayrağı, aşkı yakamda, göksümde al Bayarak, etrafımda büyük al Bayraklar, mutluluğun yaşamın ne güzel olduğunu, şu anda bildim, ilk senem hep öyle geçmişti, Türkiye gazeteleri benimle ilgili görüşmeler, yazılar yazılarak, yayınladı, Irak elçiliği İstihbarat, Muhaberatı tarafından, tehditler başlatarak, kaç defa tutuklamaya, başladılar öldürmeye kalktılar, benimle ilgili yazılar yazan gazetecileri tehditle, öldürmeye kalktılar, BM tarafından beni birinci siyasi olarak, Türkiye dışarısına göndermek isteğiyle, 1997 yılında Amerika ‘ya siyasi olarak, ilk aşamada gönderildim, Amerika’ya kendimle, Ata Türk’ün fotoğrafıyla çok sayıda Al Bayrak götürdüm,
Evime astırdım Türkiye’de olduğu gibi Amerika’da özgün dertli yaşadım, hiç sevmedim, mutlu olmadım çünkü gönülde biricik sevgi, aşk var oda Türkiye, Al Bayrak sevgisi, aşkı 7 seneden sonra, Ana yurt Türkiye’ye döndüm bu defa durum bam başka, görevle, milli Türkçülük davamla, ilgili Türkiye Türklük Kerkük, Musul Türkçülük davasıyla, ilgilenmek, çalışmak dehada güzel, kutsal olacaktır. Canımla, kanımla bu atar damarlarımla, göreve çağırılarak, başladım, benim için en önemlisi Türk dünyası, anavatan Türkiye’dir önemlisi Ata Türk, ordu, toprak, al bayrak, her an benimle olacak, bu görev sürmekle, tüm Türklerin yurdu, vatanı olan büyük Türkiye hakkında, oynanan düşmanlar tarafından, her türlü oyunlar, düşmanlık, beni yakmaya, üzmeye başladı, doğru söylemişler Türk’ün Türk’ten başka dostu olamaz ve olmamış ta, oyunlar büyümekte, etrafımızı ateş, volkan gibi almaktadır, bölücüler, komünistler, masunlar PKK Kürtler batı, İsrail’in, İngilizlerin, Fransa’nın yardımıyla, Türkiye hakkında, arka planı çizilmektedir, düşmanların düşündükleri büyük bir proje, bu düşmanca planlanan ayrımcı, bölücü parçalama politikasına karşı, büyük Türk ordusu, askeri tüm çapasıyla, varlığıyla durarak, artık iş başa geldi, milli alanda, birlikte, beraberce milli Türklük davamıza sarılarak, Türkiye, Türk dünyasını kurtarmak için,
Kurtuluş, Çanakkale de olduğu gibi, yüzlerce, binlerce erlerimiz, gençlerimiz baba yiğitlerimiz, gazilerimiz, liderlerimizin yolunda, izinde yürüyenlerimiz vardır, Türk Türkiye’ni, Türklüğü Al Bayrağı, Marşımızı, andımızı kurtarmalıyız, canlar, kanlar vere, vere Türkiye Cumhuriyeti büyük bir Türk devleti, dünya Türkleri de, bunun uzantısıdır, gözleri, umutları Türkiye’de.
Biz, biz olalım, Türk’üz, Türk olalım uyanalım uzun uykudan ayağa kalkalım, düşmanlara ders verelim.
Türkiye’mizde İnsan hakları, demokrasi en güzel olarak uygulanmaktadır.
Bu ülkede hiçbir ayrımcılık yoktur, görmedik, tüm insanlara bir gözle bakılmaktadır.
Türkiye cumhuriyetinde, yaşayan topluluklar, en önemli görevlerde, özgürce yaşamaktadırlar.
Türkiye cumhuriyetinde %100 insan hakları uygulanmaktadır. Buna rağmen vatan hainleri, bölücüler, Düşmanlar Mert yiğit Türk askerini arkadan vurarak şehit etmektedirler, başka devletlerde arkalarımda durarak terör estirmektedirler, her yerde suçsuz, Türk vatandaşları, çocuklar yaşlılar suçsuz yere öldürülüyor, Türk kuruluşlarına düşmancasına haincesine saldırıyorlar batı, PKK, Bölücü Terörler tarafından, el birliği yaparak karşı durmaktadırlar, sürekli devletin parasının alan hainler, işbirliği içinde düşmanlıkla ortalığı karıştırmaktadırlar.
Nerde öyle Türkiye gibi, demokrasi, insan haklarını koruyan, savunan bir ülke tüm insan eşit, birlikte her bir önemli görevlerde çalışıyorlar.
Yaşıyorlar, bir bakın Irak’a, Suriye, İran’a Avrupa devletlerine, İsrail, Amerika’ya bakın nerede insan hakları demokrasi söylenen kavram nerede?
Türkiye’m onurlu, Temiz, güzel kahramanlar, aslanlar, yiğitler ülkesi, bu ülke Ulu Tanrımın büyük bir vericisidir, bu kutsal toprağımızı, artık tüm düşmanlara karşı kanımızla, canımızla bu toprağı, bu bayrağı koruyacağız, savunacağız
Ne hakla bu bayrağı yakıyorlar, yere atıyorlar düşürüyorlar bu bayrak uğrunda atalarımız kanlarını, canlarını vererek tuttular düşürmeden utkuyla savaşı kazandılar, savaştılar düşmanı yurdumuzdan, toraklarımızdan çıkartılar
Sürdüler.
Bu Al bayrağı tepelere, dağlara yükseklere asarak can verip öldüler, yere düşürmediler.
Al Bayrağa karşı, duranlar bir gün yok olup gidecekler, Türk’e karşı duranlar Allah’ından bulacaklardır.
Bu bayrak, Türk milletinin her bir yerinde, ülkesinde, yurdunda Türk dünyasında, toprağında, dağında, göğünde, tepesinde dalgalanacak.
Hiçte inmeyecektir
Ona el uzatanların eli kırılacaktır, yok olacaktır.
Türk Al bayrağımız, Türk şehitlerimizin kanıyla Gökyüzünde bir simgedir.
Türk milletine el uzatanlar, Kahrolsun, yok olsun, yuvası dağılsın, evi yıkılsın, Al Bayrağa uzanan eller kırılsın, düşman yüreği parçalansın, çatlasın, tüm düşmanlar bölücüler ayrımcılar, işbirlikçi, hainler
Yok olsunlar Sonsuza dek
Yaşasın, dünya durdukça dursun, büyük Türklüğün, büyük Türk devleti, büyük Türkiye yaşsın var olsun.
Artık sevgili kardeşlerim birleşelim, bir olalım, birbirimizi sevelim, dostumuzu, düşmanımızı bilelim tanıyalım Vatan için, Bayrak için Türkiye için çalışalım her yiğit, kahraman Türk her bir alanda, büyük Türk milleti yararına bir hizmete katılmalıdır, uyanmalıdır, destek vermelidir, Türk kardeşinin yanında olmalıdır.
Her Türk milli kutsal görevini başarmalıdır.
Bir Türk olarak her bir varlığımızı Türk milleti uğrunda vermeliyiz, ne mutlu bizlere bu ülkeye bu Al Bayrağa sahip çıkmamız savunmamız gerekmektedir.
Bayrağımıza, toprağımıza sarılmalıyız.
Son günlerde al Bayrağımız Türkiye’de ve Türkiye dışında bulunan vatan hainleri düşmanlar tarafından baskıya uğramaktadır bir gün işbirlikçi her bir hain cezalarını bacaklar, Bayrağa uzanan eller yerinden kırılacaktır doğru temiz onurlu anne babası Türk olanlar yiğitlerimiz erlerimiz gençlerimiz milli davasına davasıyla yananlarımız, inananlarımız, sevdalılar bu Bayrağa sonsuza dek canlarını, kanlarını vere, vere gökyüzünde tutarak dalgalandıracaklardır.
Bu Al Bayrak tüm Türk dünyasının büyük Türkiye, birliğinin tek bayrağı olarak ve tek bayrak olarak kalacaktır.
Bu bayrağa bu Türk vatana âşık sevdalı olanlar tarih boyunca atalarımız kahramanlarımız canlarını kanları ile bu bayrağı korumuşlardır
Ölecek de
Koruyacaklardır.
Bu yüce bayrağımız her an canlı olarak her yerde dalgalanmalıda sonsuz utkuya kadar Artık bu Türk topraklarda bu gibi Türk düşmanlarını yaşatmamalıyız.
Önder Ata Türk’ün Türkiye’sinden bunları sürmek bu ülkeden çıkartmalıyız, atmalıyız.
Al bayrağımızı savunmamız gözlerimiz gibi onu korumalıyız.
Bu bayrak yakında tüm dünyamızda Türk dünyamızda dalgalanarak Türk milletimiz içten gönülden coşarak iç Türkçülük, Türkiye, duygusuyla Bayrak aşkıyla var olarak utkular gerçekleştirecektir
Gönlü Türklük sevgisiyle yaşayan coşan atan ve Türk Al Bayrak için Türkiye Cumhuriyeti önderi Ata Türk, Türk dünyası ilkesi prensibi var olanlara büyüyüp yaşayanlara selam olsun artık bu vatanı, bu bayrağı sevmek bir kutsal vatan Türklük borcu, görevi olarak başarmalıyız, canımızı bu yolda armağan vermeliyiz
.
Ne mutlu Türk’üm Diyene
Ne Mutlu Türklük Türkiye
Türk dünyası için ölenlere..
Yaşayanlara.