Ne Yapacağız Bu “İstemezükleri?”
Büyükçekmece Yat Limanı ve Marina İnşaatı…
Dün Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Atölye ve Garajlarda Türkiye’de ilk olduğunu iddia ettiği bir projenin
tanıtımını yaptı. Ambulans gibi görev yapacak, kentin herhangi bir yerinde sorun olduğunda 18 saat görev başında olacak, içersinde dört işçinin olduğu ve her türlü tamir yapabilecek aletlerle donanımlı olan araçlarla; yol, kaldırım, yağmur su kanallarındaki sorunlara müdahale edecek acil ekip oluşturduğunu açıklayan Dr. Akgün, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Marina inşaatından, Beykent Üniversitesi’nin kaçak imalatına, Çınar Koleji’nin mevcut durumundan AK Parti’nin ilçe teşkilatının bulunduğu binaya kadar sorulan sorulara yanıt veren Dr. Hasan Akgün, polemiğe açık yanıtlar verdi.
Özellikle bir gazetecinin, Büyükçekmece AK Parti İlçe Başkanı Av. Celal Babayiğit’in, Marina inşaatı üç ay içersinde yıkılmaz ise istifa edebileceğini ima eden açıklaması üzerine, Başkan Dr. Akgün’ün “O zaman üç ayı bekleyeceğiz ve istifa edip etmeyeceğini göreceğiz” imalı açıklaması ise oldukça ilginçti.
,Anlayacağınız Babayiğit şayet o sözü söylediyse, üç ay sonrada marina inşaatı devam ederse kendisi kamuoyuna yönelik olarak ya o sözü söylemediğini iddia edecek, sözünü yiyecek yada istifa edecek. Bizde bekleyip göreceğiz.
Tabi üç ay sonra Marina ve Yat Limanı inşaatı yıkılırsa, bu seferde Başkan Dr. Akgün iddialı sözlerinin arkasında dur(a)mamış olacak.
*****
Sürekli bu konuda yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim. Bir kente, İstanbul’un en büyük yat ve marina inşaatı yapılıyorsa, yüzlerce insana istihdam sağlayacaksa, ülke ekonomisine, kent ekonomisine katkı sağlayacaksa, yetmez kentin tanınmışlığına, markalaşmasına katkı sağlayacaksa ‘neden buna karşı çıkılır’ anlamış değilim.
Kıyı kenar çizgisinde ‘Ordu Evleri’ var buna kimsenin sesi çıkmıyor. ‘İSKİ’nın arıtma tesisi var’ buna da kimsenin gıkı çıkmıyor.
Bu “istemezükler” bazen solcu olurlar, bazen sosyalist, bazen İslamcı, bazen muhafazakâr, bazen milliyetçi, bazen sağcı olurlar. Hepsinin ortak noktaları işine gelmeyen, karşı çıktıkları şey karşısında ortak davranış biçimleri, ortak zihniyetleri “istemezük” dür.
Ve yer değiştirilmiştir sadece…
Asıl olan karşı tarafın yapmış olduğu doğru şeye, “doğru, güzel, akıllı bir yatırım” diyebilme cesaretimizin olmamasıdır. Yani takdir etmeyi becerememektir. Aslında böyle bir zihniyet kodlarına sahip olmamaktır.
İnanın yat limanı ve marina inşaatını AK Partililer yapsaydı, bu seferde CHP’liler karşı çıkardı. Hatta kimi CHP’lilerde Akgün düşmanlığından dolayı bunu yapıyorlar ya, neyse…
Kendi düşüncemi söyleyeyim. Yat Limanı ve Marina inşaatı öyle yada böyle devam edecek. Belki kimi goygoyculardan dolayı tökezleyecek gibi olsa da, mehter marşında olduğu gibi iki ileri bir geri adımlarla gerçekleşecek. Olan sadece bir projenin hayata geçirilmesinin geciktirilmesi olacak. Başka bir şey değil…
Yüzyıllardır genetik şifrelerimize işlemiş olan “istemezük” zihniyetinin 21. yüzyılda zenginleşmeye ihtiyacı olan bu toplumda nasılda varlığını hala devam ettirebildiğine şaşırıyor muyum? Hayır, şaşırtmıyor beni, ancak beni asıl şaşırtan buna AK Partililerin karşı çıkması. İşte bunu anlamıyorum.
Hayatın gerçekleri ve ihtiyaçlar…
Hayatın kuralları ve bazen hayata uygun olmayan yasalar…
Siyasette ne zaman doğru yapılan projeleri, yatırımları karşıtımız yapsa bile “doğrudur” diyerek destekleyeceğiz ve karşıtlarımız iyi şeyler yaptığında “bravo” diyerek taktir edeceğiz.İşte o zaman bu topraklarda bir demokratik zihniyet devrimi yaşayacağız.
Avrupa’da marina kapasitesi ve
Türkiye’de durum
2010 rakamlarına göre 70 bine ulaşan Türk tekneleri var. Yaz aylarında yabancı teknelerle sayı 100 bine çıkıyor. Akdeniz’de 1 milyon tekne dolaşıyor. İspanya, İtalya ve Fransa’da ki marinaların yüksek fiyatlarından dolayı Türkiye cazibe merkezi.
Fransa’nın 227 bin, İtalya’nın 128 bin, Türkiye’nin ise tekne ve yat bağlama kapasitesi 15 bin. Türkiye’de her yıl tekne sayısı 1 ila 2 bin arasında ar-tıyor. Marina ve yat limanı kapasitesi artırılmadığı sürece Türkiye’nin sektö-rün kapasitesinden pay alması imkansız.
Anlayacağınız Marina ve Yat limanı projesi bugün için bir devlet politikası. Ve bir belediye buna katkı sunuyorsa herkesin öpüp başının üstünü koyması gerekiyor. Biz ne yapıyoruz “istemezük...”
İBB 10 marina yapmak istiyor
İstanbul’da, Büyükşehir Belediyesi’nin özel şirketi olan İspark 10 marina yapmak istiyor.
Çünkü İstanbul’da ki marinalar ve yat limanları kapasitesiye karşılamıyor. Nasıl Türkiye, Akdeniz’den pay almak istiyorsa. Kentlerde yıllık kapasitesi milyar dolarla söz edilen yat ve marina projelerinden pay almak isti-yor. Bunu anlamak için fazla akıllı bile olmaya gerek yok.
Türkiye’de 2010 rakamlarına göre bu sektör 4 milyar gelir yaratıyormuş. Ve sektörünü 2023 hedefi 10 milyar dolar.
Ve orta büyüklükteki bir marinanın yıllık geliri neymiş biliyor musunuz? 5 milyon dolar. Büyükçekmece Yat Limanı ve Marina Projesi’nin yıllık geliri ne olur? Ben diyeyim 10 milyon dolar siz deyin 15 milyon dolar.
Ve Büyükçekmece Belediyesi bundan pay alacak. Bu pay nereye harcanacak? Büyükçekmece’ye… Karşı çıkanlar ne diyor? Büyükçekmece esnafı ve halkı bu işten karlı çıkmaz. Hadi canım sende.
Ve sektörünü yetkilileri ne diyor? “Bürokrasiyi düzeltin sektör patlama yapar.”
Son söz: Bende diyorum ki, bürokrasiyi değil tüm “istemezükleri düzeltin” ülke ekonomisi patlama yapar. Sahi 2023 hedefi koyan iktidarın yerel başkanları ne diyor? Üç ayda Yat Li-manı ve Marina inşaatı yıkılır.
AK Parti iktidarına bu “istemezükler” hayırlı olsun…