Ne Kadar Anayasal Güvencemiz Var?
Bir kaç gündür gazetelerde Adapazarı'nda eşi tarafından dövüldüğü için karakola sığınan ve karakol çıkışında da hem kocası hem de kayınbiraderi tarafından dövülen kadının haberini okuyoruz.
Bugünkü gazete de aynı haber şu şekilde verilmiş; 'Ceza verilmediği için dayak yiyorum'.
34 yaşındaki Bahriye Aydoğdu yaşadıklarına isyan ederek, “Hiç bir ceza almayacaklarını bildikleri için yapıyorlar.
Yine yapacaklar biliyorum. Bir şey olmuyor. Çünkü devlet, savcılık cezasını vermiyor. Bu yüzden dayak yiyiyorum. Polis merkezinde ilgilenmediler. Şikayetimi bile almadılar. O da yapacağını yaptı, elini kolunu sallaya sallaya gitti.” dedi.
82 Anayasası madde 10
“...Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanıyamaz....”
Şimdi Bahriye Aydoğdu bu anayasa maddesine göre eşit hakka sahipmidir? Emniyete sığınan bu kadın emniyetin önünde kocası tarafından dövülüyorsa, adı üstünde emniyet bu kadının yaşam hakkını emniyete almıyorsa, alamıyorsa bu anayasa maddesinin ne faydası var? Ya da anayasa bizlerin yaşam hakkını güvenceye alıyorsa emniyetsiz emniyete ne ihtiyaç var?
Şimdi bu maddeye ekleme yapılarak 12 eylülde halk oylamasına sunulacak bu ekleme bu kadının yaşam hakkını güvenceye alacaksa evet demeye hazırım, ama var olan anayasa maddesi varken emniyetin önünde bu kadın kocası tarafından dövülüyorsa bu yeni eklemeler ne işe yarar?
“ Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”
10. maddeye eklenen bu ekleme, bu kadının kocası ve kayınbiraderi tarafından dayak yemesini engelleyecek mi? Engelleyeceğine inanıyormusunuz?
Anayasada yazılanlar değil bu yasaları uygulayanlar güvenceyi sağlar.
12 Eylül 1982 Anayasası madde 61. “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.”
Üsküdar'da engelli bir vatandaşımız işportacılık yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Yalnız ve kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışıyor. Sakat ayağı ile kimi zaman mendil, düdük, balon satıyor, kimi zaman ayakkabı boyacılığı yapıyor. Fakat o sakat ayağı ile belediye zabıtaları ile köşe kapmaca oynuyor. Kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek için bu işi yapmak zorundayım diye defalarca derdini anlatmasına rağmen zabıtalar o gün aç kalacakmış kalmayacakmış diye düşünmeden elindeki mallarını da alarak tam bir zulüm uyguluyorlar.
Şimdi bu engelli vatandaşımız bir kiliseye sığınmış ve kilise görevlileri onun barınma ve günlük ihtiyaçlarını karşılıyor.
Bu engelli vatandaşımızın tek isteği ya belediyenin işportacılık yapmasına izin vermesi, ya da bir iş verip çalıştırması.
Bu engelli vatandaşımız, ben dilenci değilim, engelliyim, kendi ihtiyaçlarımı karşılarım, yeter ki devlet gölge etmesin, yeter ki devlet engellemesin demektedir.
Bu vatandaşımıza barındığı kilise görevlileri anayasanın 61. maddesine göre bir dilekçe yazmasını ve belediyeye vermesini söylemiş. Bu vatandaşımız bu söylenenleri yaparak anayasanın 61. maddesinden faydalanmak istediğini ve belediyenin bu maddeye dayanarak kendisine yardım etmesi gerektiğini bildiren bir dilekçeyle Üsküdar Belediyesine başvuruda bulunmuş.
Cevap, biz tahkikat yapacağız ve ihtiyacın varsa kumanya vererek yardım edeceğiz. Engelli vatandaşımız, ben dilenci değilim, ben çalışmak ve kimseye muhtaç olmadan çalışmak istiyorum, diyor.
Şimdi anayasa değişikliklerinin bu ülkeyi güllük gülüstanlığa çevirecekmiş gibi propaganda yapanlara soruyorum.
Elinizdeki Anayasayı ne kadar uyguluyorsunuz ki, değiştirdiğiniz anayasayı ne kadar uygulayacaksınız?
Elinizdeki anayasada kadınların kocalarından, kayınbiraderlerinden dayak yemesini engelleyen maddeler yok mu? Kadına şiddeti neden engellemediniz, neden engellemiyorsunuz?
Elinizdeki anayasanın 61. maddesi engelli vatandaşlarımıza sahip çıkmanızı gerektirdiği halde neden dilenci konumuna sokuyorsunuz? Neden bu vatandaşlarımızın onuruyla yaşamasını sağlamıyorsunuz?
Madem anayasayı uygulamıyorsunuz, engelli vatandaşlarımıza zabıtalarınızla engel olmayın, bırakın da ekmek paralarını onuruyla çalışarak kazansınlar.
Anayasalardan önce zihinler değişmeli.
Yazınızı okudum.
Ağustos 21st, 2010 at 17:23Tşk ederim.
Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi
Ben de teşekkür ederim saygılar..
Ağustos 21st, 2010 at 23:52