Ne Biz, Ne Onlar Ayrımı Yapılmasın !
Dün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılışlarının yıldönümüydü. 70’li yıllar Zeytinburnu’nda sokaklarda askeri cemseler geziyor. Askerler topladıkları insanları cemselere bindiriyorlar. Babamın berber dükkanında ve evde “Bu çocuklar asılmasaydı, ülkeyi kurtaracaklardı” diye konuşuluyor. Anlamıyorum. İlkokula gidiyorum.
Ortaokuldayım. Vatan gazetesi okuyorum. Kendimi solcu olarak görüyorum. Asılanların isimlerini öğreniyorum. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan.
Liseye başladığımda yeşil bir parkam var. Duvarlara “Tek yol devrim” diye yazıyoruz. Okulda boykotlar oluyor. Kimileri sol elini kaldırıyor. Kimileri sağ elini. Neden anlayamıyorum. Sol elini kaldırınca ‘solcu’, sağ elini kaldırınca ‘sağcı’ olunmuyor mu? ‘Kendisine solcu diyenler, neden sağ ellerini kaldırıyorlar?” Anlamaya çalışıyorum. Bilmiyorum. Soruyorum, öğrenmeye çalışıyorum. Bir dönem sonra bende boykotlarda sağ elimi kaldırarak ant içmeye başlıyorum. yen; dil, din, etnik, siyasal, cinsiyet ayrımı yapılmayan bir ülke özlemiyle; Denizleri, Hüseyinleri, Yusufları sevgiyle anıyorum.
Asılanlar hakkında kitaplar okuyorum. Sol gençliğin en büyük değerleri oluyorlar. Yeşil bir parkam var. Arkadaşlarım öldürülüyor. Çatışmalar oluyor. Okullar boykot ediliyor. Her 6 Mayıs’ta okulda boykot yapıyoruz.
Yaşımız büyüyor. Üç gencin idamının bir hesaplaşma olduğunu öğreniyoruz, okuduklarımızdan. Üç bizden, üç onlardan diyorlar, yürekleri sızlamadan.
Aradan yıllar geçiyor. İşkencedeyiz, cezaevindeyiz. Soldan ve sağdan insanlar asılıyor. Türkiye büyük bir bedel ödüyor. İşkencelerde, idam sehpalarında, sokaklarda yüzlerce yaşıtımız öldürülüyor. Üç bizden, üç onlardan dediler, yürekleri sızlamadan. Ne onlardan, ne bizlerden olsun asılanlar. Ne onlardan ne bizden olsun öldürülenler. Ne onlardan ne bizden olsun işkence hanelerde. Ne onlardan ne bizden olsun cezaevlerinde. Ne onlardan ne bizden denilme
Bizi biz yapan tüm değerlere selam olsun…