Nazım Hikmet’in Kuvaiye Milliye Destanı “Onlar” Şiiri…
Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm,
ve çocukturlar,
ve kahreden,
yaratan ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
onlar ki uyup hainin iğvâsına,
sancaklarını elden yere düşürürler,
ve düşmanı meydanda koyup,
kaçarlar evlerine,
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler,
ve yeşil bir ağaç gibi gülen,
ve merasimsiz ağlayan,
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
demir,
kömür,
ve şeker,
ve kırmızı bakır,
ve mensucat,
ve sevda ve zulüm ve hayat,
ve bilcümle sanayi kollarının,
ve gökyüzü,
ve sahra,
ve mavi okyanus,
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı,
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından,
onlar ağır ellerini toprağa basıp,
doğruldukları zaman.
en bilgin aynalara,
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
asırda onlar yendi, onlar yenildi.
çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için :
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.
Onlara dair…
Kalkın ayağa… Birazcık utanmanız varsa sessiz kalın…
15 Temmuz darbe akşamı…
Yer İstanbul Büyükşehir Belediyesi önü…
Televizyon muhabiri…
– İstanbul Belediyesi’nin olduğu yerden polise ateş açılıyor. Poliste onlara karşılık veriyor. Şuan halkta korku içersinde, yere sinmiş durumda…
Vatandaşlar:
– Yalan söyleme… Halkın korkusu yok… Asker halka silah sıkıyor…
– Tayyip Erdoğan ölecekse, bizde öleceğiz…
– Burası 2. Çanakkale… İstanbul verilmez, ülke bölünmez…
Bu sözleri söyleyenler okumuş çocuklar değil…
Elitlerde değil…
Kaybedecek hiçbirşeyi olmayanlar…
Ama ülkeyi kaybetmekten ve Erdoğan’ın öldürülmesiden korkuyorlar…
Milleti küçük gören, kendilerini kaf dağının ardında görenlerden değiller…
Milletin ta kendisi olanlar…
Kimileri için makarnacı insanlar… Bir torba pirinç karşılığında oyunu satanlar…
Ne diyorlar… Burası 2. Çanakkale… İstanbul verilmez, ülke bölünmez…
Darbeyi nasıl okuyorlar… Darbenin ne anlama geldiğini nasılda sade anlatıyorlar…
İşte onlar darbeyi yendiler…
****
Hikaye anlatmayın…
Kalkın ayağa…
Tanklarına üzerine yürümek zordur…
Kalkın ayağa…
Silahların üzerine yürümek zordur…
Hani diyorsunuz ya…
Kurgu diye…
Senaryo diye…
Sorun kendinize…
“Yürürmüydüm tankların üzerine, kurşunların üzerine…”
Kalkın ayağa…
Hani beğenmediğiniz…
Makarnacı diye aşağıladığınız…
Aklını kullanmayan diye suçladığınız…
“Oyunu satıyor” diye birkaç kuruşluk gördüğünüz…
Sıradan insanlar yani halk…
Ölümün üzerine yürüdü…
Çok sevdikleri liderleri, Türkiye’nin bekası diye gördükleri Erdoğan’ı korumak için, öldürülmesin diye, tasfiye edilmesin diye ölümün üzerine, “söz konusu vatansa gerisi tefurraattır” diye yürüdüler..
Yürüdüler darbeci çetelerin üzerine…
Bir adam üzerinden ülkeyi teslim almak için yola çıkan darbeci artıklarına karşı yürüdüler…
Milleti millet yapan o sıradan insanlar ölümün üzerine yürüdüler…
Millet için, oy vererek seçerek iktidara getirdikleri milli iradeyi teslim almasınlar diye, ölümün üzerine yürüdüler…
****
Kalkın ayağa…
Birazcık utanmanız varsa…
Bildiğiniz herşeyi atın çöpe…
Özür dileyin o sıradan insanlardan…
Kahramanlıkları karşısında hiçbir şey yapamıyorsanız sessizce durun…
Kalkın ayağa, birazcık utanmanız varsa, yüzünüz kızarırsa yapamayacağınız birşey için ölümün üzerine yürümüş insanlara saygı duyun…
Merak etmediniz mi?
Bu insanlar onbinlercesi yürürken neden yağmalama yapmadılar…
İşyerlerine neden zarar vermediler…
Bankamatiklere, bankalara neden zarar vermediler…
Araçları neden yakmadılar diye?
Makarnacı diye suçladığınız, oyunu satanlar diye küçümsediğiniz o insanlar o gece darbeci artıklarına, kullandıkları ölüm tanklarının dışında kimseciklere zarar vermediler…
****
Kalkın ayağa…
Darbecileri dövmüşler…
Kimilerini linç etmişler…
Bunun üzerinden utanmadan, o sıradan insanların yargılanmalarını istiyorsunuz…
Yanlarında arkadaşları öldürülmüş…
Kardeşleri öldürülmüş…
Yaralanmış..
O haberi yok dediğiniz askerler köprü üzerinde, başka yerlerde milletin üzerine ateş açmışlar…
Sanki oradaymış gibi ahkam kesiyorsunuz hala…
Hiç mi utanmanız yok…
İnançları gereği tekbir getirerek yürüdükleri için, gerici, şeriatçı görüyorsunuz hala o insanları…
Kalkın ayağa…
Ölümün üzerine yürürken sıradan insanların ne söylemelerini bekliyordunuz?
İmanları gereği ölürlerse şehit olacaklarına, cennete gideceklerine inanan insanların inançlarına nasıl gerici dersiniz…
Aynen 28 Şubatçılar gibisiniz…
Aslında siz gizli ve açık darbeciseversiniz…
Kalkın ayağa ve yüzleşin zihniyetinizle…
Milletini küçümseyen, aşağılayan asıl gerici olan düşüncelerinizle…
Darbe gerçek olsaydı, ertesi gün neler söyleyecektiniz.
Gizli ve açık övecektiniz darbecileri… Hadi utanmayın yüzleşin düşüncelerinizle…
Özür dileyin… Özeleştiri yapın…
****
Ne çok darbe oldu bu topraklarda…
Başbakanlar, bakanlar asıldı…
Gencecik çocuklar asıldı…
Toplu idam sehpaları kuruldu…
Bir sağdan bir soldan diyerek çocuklar, insanlar asıldı…
Unuttunuz mu bunları?
Kalkın ayağa…
Son 90 yıllık darbeciler tarihine karşı gecikmiş bir başkaldırı yaşandı…
Milletin darbelerde suskunluğuna, teslimiyetine karşın, 15 Temmuz 2016 akşamı milletin darbeci kalkışmasına yönelik büyük isyanı, milletin devrimi yaşandı…
Kalkın ayağa ve saygıyla eğilin…
****
Ayağa kalkın…
Devrimlere methiyeler düzüyorsunuz ya…
İçinde yaşadığınız, içinden çıktığınız milletin ta kendisi, sıradan insanları devrimi yaşattılar bizlere…
Kendimizle yüzleşmemizi sağladılar…
Kalkın ayağa ve özür dileyin milletten.
İçinden çıktığınız toplumdan…
Kahramanlıkları karşısında sessizce durun bari… Konuşmayın, konuştukça batıyorsunuz çünkü…
****
İzlemişsinizdir televizyonlardan…
Darbenin ilk dakikalarında bir kadın…
Evinden ayağındaki terliklerle sokağa çıktı…
Yürüdü köprünün üzerine…
“Ne yapıyorsunuz? Yapamazsınız evinize dönün” diye meydan okudu darbeci askerlere…
Evinde bırakmıştı çocuklarını… Kocasının haberi bile yoktu, köprüde tanklarının üzerine yürüdüğünden…
Kendisi için, çocukları için, memleketi için yürümüştü darbecilerin üzerine…
İşte o sizin beğenmediğiniz, milletin ta kendisiydi darbecilerin üzerine yürüyen kadın…
****
Sıradan insanlardı yürüyenler…
Ne koruyacak ünvanları vardı.
Ne ihale için sıraya girmişlerdi…
Ne bankalarda trilyonları vardı…
Yüreğinde memleket sevdası, aklında çok sevdiği lideri Erdoğan’ın öldürülebileceği, teslim alınabileceği gerçeğine karşı imanlarıyla yürüdüler ölümün üzerine…
O sıradan insanlar, bugün millet iradesinin teminatılar…
Ve o sıradan insanlar Türkiye’nin önünde açılan YENİ KAPI’nın yaratıcıları…
Büyük uzlaşının mimarları…
****
Kalkın ayağa…
Ölümün üzerine yürüyenler sıradan insanlardı…
Ölen çocukların ailelerinin, eşlerinin, çocuklarının, analarının, babalarının neler konuştuğunu duydunuz mu televizyonlardan, gazetelerden okudunuz mu?
Nasılda mütevazi konuşuyorlardı.
Yaralananların konuşmalarını duydunuz mu?
Kendileri için bişey istemiyorlardı.
Okuyun ve dinleyinde utanın kendinizden…
Kalkın ayağa, senaryo ve tiyatro suçlarımınızdan dolayı varsa utanmanız utanın…
Kalmamışsa utanmanız size söylenecek kelimeler bile kıfayetsiz kalır…
****
Kalkın ayağa milletinizden özür dileyin…
Milletin kahramanlığı karşısında ayağa kalkın ve sessizce kalın…
Son söz: Kolay değildir insanın kendisinden vazgeçmesi… Ölümün üzerine yürümesi…
Unutmayın… Bari hayatınıza bir kez olsun destan yazan milletinizle gurur duyun…