Namuslular da En Az Namussuzlar Kadar Cesur Olsa…
Köprü dizisini başından sonuna değin izlemiş biri olarak bu filmi Haziran ayından beri iple çektiğimi belirteyim öncelikli olarak. Dizi finalinin ardından görmüştüm Vali filminin reklamını ilk olarak. O günden bu yana sabırla, sükunetle bekledim filmi.
Yönetmenliğini M. Çağatay Tosun'un yaptığı Köprü dizisi Vali Recep Yazıcıoğlu'nun yaşamından kesitleri bir köprü için yapılan çaba ekseninde ele alıyordu. Dizinin sonunda köprü yapıldı ama Vali ölmedi. Yönetmen güzel düşünmüş, bu işin diğer tarafını da sinemaya uyarlayayım demiş.
Dizi ve filmdeki karakter Vali Faruk Yazıcı'yı ve gerçek hayattaki karakter Vali Recep Yazıcıoğlu'nu sinemada öldürmeye karar vermiş. Türkiye'de çok az çekilen bu tarzdaki bir filmi Köprü'ye olan hayranlığımdan dolayı gösterime girdiği ilk gün olan 9 Ocak Cuma günü seyrettim. Salonun büyük çoğunluğu boştu ama ben bunu çok alakasız bir saatte seyrettiğim için salonun boş olduğu inancı taşıyorum. Bu filmin akşam seanslarının da dolu olacağından şüphe duymuyorum. Belki bir Recep İvedik gibi rekor kırmayacak bu film ancak bayağı iyi bir orana ulaşacak. Bundan da adım gibi eminim. Bu filmin çekilmesi yürek ister.
Önce Köprü, ardından Vali bize gösterdi ki insanlar bazıları tarafından peynir ekmek gibi öldürebiliyor. O birileri sömürdüğü, kandırdığı ve okumadığı, araştırmadığı için bunu hak eden insanları bir peçete gibi kullanabiliyor. Bu birilerine karşı çıkanlar anında ortadan kaldırılabiliyor.
Bu film karşı çıkanların filmidir. Çok beğendim. Size de öneririm. Bu filme bir kişiyi yönlendirebilirsem büyük mutluluk kaynağım olur. Türkiye'de üstü kapatılmaya çalışan gerçekleri görmek istiyorsanız başrolde Erdal Beşikçioğlu'nun olduğu filme gidin.
Vereceğiniz parayı da helal edin.
