Namus Ve Haysiyetin Uluslar Arası Biçimi
Amerikan emperyalizminin ne demek olduğunu anladığım günden beri, şu uluslar arası sözcüğünden nefret ederim. Olayı geçiştirmeye çalışanlar şimdiden uluslar arası demeye başladı bile…Alt yapısı ve ittifakları hazırlanmadan, İsrail ile yürütülen ağız dalaşı, katil İsrail tarafından yardım gemisine yapılan saldırı ile sonlandırıldı. İsrail “kes sesini” dedi.
Recep bey şimdi zor durumda. Gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkacak.
Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirildiğinde ne yapmış ise gene aynısını yapacaktır. Siz Amerika’ya Nota vermeyi müzik notası mı sanıyorsunuz? Demişti.
Recep bey, şimdi başladı uluslar arası demeye… Uluslar arası dediğinde nereyi kast ediyor? Amerika’yı. Yani İsrail’i.
Biraz daha yakından bakarsak; İsrail’i İsrail’e şikâyet edeceğiz. Amerikan ve İsrailci liberaller sahne aldılar bile… Bu olayı uluslararasına taşıyalım, uluslar arası hukuku işletelim, Obama ile görüşelim.(neden mesela Çin ile değil)
Efendim, neymiş; İsrail kendi kalesine gol atmış mış… Tecrit olmuş muş… Falan filan…
Kuvvetli olan hiçbir devlet tecrit olmaz.
Türkiye’nin böyle bir haysiyet kırıcı olaydan sonra, uluslararası camia tarafından haysiyetinin korunacağı safsatasını yürütenler halkın gözünü bir kez daha boyama çabasındadırlar.
Amerika’yı ikna etmek diye bir şey yok, Amerika zaten bu işin içinde.
İsrail’e teslimiyeti, kahramanlık gibi sunanlar, bu kahramanlık türküleri arsında zaman doldurmaktadırlar.
İsrail’in uyguladığı hukuk, tıpkı Recep beyin uyguladığı Ergenekon Hukukudur. Ben yaptım oldu hukukunu yaşıyoruz. Nitekim bu gün Doğu Perinçek’in savunma avukatı Mehmet Cengiz’i de Silivri’ye taşıdılar. Yani artık savunma da yasak.
Tabi Türkiye bu yönetimle yönetilmeyi hak etmiyor. El altından askeri tatbikat anlaşmaları imzalayacaksın, vitrinde de “one munite” diyeceksin. Son olaydan sonra da bu askeri tatbikatları iptal ettiğini söyleyeceksin.
Rica etsek de, biraz maskesiz dolaşsanız…