Müslümanlarda İslami Şahsiyet Sorunu!
İçinde bulunduğumuz toplumun en büyük sorunlarından biri ve en önemlisi dosdoğru bir İslami şahsiyetin olmamasıdır! İslami hareketlerin içinde radikal söylemlere rağmen tevhidi düşünce yapıları ve ortaya koydukları gündelik hareketleri ile ne yazık ki insanların “bu Muhammed’idir” diyecekleri bir önder/imam şahsiyetin olmaması, İslam toplumu için büyük bir eksikliktir. Muhammed’i bir hareketin ortaya konulması adına yola çıkan ülkemiz İslami hareketleri kimi zaman ve yerde asıl hedeften dünyevi olarak siyasal iktidar ve ekonomik güç elde etmek maslahatı gereğince yoldan sapmaktadır.
Toplumda İslami açıdan doğru örnek dediğimiz adamların, süreç içinde bir takım parti ve menfaat gruplarına eklemlenmesi çok büyük bir şahsiyet sorunudur. Müslümanlar bu noktada İslam ile aldatılmakta ve bir takım oluşumların kucağına itilmekte ve beklenen adalet düzeni bir takım çıkarlar uğruna bir başka bahara bırakılmaktadır. İslamcı geçinen ağabeylerimiz ise her dönem kurdukları küçük iktidarlarını ayakta tutmak adına hareket çizgilerinden zamanla bir takım maslahatlar uğruna rötar yapmaktadırlar. En büyük toplumsal sorun olan Müslümanların mal/mülk ile olan ilişkilerini sorgulaması gereken kanaat önderleri, İslami şahsiyeti ortaya koyamadıkları gibi birde toplumsal sosyal sorunlara projeler üretecek kapasitede olmadıklarını ortaya koymaktadırlar.
İnsanların aşsız, işsiz ve evlerine ekmek götüremedikleri, sokağa terk edilen tinerci çocukların, genelevlerde hayatları karartılan kadınların, hayattan dışlanan travestilerin, sahipsiz yetimlerin, tutunacak daları olmayan dul kadınların, tefecilerin ellerine düşmüş ve bu yolla evleri ellerinden alınıp aileleri parçalananların, parasızlıktan evlenemeyen ve bu sebeple zinaya itilen gençlerin, borçlarından dolayı çoluk çocuğuna ekmek götüremeyen küresel kapitalizmin mağdurlarının olduğu bir toplumda, eğer tüm bu sorunları ortadan kaldıracak sosyal projeleriniz yoksa; sizin dernek/ vakıf salonlarında, gazete, kitap ve dergi sayfalarında hayatı vahiy ile inşa çabanız sadece kuru bir söylemden ibaret kalacaktır…
Grup, cemaat yada siyasal partileriniz içinde Allah, peygamber ve kitap söyleminize rağmen hala varsıl ve yoksul arasında uçurumlar varsa, denge sağlayamıyor ve kardeş dediklerinizle eşitlenmiyorsanız, bırakın artık Allah ve peygamber söylemini ve insanları aldatmaktan vazgeçin!!
İnsanlar size/bize yaklaşırken “vallahi bu adam Muhammed’idir bu emin ve güvenilir, sözünün sahibi asla yalan söylemez ve adaleti ayakta tutar kimseye haksızlık etmez” diyemiyorsa burada ciddi bir şahsiyet sorunu var demektir… Çok okuyup kitap sayfalarında boğulmaya gerek yoktur. Az okumak, Kur’an’ı ve hayatı doğru anlamak ve peygamberin Mekke de kimlere ve nelere ‘LA’ dediğini bilmek, bunları şiar edinmek, biz Müslümanların düştüğümüz yerden yeniden kalkmamızı sağlayacaktır.
En büyük sorun mal/mülk ilişkilerinden kaynaklı insanın servet edinme mal biriktirme ve bunun üzerinden siyasal iktidar gücüne sahip olma sevdasıdır. Bu sevdadan ne zamanki vazgeçip, dünyaya gerçekten emanetçi misafirmişiz inancı ile yaşarsak, rızkımızı insanlar ile paylaşırsak, dünyalık heva ve heveslerimizden vazgeçersek, işte o zaman ortaya doğru kişilikler koyabilmemiz mümkün olabilir.
selam ve dua ile
"İnsanların aşsız, işsiz ve evlerine ekmek götüremedikleri, [...], küresel kapitalizmin mağdurlarının olduğu bir toplumda, eğer tüm bu sorunları ortadan kaldıracak sosyal projeleriniz yoksa; sizin dernek/ vakıf salonlarında, gazete, kitap ve dergi sayfalarında hayatı vahiy ile inşa çabanız sadece kuru bir söylemden ibaret kalacaktır…" demişsiniz.
Kıvırmadan, lafı dolandırmadan ve aldatmadan 12'den vurmuşsunuz. Eğer bu sayılan sorunları çözemeyen ya da çözmek için elinde reçetesi olmayan bence boş konuşuyorsunuz demektir. Ya da düpedüz yalan söylüyor sahtekarlık ediyor demektir.
Sizi okuyacağım daha fazlasını öğrenmek için.
Aralık 20th, 2010 at 20:49Selamlarla.