Murat Duman’dan: İslâm’ın Güneşi
Murat Duman bir şair-yazar olma yolunda epey mesafe almıştı, ama karşısına TSM çıktı. Musikiyle ilgilenmeye
başlayınca, yazarlık ikinci plana itildi. Besteler yapıyor, çalıyor, söylüyor.
Murat Duman’ın şiirde önemli bir noktaya geldiğini değişik zamanlarda, yazıp söyledim. Geçenlerde “İslâm’ın Güneşi” adlı şiirinin, özel okullar Naat Şiir Yarışmasında 2 ncilik ödülü aldığını duyunca öğrenince sevindim. Teşhislerimin doğruluğunu bir kez daha görmenin mutluluğunu yaşadım.
Yedi ayrı dörtlükten meydana gelen Murat Duman’ın “İslâm’ın Güneşi” adlı, başlıklı şiiri efendim. Buyurun birlikte okuyalım:
İSLÂM’IN GÜNEŞİ
Putlara son vererek küffara zehir içtiren,
Kâinatın Nebisi Muhammed Mustafa’dır.
Cennetin kapısını haznedara açtıran,
Nebilerin Nebisi, Muhammed Mustafa’dır.
O bir rahmet kapısı kula şefaat kılan,
Köleliğe son verip ümmetinde can bulan,
Öksüzü okşayarak gözünden yaşlar silen,
Alemin efendisi Muhammed Mustafa’dır.
Yaratılmadan dünya sevgiyle yaratılan,
Medine Savaşı’nda hayatı karartılan,
Ticaret yapmak için kervanlara katılan,
Zahir batın hilkatı Muhammed Mustafa’dır.
Peygamberlik mührü altın harfle kazılan,
Ümmetinin derdine gece gündüz üzülen,
Sema’ya yükselerek gönüllere süzülen,
Miraca vasıl olan Muhammed Mustafa’dır…
Ya Rabb aciz kalmışım, yazmıyor ki kalemim,
Ebu cehil yüzünden artar gider elemim,
Dinsiz kâfir ruhuna eksik olsun selamım,
Cahili kurtaracak Muhammed Mustafa’dır…
Yalnız ona ümmetim, olurum ona turab,
Dil bilmez ilimsizim sen koru beni ya Rabb,
Muhammed’in yolunda şu canım olsun harap,
Müminin mihmandarı Muhammed Mustafa’dır..
Cehaleti söndürdü insanlığa gül açtı,
Rayiha kokusunu arşı âleme saçtı,
Kuranda ki; emirle nefreti kökten biçti,
Kalplere ışık yakan Muhammed Mustafa’dır