Münip Utandı Ve Kuy-i Hicaz
Münip Utandı Türk Musikisinin önde gelen yorumcularından biri. Bekir Sıtkı Sezgin, Kâni Karaca, Alâeddin Yavaşça klâsik üslubunu günümüzde sürdüren sanatkârların başında geliyor. Bugüne kadar Aynalıkavak’ tan Kalamış’ a, Bitmese Sevgi, Gidem Dedim, Boğaziçi, Fikrimin İnce Gülü… gibi pek çok albüm yayınlayan Münip Utandı’ nın son albümü Kuy-i Hicâz Türk Musikisinin en büyük bestekârlarından biri olan İsmail Dede Efendinin eserlerinden oluşuyor.
Bu tür klâsik albümlerin sanata gönül vermiş kişilerin katkısı olmadan hayata geçmesi çok zor; hatta imkânsız. Bu albüm de musikiye en az sanatkârlar kadar emeği geçen ama isimleri bilinmeyen kahramanlardan birinin, Turhan Yetkin’ in desteği ile hayat bulmuş.
Kuy-i Hicaz’ da Merve Utandı ve Aybige Demir sesleriyle, Samim Karaca, Birol Yayla, Aziz Şenol Filiz, Lütfiye Özer, Fahrettin Yarkın ve Volkan Ertem de sazlarıyla yer alıyorlar.
Kuy-i Hicaz’ ı başta Münip Utandı hayranları olmak üzere, klasik musikiden zevk alan herkese tavsiye ediyorum.
DEDE EFENDİ VE RAST KAR-I NATİK
Dede Efendi, mevlevi ayinleri, beste ve kar-ı nâtıklardan ilahi ve köçekçelere kadar musikinin hemen bütün formlarını kullanarak toplumun her kesimine hitap eden eserler bestelemiştir.
Bu albüm Dede’ nin Rast Kâr-ı Nâtık-ı ile başlıyor. Konuşan kâr manasına gelen Kâr-ı Nâtık Türk Musikisinin klâsik formlarından biridir. Birbirini takip eden makamlardan oluşur ve genellikle de başladığı makamda biter. Her mısra başka bir makamda bestelenir, hatta bazen bir mısrada birden fazla makam da kullanılabilir. Kâr-ı Nâtık’ lar başladıkları makamlarla isimlendirilirler.
Rast getirip fend ile seyretdi hümâyı
Düşdü o dem hatıra bir beste rehâvî
Şule gerek nağme-i nikrîze giderken
Vardı gönül pencügâha etdi kararı
Anda durup eyledi mâhuru temâşa
Düm de re lel lâ ile gösterdi nevâyı
Şevk ile uşşâka varıp bu dili mecnun
Eyledi tanbur ile bir nağme beyâtî
Sonra nişâbura kadem bastı o perde
Semt-i nihâvendden alıp ol meh-i tâbı
Bu gece âh ü figanım çıktı nühüftden
Vakd-i sabâya varıcak sardı meyânı
Etdi gönül çare eknûn çargâh okundu
Aldı ele nâyı heman tutdu dügâhı
Saydı hüseynîde tamam nağmeyi bir bir
Eyleyicek sâzı icrâ devr-i hisârı
Oldu muhayyer o güzel başladı cevre
Bûselik için eyleyicek gizli niyâzı
Kûy-i hicaza varıcak pâyine düşdüm
Etdi o şehnâz ile bir gizli nigâhı
Rahatülervâhla kıldı bana mânend-i izzet
Bir kerre koyvermedi ol bestenigârı
Şevk-i irakla vericek nağmeye revnâk
Evc ile etdi gönül tamam makamı.