content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

13 Mar

Münferit Hadise mi, Gerçek Yüzünüz mü?

“Ben Başbakan Olsam”ı elime ilk aldığımda, efendi gibi inceleyip, dişe dokunur bir şey olup olmadığına bakacaktım. Zira bu tarz kitaplardan genelde “malzeme” çıkar...

Erdal Demirkıran'ın “Sadece Başbakan Okusun” kitabından mesela, ciddi ciddi kullanılacak bir çok belediyecilik projesi süzmüştüm... 

Lakin daha ilk sayfalarda gülmeye başladım. Boğaz Köprüsü'nü trafiğe kapatıp üzerine dükkanlar yapma, ülkedeki bütün tarihçileri bir yere “kapatıp” resmi tarih tezi yazdırma gibi Zihni Sinir'den hallice “puroceler” sayesinde elimde tuttuğumun bir mizah kitabı olduğuna kanaat getirmiştim ki, gülümsemem donuverdi...

Okuduklarımdan sonra hala umudumu koruyup “acaba şaka mı yapıyor, kinaye yapmaya çalışmış da dozunu mu kaçırmış?” diye düşünsem de, kitapta yazanlar son derece ciddi düşüncelerdi. Durumu son derece vahim kılan da buydu zaten...

Kendisine Başbakanlık görevi (ve tabi “padişahlık” dozunda yetki...) verilse yapacaklarını “Genelevleri kapatıp hayat kadınları ile tinercileri, alkolikleri, sabıkalıları evlendirmek” , “İki kadınla evlenmeyi serbest bırakıp, kadınların çalışmasını yasaklamak” , “Cuma gününü resmi tatil yapıp, 29 Ekim'i, 19 Mayıs'ı tatil olmaktan çıkarmak” olarak sıralayan ve hepsine “gerekçeler” sıralayan eski Milli Görüş'çü, yeni AKP'li Erol Okutucu'nun haberinini yayımladık. (İlgili haber için TIKLAYINIZ)

İmzamı atmaktan gurur duyduğum haberlerden biri olan konu hakkında, şu ana kadar ne Okutucu'dan, ne de partisinden ses gelmedi. İşin doğrusu, AKP kanadından ne bir açıklama, ne de bir yaptırım beklemiyorum, yapacakları sükut ile ikrar olacaktır. En fazla, çok üstlerine gidilirse “münferit” der, geçerler.

Peki, durum gerçekte “alt tarafı” fanatik ve saplantılı düşüncelere sahip bir kişinin, fikirlerini dışa vurmasından mı ibaret? Okutucu'nun yazdıkları, sadece kendisini mi bağlıyor? Ve acaba gerçekten, gülüp geçecek ya da kızıp söylenecek kadar basit mi?

Yoksa bu, örgütlü bir zihniyetin, bir doktrinin, bir öğretinin,  bir toplu belletmenin, zamansız ve yersiz lappadanak ifşası mı?

Haberi okuyanların dediği gibi, ortada “ölümü gösterip hastalığa razı etme” taktiği mi var, yoksa Okutucu -en azından gerçek düşünce ve amaçlarını dürüstçe söyleyebildiği için- içinde yetiştiği akımın Don Kişot'larından biri mi?

Bunca şeyin içinde, aklımı tek bir detay zorladı; Okutucu malum kitabın sonlarına doğru bir yerde, “başbakan olsa” hackerlardan özel bir ordu kuracağını anlatıyor... Öyle ki, hack konusunda yeterli gençleri bir merkezde toplayacağını, bu gençlerin zaten bir tost-bir ayran karşılığı çalışacak kadar “fedakar” olacaklarını, sonra bu orduyla neler yapacağını ballandıra ballandıra anlatıyor.

Bunu okurken benim aklıma tanıdık görüntüler geliyor, Odatv davası mesela... Bilgisayarlarına gelen virüslü bir mailin içeriğinden sorumlu tutulup, zindana atılanlar...

Ergenekon davasında, cd'lerin, bilgisayarların disk imajlarının üzerine sonradan eklendiği tespit edilen dosyalar...

Telefon rehberine polis merkezinde tanımadığı numaralar yüklenip yargılananlar...

Arama tutanaklarında yer almayan CD'ler masasında, çekmecesinde bulundu diye tutulanlar...

Bu ufak detaydan sonra, sorumu tekrarlıyorum;

Erol Okutucu'nun yazdıkları bireysel bir çıkıntılık mı, bir ideolojinin yol haritası mı?

Kaan Göktaş

http://twitter.com/kaangkts

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank