Mükemmel Fırtınadan Önce
Yunanistan’ın geçtiği tüm yollardan Türkiye’de geçtiğinden, Yunanistan’da olan bitenler, bizim için laboratuar niteliğindedir.
Bizim iktidar sahiplerinin, Yunanistan’ın durumu ile dalga geçtiklerine bakmayın.
Türkiye süper güç oldu, şarkılarına bakmayın.
Batının, yenidünya dengeleri için Türkiye’ye ihtiyacı var.
İki yıl önce, İrlanda ve İspanya için de aynı şarkıları çalıyorlardı.
Bu durum, tefecilerin üreticiyi borçlandırıp, üretici borcunu ödeyemeyince, üstüne çöküp, üreticinin mallarını gasp etme durumunun aynısıdır.
Yunanistan köklü tedbirler almadıkça, daha da kötüye gidecek.
Köklü tedbirler de, sadece ulus devlet eliyle alınır. Devlet halktan yana değil de, eskisi gibi bankalar ve uluslar arası tekellerden yana tedbir alırsa, aynı duruma daha kötü bir konumda varılır.
Zehirleyici seviyedeki devlet borçları, yani bankalardan yüksek faizle alınan paraların, artık halktan alınan vergiler ile karşılanamaması, yani soyulan Yunan halkı ve devletinin borçları ödeyemeyecek duruma gelmesi çok önemli bir gerçeği ortaya çıkarmıştır.
Yunan devletinin topladığı vergiler, borçlarının faizini karşılamıyor. Anaparadan söz etmiyoruz. Zaten finans kapital(Tekeller) de bundan söz etmiyor.
Bu durumda, finans kapital (tefeciler) diyor ki, Yunan ulus devletinin tüm yetkilerini ve otoritesini bana devredin. Ulus devleti ilga edin. “Bankalar Devleti” kuralım.
Bankalar devleti, yani zenginlerin iktidar yetkisine tam olarak sahip olduğu bir düzen kurulsun. Doğrudan tefeci yönetimi.
Yunan iç savaşı, işte bu sorunu çözmek için yoldadır.
Yunanistan’daki bu durum, kansız, darbesiz, devrimsiz çözülebilecek bir durum değildir.
Haydi hayırlısı…
Finans kapital, (Tefeciler) bağımsız politik tüm varlıkları ortadan kaldırmaya karar vermiş görünüyor. Çok kullandığı ve bu günkü düzenlerin kurulmasında rolleri olan sivil toplum örgütleri de dâhil.
Avrupa’daki krizin altında yatan temel sebep; Krize düşen finans kapital, vergileri doğrudan toplayacak bir düzen kurmanın peşinde olmasıdır.
Finans kapitalin (tekellerin)önündeki temel sorun, ulus devletin kendisidir. Yani halktır.
Bugünlere gelinceye kadar, ulus devlet yetkilerini önemli ölçüde aşındırmışlardı. Ancak geldikleri kriz noktasında, ulus devletlerin elinde geriye kalmış yetkileri de, kendi üzerine almak istemektedir.
Ulus devletin tasfiyesi halkın tasfiyesidir.
Finans kapital, demokrasi diye, diye halka ait tüm yetkileri kendinden toplama yönünde yol almaktadır.
Yani piyasa düzeninin geleceği son nokta; sermaye faşizmidir.
Finans kapital henüz ihtirasları ile uyumlu bir güce sahip değildir. Yunanistan için şimdiden şunu söylemek mümkündür. Arap Baharına hiç benzemeyecektir.
Bu birçok sebepten böyledir. Çünkü dünyada kurulmakta olan yeni deni dengeleri ve Batı içindeki sosyal hareketliliğin, tarihi dayanaklarının farklı olmasındandır.
Batı dünyası yüksek borçlar nedeniyle, artık küçülmek zorundadır. ABD 16 trilyon dolar, Avrupa 10-15 trilyon dolar olmak üzere, borçları var.
Bu borçları ödemek için birileri bedel ödeyecek.
Finans kapital diyor ki, tüm bedeli halklar ödesin. Halklar da diyor ki, benim ödeyecek gücüm yok.
Kavga başlıyor.