Müjdeler Olsun…
Ünye Artık Hidayete Erdi…
Uzun zamandır yollarını gözlüyorduk… Gelse de şu güzelim Ünye’mizi ihya etse diye…
Öyle ya,
Pejmürdelik… Barda-başlık, rüşvet almış başını gidiyordu… Tinercileri, ayyaşları, berduşları saymıyorum. Onların zararları kendilerine…
Onca hoca, onca imam bu işi beceremediler de… İş memleketimizin medar-ı iftiharına düştü.
Nihayet belediyemiz akıl etti de… Ağzından bal damlayan Prof. Nihat Hatipoğlu’nu getirdi. Yoksa bize kıyametin ucu gözükmüştü.
Bu arada… Kendilerini de kurtardılar tabiî ki…
Bizler peygamberimizin hayatını kitaplardan okuduk.
Yetmedi,
Hocalarımızın, imamlarımızın vaazlarından da dinledik…
O da yetmemiş olacak ki… Belediyemiz son çare olarak Pof. Hatipoğu’nu getirmek zorunda kaldı.
Kaçarı yok,
Şimdi bu millet Peygamberimizi örnek almak zorunda artık…
Hele,
Başta Belediye Başkanı olmak üzere bütün yöneticiler ve çalışanlar kendilerine çeki düzen vermek zorundalar.
Ben gelemedim… Anam hasta idi… Babam izin vermedi gibi mazeretleri tanımayız… Giden gitmeyene Prof.Hatipoğlu’nun video çekimini seyrettirecek.
Belediye başkanının yerinde olsam… Kendim başta olmak üzere bütün belediye çalışanlarına her ay seyrettirip iman tazeletirdim.
Bu arada da Prof Hatioğlu’na kaç lira ödendiğini ve bu ücretin belediye bütçesinin hangi faslından karşılandığını kamuoyuna açıklar; vatandaşın günaha girmesine sebep olmazdım.
Bir de… Bana göre konuyu yanlış seçmişler…
Aslında konu “temizlik imandan gelir…” Olmalıydı.
Gelelim Prof Hatipoğlu’na…
Sembol olmuş… Önder olmuş bir kişinin kişiliğini anlatmanın hiçbir ilmi değeri yoktur.
Bu ancak yanlış davranışlarda bulunanları korkutmak veya bir iş için o kişiyi gaza getirmek için yapılacak iştir.
Bunu da orta ölçekte bir bilen pek ala yapabilir. Lakin sepet örgülü bilmem kaç bin liralık ceket giymeden anlatılabilir mi?
İşte o biraz şüpheli… Yani keramet cekette gibi geliyor bana…
** ** ** ** **
Bir zamanlar fındık üç liraya kadar düşmüştü…
Üretici Ordu’da fındık fiyatlarının düşüklüğü ile alakalı gösteri yapıp karayolunu trafiğe kapatmıştı. Bu hadiseden sonra bekledik ki AKP seçimlerde üreticinin tepkisini çekmemek için fiyatlarda bir iyileştirme yapar.
Nerde? Tınmadılar bile…
Hatta “neden gösteriyi engellemedin” diye Emniyet müdürünün tayinini çıkarttılar.
Şimdi bakıyoruz yedi Haziranda alay ettikleri asgari ücrete sarıldılar…
“Biz de asgari ücreti artıracağız…” Diyorlar.
Belli ki şeyleri tutuşmuş… Ne diyelim… Allah insanı gördüğünden geri bırakmasın… Diyeceğim ama dilim varmıyor?
Bazen imana getirmek için kulak çekmekten de öte şeylerin olması gerekiyor.
** ** ** ** **
Bir tarihler… Ünyeli İç İşleri Bakanımız vardı…
Her Ünye’ye gelişinde Niksar Caddesi hazır-ola geçer… Caddedeki park eden araçlar kaldırılır... Her elli metreye polisler dikilirdi.
Bir gün yol kıyısına park edip esnafla konuşurken bana etmediklerini bırakmadılar…
O zaman polislere demiştim ki,
“Biz afili çok ağalar gördük… Şimdi Ünye’ye gelmekten utanıyorlar… Gelseler de gece yarısı gelip gece yarısı gidiyorlar.”
Geçen gün gördük ki,
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Hükümet caddesinde seçim çalışmaları için esnafı dolaşırken cadde araç trafiğine kapatılmış…
Rahmeti Ulu Dedem derdi ki…
“Evlat el atına binerken bir gün inmek zorunda kalacağının hesabını da iyi yap…”