Muhammet Yılman ve “Düşen Sarı Yapraklara”
Muhammet Yılman 20-08-1953 tarihinde Aydın’ın Çine İlçesine bağlı Evciler Köyünde dünyaya gelmiştir. Çine Lisesi-Aydın Lisesi, Sultanhisar Yasemin Lütfiye Lisesi’nde eğitim görüp mezun olduktan sonra çalışma hayatına atılmıştır. Türk Sanat Müziği dalında 3 tanesi mahur, 1 tanesi rast ve 1 tanesi de muhayyer kurdi makamında olmak üzere TRT denetiminden geçmiş 5 eser sahibidir. DÜŞEN SARI YAPRAKLARA isimli eseri 1986 yılının en sevilen 10 şarkısı arasından 9.olmuştur Milliyet Gazetesi tarafından açılan şarkı yarışmasında. Şair Ali Rıza Ertan’ın yetişmesinde büyük rolü olmuştur, Muhammet Yılman şu an Aydın’ın Kuyucak İlçesi’nde Öğretmen Evi’nde garson olarak çalışmaktadır. Dünyada kıravatı ile çay servisi yapan her halde tek garsondur o, müşteriler bile çay isterken kendisine ’Hocam..’ diye hitap etmektedir. Geçenlerde Yazar-Şair Abdullah Bedeloğlu ile Kuyucak İlçesi’ne gittik, kendisini ayak üstü uğrayalım ve biraz sohbet edelim derken önüme 10 kitap getirip koydu. Beni çok aradığını, bulamadığını söyledi. Bende ’Kitabın birisi bende kalır, 9 tanesini kitap tanıtan arkadaşlara dağıtırım..’ dedim. Doğrusu ilk kitabı olmasına rağmen kapak düzeni çok güzel, dallarında sarı yaprakları kalan ve yere dökülen bir fotoğrafı kapağa koymuş. Çokta hoş olmuş, ben beğendim. Kitap 78 sayfa, iç sayfaları 1.hamur kağıttan. Bu güne kadar şarkı sözü yazarı olarak bildiğim Muhammet Yılman bu eserinde şairlik yönünüde ön plana çıkarmış, bir şiirini okuyalım;
SÜKUT
Sabret sonu huzur derler inanma
Sabır güçlüklere kapı açmaktır
Söz gümüşse sükut altına kanma
Susmak kadar konuşmakta bir haktır.
Muhammet Yılman değişik konularda şiir yazabilen bir şairimiz, siyasal bir yönü olduğunuda biliyorum ama ben onu hep aşk şiirleri yazan birisi olarak görüyordum. Kitabında bu konuda tonu sert olan şiirlerede yer vermiş, buna karşılık ben yine bir aşk şiirini okuyalım diyorum;
SANA GELİYORUM
Demet demet mutluluklar
Derdim sana geliyorum
Bir aldımsa bin katını
Verdim sana geliyorum
Kışım yazım güzüm ile
Aydan arı yüzüm ile
Suret değil özüm ile
Gördüm sana geliyorum
Yollarına dal dal çiçek
Serdim sana geliyorum
Göz göz oldum petek petek
Erdim sana geliyorum.
Muhammet Yılman bu kitabını tam 5.000 adet bastırmış, oysa bana sorduğunda bu kadar kitabı satamıyacağını söyledim ve bu rakamı 1000 olarak düşünmesini istedim. O hepsini satacağına inanıyor, kitabının tanesi 5.00 Tl.. 20 tanesini Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu 100.00 Tl.vererek almış, 1 tanesini de 5.00 Tl.vererek Yazar-Şair Abdullah Bedeloğlu aldı. 10 tanesinide bana bedava verdi, şu an elinde 4969 kitap bulunuyor. Bir ara çalıştığı yerden 1 hafta izin alarak ilçe ilçe dolaşmış, hiç kitap satamadan işinin başına dönmüş. 45 yıldır bu işin içindeyim, piyasayı bilmeyen bir çok şair acaip hava atıyor. Ben ’ 9 şiir kitabı bastım, hiç birisinin masrafını çıkaramadım..’ diyorum. Adam bana ’Benim şiirlerim çok güzel, ben 10.000 kitap bassam kapış kapış gider.’ diye cevap veriyor. Bende baktım bazıları müthiş havalarda ’Bas da görelim..’ diyorum, çoğu şair bu havaya girip 5.000-10.000 şiir kitabı bastı. Ama çoğu apışıp kaldı, bir şair Ankara’dan idi. Arkadaşları havaya sokmuşlar, 10.000 şiir kitabı basmış. Bana bir ara ’Yahu emekli ikramiyemi kitaba yatırdım, arkadaşlar bana 1 koyarsın 10 alırsın dediler. Ben 2 yıldır hava alıyorum, elimdeki birde gitti. Kitaplar evin 1 odasında duruyor, hanımda bu kitaplar ne zaman satılacak diye bana soruyor.’ dedi. Kadına ne diyeceğimi bilemiyormuş, ’Bende bedava dağıtacaksınız..’ dedim. Bir başka yazar bir gün elime bir kitap tutuşturdu, baktım çok güzel kitap. Kaç adet bastıklarını sordum. 50.000 dedi, bir yanlışlık olup olmadığını sordum. Bu rakam 5.000 olmasın dedim. 50.000 diye üsteledi, bu kadar kitabı nasıl satacaklarını sordum. Çok satıldığını ifade etti, ben o sıra kendime kızdım. 1000 ile 10.000 arası kitap basıyorum. Kitapları 5 yılda zor eritiyorum, aradan 4-5 ay geçti. 50.000 kitap bastıklarını ifade eden hoca hanımı ile yanıma geldi, hocaya kitapların parasını ne yaptığını sordum. Ondan önce hanımı ’Hepsi evde duruyor, hiç birisi satılmadı..’ demez mi. Hoca’ya dönüp ’Hani hocam su gibi satılıyordu ?’ diye sorunca ’Kitabı birlikte bastığımız kişi bana satıldığını söylüyordu..’ deyip işin içinden sıyrıldı. Bu arada bu hocaya bir ara amatörce edebiyat dergilerinde yazı-şiir yazmasını istedim. Bana ’Benim yazılarım kaliteli, para almadan yazmam..’ demişti. Kendisini dev aynasında gören bu tür kişilerin çoğu zaman darbe yiyince bu işten hemen uzaklaştıklarınıda çok gördüm, her neyse biz yine ’Bestelenirse Türkiye’de yer yerinden oynar.’ dediği Muhammet Yılman’ın bir şiirini daha okuyalım;
MECNUNDA NEDİR Kİ BENİM YANIMDA
Rüzgarın önünde savrulan benim
Sevdanın çölünde kavrulan benim
Bir leyla uğruna çıldıran benim
Mecnunda nedir ki benim yanımda
Durmayan saatler zamanlar benim
Dağların doruğu ummanlar benim
Fırtınalar benim tufanlar benim
Mecnunda nedir ki benim yanımda
Hazların selinde koşturan benim
Sazların telinde coşturan benim
Her günümde duman toz olan benim
Mecnunda nedir ki benim yanımda..