Mübarek Kendim
Tanır mısınız Muharem'i? Mukalem o. Çocukken kendine öyle derdi. Yiğit kendi namıyla anılırdı. Anardık. Mukalem. O zamanlar, çocukken biz yani, bukalemunun ne olduğunu bilmediğim için adını Mukalemun'a kadar götürmedim. Hoş ki, götürsem de o kızmazdı. Hiçkimsenin kafasına taş atmışlığı yoktur. Kızar gibi yapardı o. Alırdı eline bir taş, atar gibi yapar size doğru, başka bir yöne atardı.
Geçenlerde gördüm. Daha doğrusu, rastlaştık. Daha doğrusu, o beni görmüş, sesledi ismimi. Sarıyer Börekçi'sinin olduğu köşede. Minibüsten inmiştim. "Ümüüüt" dedi biri. Haydaa idi. Benden gıcık kapanlar veya Muharem derdi bana Ümüüüt diye. Ya cinsin biriydi, ya da Muharemdi. Döndüm. Sağıma. Yüzüklerin Efendisi'nde Yolgezerler vardırdı. Açık kahverengi bir kapşonun altında gülümseyen bir yüz. İlkin tanıyamadım. Fakat yabancı da gelmedi. Dört saniye sonra tanıdım. Muharem'di o. Şimdiki namıyla Muharem Efendi Hazretleri. Sevindim. İnsanın bir çocukluk arkadaşının Efendi olması hoş bir şeydi doğrusu.
Gel, börekçiye girelim, dedim. Sana börek ısmarlayayım, dedim. Girdik, oturduk. Haberi yokmuş burda olduğumdan. Konuştuk böreklerin ve çayın bitesi tutana kadar. Bitti. Biraz daha konuştuk. Mustafa Hoca, bana hiç söylemedi geldiğini, dedi. Niye söylesin ki, dedim. Doğru, niye söylesin ki, dedi.
İşler nasıl? dedim. Gelen giden çok oluyor mu, yurtdışından da gelen var mı? dedim. Geliyorlar, dedi. Ben de gelirim bir ara, dedim. Ne zaman istersen, dedi.
Neyse, dedim. Muharem, benim işler var, kalkmam lazım, nasıl olsa buralardayız, dedim. Telefonunu kayıt edeyim, söyle de, dedim. Bilmiyorum ki, dedi. Unutuyorum... bilmiyorum, dedi. Cep telefonuma "Kendim" diye kayıt ettiler, dedi. Telefonu masanın üzerinde duruyordu. Aldım telefonu elime. "Kendim" adlı kişiyi aradım. Gerçekten de telefonun rehberinde "Kendim" diye biri vardı. Kapsama alanı satırında "ALLAH" yazıyordu. Neyse. Kendi telefonumun kişi kayıt kısmını açtım. Az kalsın "Kendim" yazacaktım, Muharem'in yerine. Bir iki saniye bocaladım. Sonunda, "Muharemin Kendi" yazdım.
Sevindim Muharem'i gördüğüme gerçekten de. Ön alt iki dişi de düşmüş. Üflemek için lazım geldiği için düşmüşler.
Fakat Muharem 100 tane adama bedeldir. Sayıyı artırabiliriz. Ayrıca, "Kendi"ni kaybetmeyen az sayıda arkadaşlarımdan biridir."Kendim" Beni bile arattırmıştı. Onun telefonunda "Kendim"i aramıştım...