Mr. Devlet
“En azılı suçlular bile hiçbir vakit ölümü hak etmez.” Dediğim zaman, arkadaşlarımın arasından biri mutlaka; “apo’da dahil mi bunların içine?” diye sorar. Bende “evet” derim. İçlerinden en milliyetçisi bana ona göre olan “gerçekler”i açıklamaya çalışır. Sonunda da benim “terörist destekleyicisi” olduğum imasıyla noktayı koyar. İnsanları yaftalamak hiç zor olması gerek ancak onlara sormak, onlarla konuşmak, onu anlamak… İşte bunlar oldukça zor sanırım. Yapamıyoruz biz bunları Anadolu’da yaşayanlar olarak. Bu yaşayanlar Türk mü dersin, Kürt mü, Türkiye halkı mı bilmiyorum ancak çoğunun “ortak sorunu” anlayamamak!
Anadolu insanının muzdarip olduğu bu sorundan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’da nasiplenmiş olacak. Anlayamıyoruz…
Sunni Alevi’yi, Türk Kürt’ü, Heteroseksüel Homoseksüeli, Suçsuz suçluyu, Başı açık başı kapalıyı,sağcı solcuyu…
Yargıtay ölmenin ne olduğunu bilir mi?
Bilir elbet diye girmeyin konuya. Bilseydi eğer Siirt’te sadece güvenlik güçlerine taş attı diye uzman çavuş tarafından kurşunlanarak öldürülen bu kişinin hakkını aramaz mıydı? Kurşun vücuduna saplandığı anda duyduğu acının hesabını sormaz mıydı? Annesinin, babasının, kardeşinin, arkadaşının üzüntüsünü dindirmez miydi? Sadece ‘yaşama hakkı’ diyerek adaletin mülkün temeli olduğunu kanıtlamaz mıydı? İçimden kanıtlasaydı diyorum, bunu 12 yaşında öldürülen Uğur Kaymaz için yapardı değil mi? Evet, evet yapardı… Bu kurul eylemlerde taş atan çocukları da “örgüt üyesi” olmaktan yargılanacağına karar vermemiş miydi? Anlıyoruz sanırım, devlet baba, babalığını yapmaya devam ediyor.
Her ilde kanunlar farklı mı?
Polise taş atanlar Adana’da, Diyarbakır’da, Van’da hapisle yargılanırken, İstanbul’da polise taş atanlar niçin tahliye ediliyor? Aba altından sopa göstermek olsa gerek amaç… Bildiğimiz bir tek anayasaya, bir tek ceza kanuna sahip olduğumuz. Bir savcı “terör örgütü” üyeliği olarak değerlendirirken, diğeri “‘Toplantı ve yürüyüş kanununa muhalefet’”, bir diğer niye “basit bir taş atma eylemi” olarak değerlendiriyor? Yorum farkı, iki dağ arasına bağlanan bir ip gibi algılanırken, bir ipte iki cambazın hareket edemeyeceğinin farkına varılamıyor mu?
Son söz:
Ölmek kimseye, terör hiçbir ulusa yakışmıyor. Hele çocukları daha yaptığının ne olduğunu kavrayamayacağı bir siyasi suçtan mahkum etmenin vebalini hiçbir hakim, hiçbir savcı sırtlayamaz. Devlet elinde, sırtında taşıdığı bu yükü ancak Mr. Olmaktan vazgeçerek, Mrs. Olmaya karar vererek sırtından indirebilir ve o inanılmaz rahatlığa ulaşabilir...