Mortgage İle Evlenenler Var, Bir de Evlenemeyenler!
Yıllardır hayal olarak görülen Mortgage sisteminin Türkiye de uygulamaya başlaması elbette ki sevindirici ancak; sistemin iyi analiz edilmesi gerekli.
Amerika ve Avrupa'da uzun yıllardır uygulanan 15-20 yıl vadeli ev sahibi olma imkanının ülkemizde de uygulanması, herkesin hayalini gerçekleştirme yolu gibi gözükse de, uygulamada ne kadar başarılı olacağımıza ilerleyen zamanlarda tanık olacağız. Bu sistemin iyi analiz edilmesi ve tüketiciye doğru bir biçimde ulaşması gerekiyor.
Mortgage Yasası'nın çıkmasıyla sadece konut sorunu ve inşaat sektöründeki beklentiler ne yazık ki çözümlenmiyor. Her şeyden Önce Borçlar Kanunu ve Tüketici Kanunları gibi mevzuatların yeniden düzenlenmesi gerektiği gibi bunların da Mortgage Sistemi ile uyumlu kılınması gerekli.
İnsanların ev sahibi olma hayallerini gerçekleştirirken daha iyi, güvenli ve kaliteli yaşam standartları hayalini de gerçekleştirmesi son derece önemli. Tabi ki bunun için de Mortgage sistemine uygun projelerin üretilmesi, imar planları ve kentsel dönüşüm planları yapılırken ilgili kurumların çalışmaları da dahil edilmesi gerekli.
Türkiye açısından Mortgage elbette ki inşaat sektörüne bir ivme kazandıracaktır. Ancak Mortgage'in piyasaya etkisi çok kısa sürede yansımadığı gibi önümüzdeki yıllarda daha etkili olacağını düşünüyorum.
Mortgage'in sektöre talep artışından başka getirilerinin de olacağına dair temennilerimiz de var muhakkak.
Tabiî ki Türkiye de bu sistemin rayına oturup iyi işlemesi yönünden daha ileri adımlar atılmalı.
İnşaat sektörü bundan sonraki projelerine orta ve dar gelir grubunu da dahil ederek yön vermeli ve uygulamalarını bu doğrultuda revize etmeli.
Elbette ki burada unutmamız gereken en önemli konu insanları rahat ve lüks konutlar yanında önce güvenli yapılar içerisinde yaşamalarını sağlayacak yapıların inşasını düşünmek ve uygulamaktır.
Sistemde asıl olan uygun vadeli konut finansmanından yeni olan ' konut finansman fonunun' kurulacak olması. Ancak bu fona yurt dışında olduğu gibi büyük emeklilik ve sigorta şirketlerinin iştirak etmeleri sağlanmalı. Türkiye de mali yapıları çok güçlü ve büyük bu fonların eksikliği sistemin uygulanmasında başarı yüzdesini sıkıntıya uğratabilecek riskler taşıyor. Bu nedenle sanırım yabancı fonlara da açık olması gerekiyor.
Sistemin asıl ihtiyaç duyduğu şeyin bir tahvil piyasasının güçlü ve yeterli olması ve küçük tarzda yerel veya küresel ekonomik sıkıntılar sistemi sıkıntıya sokmayacak düzenlemelerin yapılması gerekli.
Bazı aksama ve eksiklikler elbette ki ilk etapta normal, ancak sistemin uzun vadeli konut finansmanı alanında önemli avantajlar getirdiğini göz önünde bulundurursak, zamanla bu aksama ve eksikliklerin giderileceği umudunu taşımamız gerekli diye düşünüyorum.
Sabit veya değişken faizli olarak uzun vadeli konut sahibi olmak kolaylaşacağına göre; vatandaşın burada dikkat edeceği en önemli nokta ise; gerçekten uzun vadede ödeyebileceği miktar kadar sistemden faydalanması, gelir durumu, yaptığı iş ve benzeri ekonomik gelir düzeyine iyi dikkat edilmesi ve hayal içinde olmadan ödeyebilecekse sistemden faydalanması olmalıdır.
Mortgage uygulamalarında konut fiyatlarının artıp artmaması taleple ilgili bir konudur. Her zaman olduğu gibi talep artışı tabi ki gayrimenkul fiyatlarını bir miktar arttırır. Asıl sorun arsa maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Türkiye nin yüzde seksen gibi bir oranda devletin elinde olması gayrimenkul fiyatlarını arttırıyor. Devlet sistem sağlıklı işlesin istiyorsa elinden bu gayrimenkulleri çıkarmalı ve serbest piyasaya arz etmelidir.
Ayrıca son olarak şunu belirtmeliyim ki; son 3 aydır özellikle Amerika da ve daha sonra Avrupa'da baş gösteren mortgage krizi dünya ekonomisini sarsacak düzeye ulaştığı görülmektedir. Bu krizde; orta gelir grubunun ödeme güçlüğü çekmeye başlaması önemli rol oynamıştır. Dünya bu krizi aşmaya çalışırken bizde bu konuda ne gibi tedbirler alındığı açıklanmadı. Alınacak tedbirler hem orta gelir grubunu rahatlatmalı hem sistemin sağlıklı işlemesine destek olmalıdır.