Modern Çöplük ve İnsan
Maalesef maalesef anne sabah kalkar kalkmaz 2 yaşında çocuğu oturtuyor televizyon başına veriyor eline kumandayı al sana bedava bakıcı git bütün günü dolaş gel akşam eve gelince döndüğünde bakıyorsun hala çocuk televizyon başında. Bak oğlum üstteki tuşa basınca kanalları değiştiriyor alttakine basınca geri geliyor.
Merak etme çocuk senden iyi biliyor. Daha bir yaşını bile doldurmamış nice çocuklar annelerin bu alıştırdıkları düzensiz alışkanlıklar sayesinde kahvaltılarını klip eşliğinde ancak anne ve baba bir olarak çocuğa yedirebiliyorlar. Bak bak bak benim çocuğum ne yapıyor diyerek çocuğa ani yaşatılan şok ve heyecan ile çocuk baka kalırken anne de çocuğa lokmayı yediriyor, bu şekilde çocuğa tek tek lokmalar yediriliyor ancak işin eksik olan bir tarafı var ki işte onu telafi etmek çok zor ve bu eksiklik çocuğun hayatı boyunca da çocuk üzerindeki olumsuz etkisini sürdürmekle beraber çocuğu tam olarak eksik ve bedensel bir engelli statüsünde bir birey olarak sadece büyümesine yardımcı oluyor, maalesef büyüyor ancak gelişemiyor ve büyümesi oranında gelişti diyemiyoruz.
Çünkü midesine klip eşliğinde lokmalar iniyor ancak çocuğun asıl kimliğini oluşturan ruhuna ne gitti? İşte orası meçhul ve koca bir boşluk,yeri doldurulamaz bir boşluk. Şuan Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde 0-3 yaş arası çocukların çocuk dahil televizyon izlemesi yasaktır. Niye mi? Çünkü 0-3 yaş arasındaki bir çocuk yapılan istatistiklere göre bir saniyede 25 milyon kare görüntü alıyor.
Dünyanın en iyi kamerası bile bu kadar görüntü alamıyor. Bu da demektir ki 0-3 yaş arası bir çocuk gördüğü yada duyduğu her şeyi ama her şeyi hafızasına kaydediyor. Allah aşkına çocuklarımız nelerle büyüyorlar. Bu garabet olayların birine geçen gece nöbet tuttuğum hastanede şahit oldum.
Çocuk 11 aylık ve daha nerede ise baba demeyi bilmiyor ama çocuk kabininde çocuklar muayene ve yapılacak tıbbı müdahalelerden korkmasınlar diye dizaynı çizgi film karakterleri ile dekore edilen bakinde çocuk babasının kucağında pepe pepe diyor. Aynı çocuğa baba demesini söyletmeye çalışsan belki de daha baba demeyi bilmiyor.
Ama pepeyi zorku mudur zorlu mudur yada tam olarak bilemediğim pepe ile beraber olan ucube yaratık olan karakteri bile biliyor. Babayı görüp de tanıyamayacak olan çocuk pepeyi ve yanında olan karakterleri tanıyor ama.
Yine bu durumu tespit eden ve çocuklar üzerinde yapılan bir bilimsel anket verilerine göre evden babanızı mı atalım yoksa televizyonu mu atalım sorusuna çocukların yüzde 93’ü evden babamı atın diye cevap vermişler.
Evet ne yapsın baba şimdiki anlayış ve insani gerçekler ve zamane gerçekleri doğrultusunda bakınca baba fonksiyonsuz ve bir işe yaramıyor, oysa ki televizyon hiç değilse çocukları eğlendiriyor.
Şu içine düştüğümüz vahim ve garabet hale bakar mısınız sevgili okurlar. Oysa eskiden kültürümüzde ve ebeveynlerin çocukları yetiştirme tarzında herkesin aynı sofra başında bir araya geldiği ve hemen her şeyin kritiğinin sofra başında yapıldığı yemek fasılları vardı. Baba sofraya oturmadan kimse oturmaz o kalkmadan kimse sofradan kalkmazdı. Yine aynı şekilde eve giriş çıkış saatleri vardı.
Eve hiç kimse babadan sonra giremezdi. Yada çocuğa belletilen saygı ile zaten çocuk bunun olmasını kendine yakıştırmazdı. Oysa şimdilerde akşam yemeği genelde tüm bireylerin evde olması gereken ve tüm aile efradının beraber vakit geçirerek yemek yiyebilecekleri bir zaman iken bile baba sofraya gelir hanım çocuklar nerede bey onlar yedi deyip geçiştirir.
Çocuklardan biri bilgisayar başında sohbet ediyor yada müstehcen içerik dolu bir şeytan ile yoldaş olmuş kötü bir yol tutmuş o yolda gidiyor,diğeri çocuk ya elinde telefon mesajlaşıyor yada ne olduğu belirsiz saçma sapan oyunlar ile insana verilen en değerli varlığı olan zamanı öldürüyor. Oysa eski ebeveynler şimdiki nesil kadar kültürlü bilgili ve okumuş bilmiş kimselerde değillerdi,ancak bir şeyi çok iyi bilirlerdi düzeni kurmayı ve paylaşım içinde bulunarak tüm aileyi bir amaç ve ülkü etrafında birleştirmeyi.
O toplu yenen yemek sofrasında baba kimi zaman kendi çocuklarında gördüğü eksik yada yanlışı çocukları rencide olmasın diye eşi ile yani çocukların annesi ile ve çocukların hazır bulunduğu vaziyette hanım biliyor musun falancanın oğlu yada kızı ne yapıyormuş diye söze girişip mevcut eksiği komşu çocuğu örneklemesi ile çocuklarına dile getirirdi.
Böylece çocuğa aslında gelinim sana söylüyorum kızım sen anla diyerek bak senin yaptığın yanlışları biliyorum ayağını denk al yoksa senle külahları değişiriz diyerek çocuğa daha yanlışa batmadan çocuğun kendine çeki düzen vermesine vesile olurdu.
Oysa şimdilerde öyle bir hal aldı ki çocukların biri dediğimiz gibi bilgisayar başında bir odada bir alemde diğer çocuk elinde telefon başka bir alemde anne biran önce yedirip içirip eli işte gözü oynaşte başka bir alemde baba ise kendi başına apayrı bir alemde yaşayarak adı ile ama bir çatı altında birden fazla alemin yaşandığı alemler galaksisi gibi bir hal içinde yaşamanın neresi aile yaşantısıdır varın onu da gelin hep beraber bir kez daha kendimizi yoklayarak gözden geçirelim.