Modern Ağalık ve Maraba Düzeni!!!
13 Nisan 2010 tarihinde https://www.bilgiagi.net/ulusal-sut-konseyi-yasa-taslagi-tartisilmalidir/17782/ linkinde ‘’ Ulusal Süt Konseyi yasa taslağı kamuoyunda tartışılmalıdır’’ başlıklı bir yazı yazdık. O yazımızda ÜLKER ve sevgili SÜTAŞK’ ımın neler yaptığını da yazmıştık. O yazımızı okumayanlar lütfen üsteki linki tıklayıp okumalıdır.
Biz üreticiyiz. Toprağın, sevgili hayvanlarımızın içinden, ayağımızın tezeğiyle, alnımızın teri ile yazıyoruz.
Biz üreticiyiz. Şu partinin bu partinin malı değil, önümüzde güttüğümüz sığırlarımızın tüketicilerimiz için sahibiyiz. Biz yazın kara sıcağında terlerimizi kendimiz için parfüm yaparak, kışın buz tutan soğuğunu serinlik sayarak, üstümüze yağan yağmur damlalarıyla sususluğumuzu atarak, hayvancılık desteklerinden ve süt sanayicisi SÜT AĞA’ larımızdan aldığımız sadakaları yeme, yeşil ve kuru ota, kesif yeme, veterinerlere,hayvan ilaçlarına, çalışanlarımıza,hem süt üreticileri birliğine, hem damızlık birliğine iadatlar ödeyerek çiğ süt üretmekteyiz. Ama biz önünüze ürettiğimizi koyamamaktayız. Ürettiğimiz çiğ süt, SÜT AĞALARI’ mızca insafsızca takdiriyle kimi zaman litresi 0,39 TL, kimi zaman da şimdiki olduğu gibi litresi 0,55-0,72 TL’den satın alınmaktadır.
Bizim ürettiğimizin takdiri AĞA’larımızca, AĞA’larımızın ürettikleri ise kendilerince belirlenip siz tüketicilerin önüne istedikleri yüksek kazanç hırsına uygun ama tüm tüketicilerin her gün tüketemiyecekleri fiyatlarla market raflarında görülmektedir. Market raflarında pastörize süt 2 TL, UHT süt ise 1,5 TL dir. Sıcak süt ile soğuk süt arasındaki çiğ süt üreticisinden satın aldıkları fiyat farkı 0,1 TL (10 kuruş ) iken market raflarında 0,4 TL fiyat farkı adaletsizliği de var.! Üstelik UHT sütü sıcak çiğ sütten yapmıyorlar ise devletin süt tozu teşviğinden yararlanarak bedavaya getirdikleri süt tozundan veya AB’ nin dampingli ithal süt tozundan yapmaktalar.
Çiğ süt üreticisi çiğ sütü büyük girdi maliyetleri ile süt sanayicilerine 0,55-0,72 TL.den satmak zorunda bırakılırken ,ambalajlanmış süt ve süt ürünlerini siz tüketicilerin önüne dilediği fiyattan getirme hürriyet ve adaletine SÜT AĞALARI maalesef sahiptir.
Doğu’ da ve Güney Doğu’ da feodalite var diyorlar. Uzağa gitmeye gerek yok. Ülkenin her yerini Süt ağaları Marabalaştırmışlar!diyor.
Biz hem çiğ süt üreticisinin hem süt tüketicilerinin hem de süt sanayicisinin lehinde ADALET İSTİYORUZ diyen BAĞIMSIZ SÜT PLATFORMU ve ÇİĞ SÜT ÜRETİCİLERİNİN BASIN BİLDİRİSİ aşağıdadır. Hem tesbitleri hem de çözüm önerilerini ortaya koymaktalar:
BASIN BİLDİRİSİ
Son günlerde Tarım Bakanlığınca Ulusal Süt Konseyi'ne yaptırım gücü müeyyidesi ve bütçe verilmesi, ve bu bütçenin de geçtiğimiz yıllarda uygulandığı gibi süt ve süt ürünleri üreten fabrikaların sahip oldukları ‘’ SÜT TOZU ‘’ işletmelerine kullandırılması planlanmaktadır.
Bu bir anlamda bir buçuk yıldır uygulanmakta olan politikanın devamı niteliğinde olup TÜGEM'in ( Tarımsal Üretim Genel Müdürlüğü) süt tozu teşvik bütçe işlemlerinde ‘’ kontrol ve verilsin ’’ emrinin SÜT KONSEYİ’ ne taşınması gibi bir bürokratik işlem değişikliğini içermektedir.
Çiğ sütün değerlendirilmesinde süt tozu üretim teşviklerinin yine süt ve süt ürünleri sanayicilerine verilip ,kendi satın alacakları çiğ süt fiyatlarını ‘’ olması gereken seviyeye ’’ getirmelerini beklemek saflık olacaktır. Tasarlanmakta olan yeni düzenleme, çiğ süt fiyatlarını olması gereken seviyelerde tutmayacak, çiğ sütün değerlendirilmesine yönelik 30 trilyonluk süt tozu desteğinin tamamını özellikle kullanmayan sanayicilerimiz, 2010 yılında da süt tozuna ayrılmış destekleme bütçesini kullanmayacaklardır. Nitekim geçtiğimiz yıl verilen süt tozu desteği , çiğ süt fiyatlarını düzenlemekten ziyade süt tozunun ve süt tozu ile üretilmiş süt ve süt ürünlerinin ihracatının finansmanına yaramıştır.
‘’Süt tozu teşviği vererek çiğ süt fiyatlarını artırdık’’ iddiaları boşunadır! 2009 Kasım, Aralık, 2010 Ocak döneminde çiğ süt fiyatlarının yükselmesinin süt tozu teşviğinden değil, çiğ sütün arzının azalmasından dolayıdır. Nitekim kullanılan teşvikle üretilen süt tozunun 4500 tonlarda kalması, yıllık üretilen çiğ sütün toplam 5 milyon ton olmasıyla, bu miktardaki süt tozunun çiğ süt fiyatlarını yükseltmeyeceğini göstermektedir. 5 milyon tonluk bir mal arz fiyatının, 45000 tonluk çiğ sütün piyasadan çekilip süt tozu yapılması ile piyasanın yükseltilebilirliği mümkün değildir.
Ülkenin batısında çiğ süt alım fiyatları 72,5 kuruş iken, Çukurova’da 55-60 kuruştan işlem görmektedir. Çukurova bölgesi çiğ süt fiyatlarını sanayicilerin indirebilmelerinde hem tramplen olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda market raflarındaki süt ve süt ürünlerinin hammadde temininde ülkenin batısında çiğ süt satın alan sanayicilerle, Çukurova’da çiğ süt satın alanlar arasında da haksız rekabete yol açmaktadır. Bu dengesizlikte de sanayiciler Çukurova fiyatlarını referans almakta ihalelerde emsal göstermektedir.Çiğ Süt Üreticileri ülkemizin her yanında eşit ve adil bir fiyat arzu etmektedir.
Çiğ sütün arzının yüksek olduğu dönemlerde, çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelerde tutulabilmesi için Süt ve Süt Ürünleri Sanayicilerinin sahip oldukları işletmelerine süt tozu ürettirmeye kalkışmak piyasa kontrolünü, dengelenmesini bilmemek demektir. Yapılacak tasarıda çiğ süt fiyatlarının kontrolünü Süt Sanayicilerine vermek demektir. Çiğ süt fiyatlarında çiğ süt üreticisinin söz sahibi olamaması, çiğ süt fiyatlarının adil olmaması demektir.
Milyarlarca lira desteğe rağmen hayvancılığımızın yerlerde sürünmesinin yegane sorumlusunun Süt Sanayicileri olduğu gerçeği artık keşfedilmelidir. Süt ve süt ürünlerinde daha çok kazanç hırsını tüketimin artırılmasında değil, kendi kazanç oranını aşağı çekmeksizin çiğ süt fiyatlarında rekabet kanununa aykırı eylemlerde görmektedir.Hayvancılığa verilen destekler çiğ süt üreticilerinin değil süt sanayicilerinin keselerine gitmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda ithal süt tozu bolluğunun, süt sanayicileri tarafından çiğ süt fiyatlarının 0,39 TL’lere indirildiği, bu yüzden sanayicilerimizin süt ineklerinin kasaba gönderilmesine sebep olduğu hatırlanmalıdır.
Yine geçtiğimiz 2010 Nisan ayında Gönen Süt Üreticileri Birliğinin haklı süt direnişinde süt sanayicilerinin aldırmazlığı ellerindeki devlet eliyle parası ödenmiş süt tozu ve dampingli AB süt tozlarını ithal etmeye hazır olduğu hatırlanmalıdır. Teşvikli süt tozunun, süt sanayiicilerinin elinde bulunması, onlara daima çiğ süt fiyatlarını indirme fırsatını verecektir.
Çiğ Sütün biz üreticilere maliyeti 75 kuruştur. Bunun üzerinden kazanç sağlayacağımız miktarın ne olduğunun, Tarım Politikalarımızı yönetenlerce açıklanması gerekmektedir. Adil bir çiğ süt fiyatının ne olması gerektiğini, biz, üreticiler olarak bilmek istiyoruz. Bize sadaka mı öneriliyor yoksa adil bir fiyat mı sunuluyor? Bizim de bu işe devam edip etmeyeceğimizi bilmek en tabii hakkımızdır.
<< Hayvancılığa milyarlarca lira destek verdik>> sözlerinin hayvancılığımız için gerçekten isabetli, ama, yetersiz olduğunu hep birlikte görmüş bulunmaktayız. Hayvancılığımızı şaha kaldıracak adil bir çiğ süt fiyatını duymak istiyoruz.
Hayvancılığı Ayağa Kaldıracak Ana Etken Kar Edilebilir ve İstikrarlı Çiğ Süt Fiyatlarıdır. Bunu herkes bir kenara not etmelidir.
Biz hayvancılık destekleri ile sadaka değil, adil bir çiğ süt fiyatı istemekteyiz. Kendi ayaklarımız üzerinde durmak istiyoruz. Çiğ sütte adil bir fiyat sağlayacak düzenlemeler doğru yapıldığı takdirde ülke bütçesinden hayvancılığa ayrılan bütçe miktarı da düşecektir. Halihazırda hayvan başına, çiğ süt
litre başına verilen destekler süt sanayicilerine gitmektedir. Çiğ süt üreticisi aldığı desteği yemciye, çalışanına ,veterinerine, elektriğine, suyuna vermektedir.
Süt sanayicileri ‘’SÜT AĞASI, ‘’ çiğ süt üreticileri de ‘’ MARABA ‘’ olmaktan kurtarılmalıdır.
Bu adil fiyat açıklanmadıkça, çiğ süt fiyatları olması gereken seviyelerde tutulmadıkça, hayvancılığımızın yatırımcı aday adayları tereddütlerini koruyacaktır. Hayvancılığımız hiçbir zaman gelişmeyecek ve ithal et ve süte mahkum olmaktan kurtulamayacağız.
2002 yılından önce 84 trilyon, 2009 yılında 1 Milyar 250 milyon, 2010 yılı için 1 milyar 600 milyon olduğu ile övünülen hayvancılık desteleme bütçesinin boşa gitmemesi, var olan sınırlı ülke kaynaklarının en üst seviyede kullanılması, SÜT KONSEYİ’ne gerçekçi müdahale, yaptırım gücü ve bir işlerlik kazandırılması için alınması gereken tedbirleri sıralıyoruz:
1- Süt Sanayicileri ile çiğ süt pazarlığının tek üretici kuruluş tarafından yapılabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması. Üretici bir kurum etrafında örgütlenmeli, piyasa sözde ihalelere mahkum edilmemelidir.
2- Milyarlık hayvancılık desteklerinin Üretici Birliklerinin Süt tozu işletmeleri sahibi olmasında kullandırılması gerekmektedir.
3- Tarım Bakanlığı’nın çiğ süt arzından sorumluluk duyduğu kadar, süt ve süt ürünleri tüketimini artırıcı, bilhassa PASTÖRİZE GÜNLÜK SÜT tüketiminin artması için, ülkenin değişik coğrafi alanlarında pastörize süt tesislerinin Üretici Birliklerince kurulması için teşvik ve düzenlemeler yapmalıdır.
4- Üreticilerin ürettikleri ürünlerin piyasasını kontrol edebilme imkanı ancak üreticilerinde ambalajlı süt ve süt ürünleri üretebilme şanslarının devlet eliyle verilmesi ile mümkün olabilir gerçeği ile Üretici Birliklerinin piyasayı % 20 oranında kontrol edebilme şansları olması gerekir. Yasal düzenlemeler ile tekleştirilecek üretici birliklerinin, damızlık birliklerinin, süt ve süt ürünleri işletmelerine sahip olabilmeleri için hayvancılık desteklerinden pay ayrılmalıdır.
Süt tozunun ; Bütçesi devlet eliyle, üretilmesinin ise tekleştirilmiş üretici örgütleri tarafından yapılmadıkça çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelere gelemeyecek ve hayvancılığımızın kalkınması hayal olacaktır. Bizim söylediklerimizin ise ülkeye hiç bir ek maliyeti olmayıp, hayal de değildir.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadığı takdirde –Hayvancılık Tarihimize Not Düşüyoruz- her yıl 10 milyar Türk Lirası hayvancılığa destek ayrılsa bile geçtiğimiz yıllardaki gibi bu destekler de boşa gidecektir.
Ulusal Süt Konseyinin yeniden yapılandırılmasında yukarıdaki hususlar gözardı edilmemelidir.
Bağımsız Süt Platformu-Çiğ Süt Üreticileri Grubu