Siz kimlerdensiniz bilmiyorum ama ‘ben Müslümanlardanım’! Derimi yüzseler dahi bu değişmeyecek!
Bugüne kadar iktidarın ‘
yanlış’ g
ördüğümüz uygulamalarını eleştirdiğimiz için bazıları bizi alkışladı, bazıları ise ‘
iktidar düşmanlığı’ yaptığımız gerekçesiyle üstümüzü çizdi.
Bir bölümü, doğru yaptığımız için değil, iktidara karşı kinleri yüzünden alkışlıyorlardı.
Onların metihlerinin sebebini biliyor ve onlara pirim vermiyorduk. Şimdi de iktidara ve hatta ülkenin geleceğine yönelik ‘haksız ve alçak’ operasyona alkış tutan bu güruh, şimdilerde bizi ‘iktidarın yalakası’ olmakla itham ediyor.
Müslüman’a yakışan tavır, -hatalarına yönelik eleştiri haklarını mahfuz tutmak kaydıyla- zulme karşı hakkı üstün tutmaya çalışmaktır, bizde bunu yapıyoruz!
* * *
Hatırlarsanız bu yıl Mersin merkezli bir ‘GDO operasyonu’ yapılmıştı. Bir gazeteci olarak dosyasının tüm ayrıntılarına vakıftım.
Konu hakkında hazırladığı haberleri gazetelerinde yayınlatamayan gazeteci arkadaşlar dahi ellerindeki bilgi ve belgeleri bize gönderiyordu.
Bugün iktidara yönelik operasyon yapan çevreler, GDO operasyonuyla ilgili detayları kamuoyu ile paylaşacağımdan haberdar olmuşlar. Temsilcilerince arandım.
Arayan zat; “Bu kimselerden falan falan hizmet ehli ve iyi kimselerdir. Sizi bu arkadaşlarla buluşturalım” dedi.
“Hayır! Onların muhatabı biz değil, yargıdır” diye cevap verince “bir kez dinleseniz iyi olur” diyerek ısrarını sürdürdü.
“Bu kimseler Müslüman iseler, önce bu meselede aklansınlar o zaman görüşürüz” diye reddimizi yineledik.
Sonra ne mi oldu?
Hâkimler bu kimseleri tutukladı. Ardından da bir çalışan hariç, hepsi birkaç gün sonra serbest bırakıldı.
Biz o günde Hak’kın yanında yer aldık, bugünde. Mesele bu kadar basit!
* * *
Mevcut iktidarda gelmiş geçmiş iktidarlar gibi, bilerek ya da bilmeyerek hatalar yapmıştır. Önemli olan şey, bu hataların ‘ihanet’ boyutunun olup olmadığı!
Ak Parti iktidarı, Türkiye’yi çok sayıda alanda dönüştürdü, geliştirdi ve özgürleştirdi. Hukuku egemen kılmaya çalıştı ve adeta ‘sessiz bir devrim’ yaptı.
Her zaman, her yapının içerisinde farklı oranlarda tenyalar var olur. Fark edilene kadar kanımızı da emebilirler. Bir hırsızlık söz konusu ise, Başbakandan başlamak üzere hiçbir Ak Parti sözcüsü bunu onaylayıcı bir şey söylemek şöyle dursun, gereğinin yapılması gerektiğini dile getirdi.
Bu küresel yani çok uluslu operasyonun bir hırsızlık operasyonu olmadığını, bilakis Türkiye’yi dizginlemek hatta diz çöktürmek için yapıldığını vicdan sahibi herkes görüyor.
* * *
Önce’ elimde kasetleriniz var’ deyip, tehdit ediliyor...
Operasyondan yarım gün önce eski futbolcusunun eline bir metin tutuşturup istifa ettiriliyor...
UYAP’a bile girmeden ‘devletten gizli’ soruşturma açtırılıyor...
Sabahında, kaçma ihtimali olmayan kimselerin evlerini basıp, elleri kelepçelettiriliyor...
İstanbul polisi, görev alanının dışı olan Ankara’ya izinsiz bir şekilde gönderilip, operasyon yaptırılıyor…
Olaydan haberim yok diyen İl Emniyet Müdürü ise, 2 saat validen bile kaçıyor.
Birbirinden bağımsız üç soruşturma tekmiş gibi takdim ettiriliyor...
Operasyona onay verecek hâkimin nöbet günü bekleniliyor...
Devletten bile gizlenen ve doğruluğu şüpheli “belgeler” yandaş medyaya servis ediliyor...
BDP’li vekillerin tutukluluğunun devamı yönünde karar verdirilirken, Ergenekon zanlısı Balbay serbest bırakılıyor...
Operasyon günü “elimde olsa darbe tutuklularını salardım” diye beyanatlar veriliyor… Ertesi gün, 28 Şubatçıların tümü serbest bırakılıyor…
Ardarda haysiyet cellâtlığı yapan sahte pornografik görüntüler servis ediliyor...
Büyüyen ve eski kamburlarından kurtulmaya çalışan Türkiye’ye rağmen, olup bitenleri savununlar var olduğuna göre, fail aşağı yukarı belli.
Şimdi şu soruları sormak en temel hakkımız.
Siz kimsiniz ve kime hizmet ediyorsunuz? Olup biten iğrençlikleri savunmak Müslüman’ca bir hal midir? Yaptığınız komplonun geleceğimizi ipotek altına aldığının farkında mısınız? Başkalarının amaçlarına araç olmanızı biz size yakıştıramıyoruz, peki siz nasıl yakıştırıyorsunuz?
Bu tür komplolar her kim tarafından, kime yönelik yapılırsa yapılsın, bir Müslüman ve vicdanlı bir Mü’min olarak, zulme uğrayandan yana tavır almak boynumuzun borcu.
Kuşkusuz Allah (c.c.), ‘şer’ zannettiklerimizden ‘hayır’ halk eder. Etmekte olduğunu da müşahede ediyoruz.
* * *
Son not: Kimi yorumcular bu gelişmelere karşı ‘MİT uyudu’ diyor. Muhtemeldir ki uyumadı. Uyur gibi yaptı. Devlet kendi içinde yapılanmış “gizli devlet elemanlarını tasfiye etmek için suçüstü” yapmış olamaz mı?