Mini Paket’e Bu Kadar Harcarsanız!
Ülkenin ve insanların toplu çıkarı adına, yaptığı işten adı gibi emin olan bir insanın, özelliklede Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı Sayın Recep Tayyib Erdoğan Beyin hazırladığı anayasa paketine evet oyu almak adına onlarca kanaldan ve yazılı işitsel basından paketi halkına anlattığı yetmezmiş gibi onlarca lira masraf yaparak bu yoksul milletin olmayan paralarını ve ekstradan düzenlediğin mitinglerde boş yere harcamana ne gerek var. Sen kendin ve inancın doğrultusunda doğru yaparak ve doğru yaptığına inanarak bir anayasa paketi hazırlayıp referandum oylamasına sundun. Sorumluluk sahibi en yetkili ağız olarak evet verilmesini sağlamak adına bütün kanallardan konuyu anlatarak gerekli tedbirini alıp inanan bir yetkili olarak takdiri yaratana bırakman gerekirken, hala ülke çapında düzenlediğin mitinglerle milletin olmayan parasını harcamaya ve seçim bölgelerinde evet kampanyaları düzenlemek için gönderdiğin vekillerine para harcatmaya devam ediyorsun.
Seçim dünyanın birçok ülkesinde de yapılıyor. Ama seçimi yapanların harcadıkları para kazançlarının % 50’sinden fazla olamıyor. Olursa kendisine bu parayı nereden bulduğu adam gibi soruluyor. Hesabını veremeyince cezasına razı oluyor. Bizim ülkemizde ise koltuğu eline geçiren arkadan geleceklere geçmişte olduğu gibi ben yaptım oldu anlayışıyla sizler gibi daha kötü örnek olmaya devam ediyor. Bu da İmam cemaat misali, yetkilisinden çok şey bekleyen halkımızı yanlış düşünmeye sevk ediyor. Bu doğrumu! Bu israf değil de nedir! İsraf haram değilmi! Sayın başbakanım.
Milletin ve Devletin sağlıklı ve huzurlu geleceği için, devleti devlet yapan millettin esnaf ve sanatkârlarıyla, işçi ve memurundan zar zor toplanan vergilerin yine millete baş ta içme suyu, yol köprü gibi köklü ve kalıcı hizmetler olarak dönmesi gerekirken, gelmiş geçmiş iktidarların sadece işgal ettikleri makamlarında kalarak yattığı yerden yaşamlarını sürdürebilmeleri için yaptıkları usulsüz ve yersiz harcamaların misli misli fazlasını yapan AK Parti Hükümeti adına Başbakan Sayın Recep Tayyib Erdoğan Bey Roma’da yapılan Gıda Güvenliği Zirvesi’nde, fakirler ile zenginler arasındaki uçurumun büyüdüğünü, zenginlerin fakirlere yardım etmeleri gerektiğini hatırlattığı sözlerini ” Komşusu aç iken, tok yatan (gerçek) mümin değildir “(Buhari). “hadis-i şerif” ile bağlarken, aslında Ülkemiz Türkiye de yaşayan insanların % 90’nının en önemli sorununa değinmiştir.
Ama yinede üç beş maddelik anayasa paketine evet dedirtebilmek adına devletin trilyonlarını düzenlediği mitinglerde harcatarak nalıncı keseri gibi kendisinden ve bir avuç yandaşından yana yontmaya devam etmektedir. Sayın başbakan genelde muhalefet partilerinin kendine ve partisine karşı haksız çıkıştıklarını iddia ederek, bunlar kendileriyle çelişmektedir anlamına gelen “Bu ne Perhiz bu ne lahana turşusu” ifadesini sıkça kullanmaktadır. Şimdi soruyoruz, her yayın kuruluşu elinizin altında. İstediğinizi istediğiniz gibi konuşturma hakkına sahip iken ve bütün yayın kuruluşlarından evet için halkınızdan fazlasıyla talepte bulunmanıza rağmen, bütün bunlar yetmiyormuş gibi. Ekstradan mitingler düzenleyerek Türkiye’yi adım adım dolanıp kızıl yetimin hakkını hovardaca harcayan Sayın başbakan. Hem haktan ve adaletten yana olacaksınız, hem de nalıncı keseri gibi kendinizden yana yontarak olmayan paraları su gibi harcayacaksınız. Bu ne Perhiz, bu ne lahana turşusu sayın başbakanım. Bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormak suç olmasa gerek! Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, sizden öncekilerde olduğu gibi sizlerin döneminde de üretmeden tüketen hazırcı toplum olma yolunda ülke ve insanlar olarak hızla ilerliyoruz. Olmayan paraları daha ne kadar harcayacak ve hak etmeyen tembellere fakir yardımı altında daha ne kadar dağıtacaksınız.
Bu aziz milleti daha ne kadar yattığı yerde doyurmaya devam edeceksiniz. Zaman zaman demeçlerinizde dile getiriyorsunuz. Bizim dönemimizde fakir ve yoksula daha çok yardım yapıldı. Zor topladığınız vergiyi çalışmayana harcarsanız, ülke ve insanlarımız adına sıra bekleyen gerçek hizmetleri ne ile hangi parayla yapacaksınız! Bu halkı çalıştırmadan ter döktürmeden yattığı yerden doyurmaya devam ederseniz bu işin sonu hiçte iyi gelmez sayın başbakanım. Artık sağlığı yerinde olup ta yatana değil, adam gibi çalışarak üreterek tüketene destek olmaya bakalım.
Bu aziz milleti yatarak yaşamaya değil! Ne ekersen bin katını sana geri veren elindeki toprağını ekmeye ve biçmeye alıştıralım. Çünkü yatan toplumların sonu ortada. Kısacası milletimize toprağını ekmeyi ve biçtirmeyi unutturmayalım. Sizden öncede var olan iktidar yetkililerinden biz daha fazlasını vereceğiz diyerek iktidar koltuğuna oturmayı başaranlar henüz unutmadık. Zaten sizlerde bizlere hiçbir zaman unutturmuyorsunuz! Ülke ve insanlar olarak bizler bu ve benzeri içi boş lafları gelmiş geçmiş bütün hükümet yetkililerinden çok duyduk. At terli, artık yemiyor Sayın başbakanım. Haktan ve adaletten sıkça söz edeceksiniz, en fazla haksızlığı devletin kör kuruşunu yok yere harcayarak yine siz yapacaksınız. Bunu nasıl izah edebilirsiniz. Partisinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi olacak, haktan ve adaletten söz eden bir partinin genel başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanı olarak bütün bu olumsuzluklara ülkemizdeki yokluğa ve yoksulluğa rağmen birkaç maddelik anayasa paketini defalarca Meclis TV dışında kalan bütün TV kanallarından başka kendisine yakın kanallardan sadece Türkiye ye değil bütün dünya ülkelerine anlatmasına rağmen birde seçtiği illeri tek tek gezerek onlarca lira kızıl yetimin hakkını boş yere harcayarak evet oyu almak adına devletin onlarca lirasını susuzluktan kırılan ülke genelindeki ve Ünye de ki köylere ve insanlara su getirmeye harcamak varken, anayasa paketi ve içindekileri her yerde ve mekânda anlatmaya harcaması ne kadar doğrudur. Yorumu siz saygıdeğer okurlarımızındır.
Bütün bu olumsuzlukları söylerken ve dünyanın değişik bölgelerinde açlıkla mücadele ederek yaşam savaşı veren onlarca ülke ve insanları varken, zenginlerin hiçbir şey yokmuş gibi yaşamlarını idame ettirmeleri kesinlikle kabul edilemez.
Ülkemiz Türkiye de durum, açlık ve yoksulluktan perişan olmuş ülke ve insanlarından pek farklı değil. İllerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar ve belediyeler kızıl yetimim hakkı olan paraları kendilerine yakın fakat yardımı kesinlikle hak etmeyen insanlara bol bol dağıtıp durmalarına rağmen her köşe başında el açan onlarca insanımız var.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi camilerin tümünde yine şuraya şu kadar buraya bu kadar, kurslarımızda okuyan yavrularımızın yiyecek ve içecek ihtiyaçları için sürekli yardım talep edilmesi insanları camilerden soğutmaya başladı denebilir.
Çünkü gelmiş geçmiş iktidarlara oranla AK Parti iktidarında hak eden fakir ve yoksullardan ziyade günlerini kahve köşelerinde uyuşuk uyuşuk oturarak, sokaklarda aylak aylak dolaşarak hazıra alışmış sözde yoksullara sürekli yardım dağıtması hazırcıların sayısın azaltacağı yerde sürekli artırmaktadır.
Buyurun gelin, kendi gözlerinizle görünüz bizler Cennet vatan Türkiye ve insanlarının büyük bir çoğunluğu aynı açlık ve yoksulluk sorununu fazlasıyla yaşıyoruz. Maalesef ülkemizin ve insanlarımızın sevk ve idaresine soyunanlar, halkın büyük çoğunluğu açlıktan uyuyamazlar iken, tok yattıklarını unuttukları gibi fakiri ve fukarayı akıllarına dahi getirmiyorlar. Tembel ve hazırcı evlat nasıl Babam sağ olsun diyorsa, gelmiş geçmiş iktidarlara oranla daha fazlasını gözünü kırpmadan harcayan günümüz iktidar sorumluları vergi ödeyen esnaf ve sanatkârlar, işçiler ve memurlar sağ olsun düşüncesiyle fakire fukaraya yardım adı altında kendileri kazanmadıkları için hovardaca harcadıkları paranın hesabını dahi bilmiyorlar. Çünkü yerli ve yersiz harcadıkları kızıl yetimin hakkı olan onlarca parada zerre kadar hakları yoktur. Parayı kazanmayan kolay harcayacağı için, Sayın başbakanımızda bol keseden atıp tutarak kazanmadığı ve hakkı olmadığı devletin olmayan parasını sadece evet oyu uğruna vara yoğa bol bol harcayabiliyor.
Evet, Saygıdeğer okurlar, şunun şurasında birkaç maddelik Anayasa paketi oylaması yapılacak. Bu oylama için basılan ve dağıtılan kuşe kâğıtların haddi hesabı olmadığı gibi bunlar için harcanan onlarca paraya ne demeli. Bütün bu çalışmaları ellerindeki yazılı, görsel ve işitsel basın kuruluşları vasıtasıyla bırakalım ülkemizi bütün dünyaya ilan eden Sayın Başbakan bütün bunlar yetmiyormuş gibi bütün vekillerini de bölgelerine göndererek aynı şekildeki çalışmaları yaptırdığı gibi Ülke genelindeki toplam sayıları 50 binin üzerinde olan bütün muhtarlara da tek tek mektup yazarak referandumda evet vermeleri yanında seçmenlerine de evet dedirtmeleri çağrısında bulunduğu iddiaları ayyuka çıkmıştır.
Kendinden emin ne yaptığını nasıl yaptığını bilerek yapan babayiğidin üç beş maddelik mini anayasa paketini halkına anlatmak için kızıl yetimin hakkı olan onlarca parayı yok yere harcayarak kendisini heder etmesini, tam teşekküllü bir anayasa hazırladığı zaman bugün harcadığı paranın misli misi fazlasını harcamaya kalkmasını kim nasıl izah eder. Bilen birileri varsa çıksın adam gibi anlatsın bizde bilelim. Ve boş yere Sayın başbakanın, doğmamış kızıl yetimin hakkını kendisi ve bir avuç yandaşının huzur ve refahı için bol keseden harcıyor diye, boş yere günahını almayalım diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet yenin
Mini Paket’e Bu kadar Harcarsanız!
Sorun aslında 1983 yılında ANAP lı Özal ile başladı.
Türkiye o yıllarda ÜRETİM toplumundan tüketim toplumuna dönüştürüldü.
Şehirlerde asgari ücrete razı olacak işsizler ordusu oluşturabilmek için TARIM VE HAYVANCILIK öldürüldü ve hala öldürülüyor.
Bu da yetmedi KÜÇÜK ESNAF holdinglere peşkeş çekildi.
Küresel şirketler ülkemizi istila ettiler.
AB nin bitpazarı konumuna düştük.
Referanduma bugün harcanan para ile her parti bir radyo kurabilirdi kendisine.
Ağustos 30th, 2010 at 12:08Ama sizde biliyorsunuz ki ülkemizde siyasetçileri talan düzeni bitmez.
Referandum ve seçimler ile birileri zengin edilir. Belediyelerin 2 yılda bir kaldırım yenilemeleri gibi. Hep birilerine köşe döndürülür.