Milyonlarca Anavatan
Önce otobüse binerken zorlanan çocuğunun başına vuran kadını gördüm, ardından birkaç metre yürüdüm, çocuğunu kulağından çeke çeke görüten anneyi.
İnanmayacaksınız ama gittim yanına.
Hey bari bugün yapmayın, ‘Çocuk Bayramı’
‘Sana ne işine bak’ der gibi ayaküstü beş 10 bahane sıraladı kadın bana. Hemen Doğan Çücenoğlu geldi aklıma.
Epiktetos’un bir sözünü sık vurgulardı, ben de ilettim.
“Hanımefendi unutmayın bir insanın asıl anavatanı çocukluğudur. O vatanda ne yaşarsa insan öyle olur.”
Dışından tabii tabii dedi, içinden Allah bilir.
***
Çocuğunu okuturken gelişim kitaplarından uzak durup içinden geleni yapan anne olmama rağmen bu cümle ilk duyduğum andan itibaren etkiledi beni.
Oğlum başarılı ama mutlu mu?
Ona sorumluluklarını bu algı içinde aşılamaya çalıştım.
Kariyer yapacağım uğruna kölelik çalışma şartlarına ramak kalmışken, iş hayatımı yeniden düzenledim.
Onunla daha fazla vakit geçirmeye çalıştım.
Arkadaş olmaya değil, mutlu bir insan olması için gerekli zemini hazırlayan bir anne olmaya uğraştım.
Ve bence biz doğru yoldayız.
Küçük şeyleri dert etmeyen, keyifli sohbetler edebilen ve çok kitap okuyan bir genç adamın annesiyim. Daha ne olsun.
***
Ya toplum?
Şimdi seçimler yaklaşıyor. Partilerin vaatlerini duydukça gözlerden yaş gelecek. Asgari ücret artacak, aile sigortası, her çocuk için 200 TL. Vay anasına. Demek hepsi olabilecek şeyler.
Bir de yaşadığımız tabloya bakıyoruz. TÜİK’in 2012 Çocuk İşgücü Anketine göre, Türkiye genelinde 6-17 yaş grubundaki 15,3 milyon çocuğun yüzde 8.5’i, yani 1.3 milyon çocuk iş hayatında.
Türkiye’de son 13 yılda 127 çocuk işç, iş kazalarında hayatını kaybetti.
TEPAV araştırması ise kömür ve linyit madenlerinde 2 bin 76 çocuğun çalıştığını ortaya koydu.
Madendeki çocuk işçilerin aylık geliri, sadece 226 lira.
***
Aynadaki başka yansımaya bakalım. Bugün milyonlarca dengesiz insan mutsuz anavatanların eseri. Cahillik, gelir eşitsizliği, zamanında yapılmayan icraatlar ve tüm yanlışların bedeli bu küçük ruhları eziyor.
Sonra şiddet dizboyu, hırsızlık, haksızlık almış başını gidiyor.
Dönün ve anavatanlara bir kez daha bakın derim.
Rakamlarla ne kadar oynarsan oyna, mutsuz insanlardan mutlu bir ülke doğmuyor.
***
Çocuklar 23 Nisan Bayramınız kutlu olsun.
Umarım ülke, asıl derdinin ne olduğunun ayrımına varır ve sizler yoksulluktan, yoksunluktan ırak, anavatanlarınızda mutluluk içinde yaşarsınız.
EKMEK OYUNU
Okurumuz Necati Polat’tan ‘ekmek hırsızları’ başlığı yazımla ilgili bir mail aldım. Konunun gündemde kalması adına kısaca yayınlıyorum.
“Her gün 300 bin ekmeğin kayıtdışı yollardan İzmir’e geldiğine yönelik yazınızda şehrimizin kanayan bir yarasını gündeme taşıdığınız için çok teşekkür ederim.
Güzel İzmirimize bu manzaralar yakışmıyor, Öncelikle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu pimi çekilmiş bombayı ele almalı. Tarım İl Müdürlükleri üretim izni vermekte. Tarım İl Müdürlüğü’ne giderek beyanda bulunan herkes işletme kayıt belgesi alabilir.
GSM ruhsatına bakılmıyor. Acil çözüm bekliyoruz.