Milli Devlet Yıkılınca Milli Partiler Kalır mı?
Milli sözcüğü, ya da kavramı ile demokrat sözcüğü ya da kavramının bu kadar tartışıldığı bir durum, her halde başka ülkelerde yaşanmamıştır. Milli olma durumunun içinde de demokrat olma, halkın menfaatleri doğrultusunda düşünme ve davranma vardır, demokrat olma durumunun içinde de halktan yana olma, düşünme ve davranma vardır.
Milli olma durumu ile demokrat olma durumları birbirlerine karşı bir durum değildir.
Peki demokratlık iddiasında olanlar neden milli olan her değerlere ve kuruma karşı savaş veriyorlar?
Neden milli devleti yıkıp yerine demokrat bir devlet getireceklermiş gibi bir durum yaratıyorlar?
Daha doğrusu, demokrasi kavramı ve demokratlık durumu, neden milli devlete düşman oldu ve büyük ölçüde milli devleti yıktı?
Milli devlet karma ekonomiyi uygulayan devletti. Yani halkın çıkarlarını, egemen sınıflara karşı dengeleyen bir yapısı vardı.
Uluslararası tekeller, milli pazarları(ulusal pazarları) ele geçirmede, milli devleti önemli engel olarak gördüler.
Türk Ulusunun sermaye birikimini ellerinde bulunduranlar, dışarıdan pompalanan kredileri, büyümek için uygun bir yol olarak seçtiler.
Uluslararası sermayenin ulusal pazarlarımızı denetlemesini, birlikte yürüteceklerini varsaydılar. Üretmek yerine, ortağı olduğu yabancı şirketin ürünlerini ve fikirlerini milli pazarımızda pazarlamaya başladılar.
Özetlersek, önce sermaye gayri milli oldu.
Arkasından egemen sınıfların desteklediği partiler şekil ve öz değiştirip gayri milli oldular.
Bu duruma merkez sağ çöktü diyenler var. Çökmedi çöktürüldü.
Merkez sağın çökmesi bundandır ama merkez solun çökmesinin farlı nedenleri var.
Tabi milli devlet çökerken, milli olan her şey çökmeye başladı.
Milli eğitim, milli savunma, milli üretim, milli ekonomi büyük ölçüde terk edildi.
Eğitim, uluslar arası tekellere işbirlikçi yetiştiren kurumlar olurken, milli savunma, uluslar arsı tekellerin kendilerine yeni Pazar açmada engel gördüğü bölgelere müdahale gücü olarak kullanıldı.( Somali, Bosna, Lübnan, Afganistan, Irak…)
Milli savunmanın kurumsal yapısı nedeniyle ve tarihsel dayanakları bakımından kolay çökertilecek bir kurum olmadığından, ordu ile savaş tüm hızı ile devam etmektedir. İçindeki milli unsurlar temizlene temizlene devam edeceği görünmektedir.
Aslında siyasi iktidarın yandaşları gibi görünen, ordu yıkma silahşorları, tekellerin milli devletin son kalelerini yıkmak üzere görevlendirdiği görevlilerdir.
Milli eğitim bitti.
Milli savunma bitti.
Milli partiler bitti.
Susma sustukça sıra sana gelir kuramı gereğince, şimdi sıra Milliyetçi Hareket Partisine geldi.(Şimdiki siyasi tutumları nedeni ile söylenmiş bir cümle değil, öncesinde, bilerek veya bilmeyerek emperyalizm konusunda ki tavırları içindir)
Ali Ağaça’nın CIA tarafından yeniden kullanıma sokulduğunu görüyoruz. Ülkücüleri bir zamanlar, sola karşı kullanan Amerika’nın MHP’ye ihtiyacı kalmadı. Hatta Büyük Ortadoğu Projesine karşı çıkması dolayısı ile kendisine engel olduğunu görüyor.
Önümüzdeki günleri, ülkücülerin eskiden, neler yapıp ettiklerinin, sergilendiği günler olarak yaşayacağız.
Daha sonrasını mı merak ediyorsunuz. Tüm kurumlar bu siyasi iktidar aracılığı ile gayri milli hale getirildikten sonra ortaya çıkacak duruma göre, Amerika yeni bir strateji belirleyecektir. Eğer ortaya çıkan yeni örgütlenmeye bir devlet denebilirse, eğer o zamana kadar Amerika diye bir şey kalırsa.
Milli devlet tümden yıkılınca, demokrat bir devletimiz olacağını sananlara…