Milli Bayramlar İçin Tüm Belediyeler Göreve
Ülkelerin özünde bağımsızlık olan, mücadele ve can ile bir bedel ödenerek var olma savaşı ile yoğrulan bayramlarımız artık farklılaşıyor. Artık Anıtkabire devletin üst düzey erkânı gitmeyecek ve Atatürk Anıtlarına çelenk koymak valilerden alınacak izinlere bağlı olacak.
Daha ilk günden CHP ve kuruluşların izin talepleri geri tepti! Stadyumların kapıları açıldı, halkın kutlamaları sanki engellenen genelgelere inat sokaklara taştı. Özellikle yüreğinde Atatürk ve Cumhuriyet sevdası olan Belediye Başkanlarınca aylar öncesinden yapılan hazırlıklarla caddeler gelin gibi süslendi. Sanatçıların katılımı sağlandı ve halk coşturuldu. Emeği geçen tüm belediye yetkililer ile çalışanlarını yürekten kutluyorum.
Bu tür coşkulu kutlama yapan belediyelerin sayısı artacak mı? Yoksa katakulli oyunlarla bakalım etkinliği organize edenlerle, kutlamak isteyenler bulaşabilecek mi? Bunu da zamanla hep birlikte yaşacağız. Gerçek şu ki; Kurtuluş Savaşı mücadelesini özümseyenlerin bayram günü evlerinde oturmamaları ve kendilerini mutlaka bir etkinliğin içinde bulmalı, coşmalı, bayramların önemini omuz omuza yaşayarak, bir bilmeyene veya unutturmak isteyenlere anlatılmalıdır.
Farklı bir konuya girdiğimde sanırım ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Sanat nedir? Kimler sanata “Ucube” bakıyor? Ve sanatın çeşitleri ile bu konuda söylenmiş yaldızlı sözleri anlatmadan konuya direkt dalacağım.
Bulunduğunuz şehir veya ilçelerdeki belediyeleriniz hangi tür sanat ve kültür organizasyonları içinde? Oy veren veya vermeyen kesimlerin sanat anlayışına yanıt verebiliyorlar mı? Bende önce kendi yaşadım Bursa’nın Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer ilçe belediyelerinin sanat ve kültürel faaliyetlerini inceledim. İsterseniz bu arada bu ilçelerin 2009 yılı Yerel Seçim Sonuçlarını verip başkanlarını da tanıtayım:
Osmangazi Belediyesi’nin Başkanı Sayın Mustafa Dündar AKP’lilerden %44.3 oy alırken %55,7 de ilçelerinde muhalifler oy vermemiş. Yine Yıldırım İlçesi’nin şair başkanı Sayın Özgen Keskin ise AKP’lilerden %48,3 oy alarak %51,7 oranında da muhaliflerden oy alamamış. Şehrin batısında kalan Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey ise CHP’lilerden % 54.4 oranında oy alarak onun ilçesinde de % 45,7 oranında muhalif olmuş.
İşte bu veriler ışığında bende bu üç ilçenin internet resmi sayfalarını inceledim. Osmangazi ve Yıldırım Belediyelerinin kültürel ve sanat faaliyetleri hemen hemen birbirine yakındı. Birkaç örnek vereyim: Örneğin Osmangazi Belediyesi, kültür merkezlerinin birinde her gün sema gösterileri yanı sıra, hanımlara dini sohbet, “Ferahur Ruh”, “Kuran ve Ehlibeyti Sohbetler” “Muzekkin Nüfus” gibi sempozyumlar verirken Yıldırım Belediyesi’de “Emirsultan” sempozyumu ve Tasavvuf Musikisi Konseri” , “Balkan ülkeleri İmam Hatip Liseleri Arapça şiir ve hitabet ile Musiki” yarışması ile muhafazakar yapısını sergiliyordu. Nilüfer Belediyesi de, 27 Mart’tan 1 Mayıs’a süren Kent oyuncuları başta olmak üzere yabancı ve yerli şehir tiyatrolarının ( yakında özelleşince bunları da göremeyeceğiz!) sergileceği 40’ı aşkın tiyatro oyunu, Ünlü resim sanatçısı Abidin Dino ile söyleşi, Ünlü yazar, gazeteci, sinema ve tiyatro sanatçıları ile siyaset sahnesinin önde gelen kişileriyle yapılan “Aydınlarla Yüzyüze” panelleri, Yine kardeş şehirlerin katılımı ile “Spor Şenlikleri”, Klasik ve Türk Müziği Konserleri…
Bir belediye’de farklı bir sanat ve kültür anlayışı varken, diğer belediyelerde ise zıddı bir kültürel bakış olabiliyordu. Bu bağlamda bir ilçe içinde oy veren ve vermeyenlerin beklentileri önüne sunulan sanatı temcit pilavı gibi izlemek zorunda bırakılıyor. Bu böyle olmamalı, her belediye kendisine oy vermeyenlerin sanat anlayışına da saygı duyarak programlarını ona göre gerçekleştirmelidir.
Milli Bayramlarının öneminden bahsetmiştim. Belediyenin yalnızca sitesinin girişine “Bayramınız Kutlu” olsun ibaresini yazmakla iş bitiyor mu? Osmangazi ve Yıldırım Belediyelerinin internet sitesinin Mayıs ayı sanat etkinliklerini incelediğimde, 19 Mayıs Bayramı ile ilgili bir etkinlik programını göremedim. Nilüfer Belediyesi’ninkine baktım, “19 Mayıs’ta saat 19’da Fatih Sultan Bulvarı’nda gençleri yürüyüşüne davet” uyarısı ile yine saat 20’de yapılacak olan üç ünlü müzik grubunun katılacağı müzik şöleni, ayrıca Kültür Merkezinde ise bayrama özel Türk Müziği davet uyarısı vardı. Buyurun işte üç belediye… Şimdi bunu ülkenin geneline yaydığınızda iktidar ve muhalefet belediye anlayışının uygulamasını göreceksiniz.
Evet, gelecekteki milli bayramlarımızın yapılış biçimi 19 Mayıs’ta ilk oldu. Bundan sonraki milli bayramlarımızda toplumumuz organize olabilecek mi? Bunu kimler sağlayacak? Belediyelerde bayramları engelleyen farklı zihniyetler olacak mı? Bunun için her belediye’de halkın katılımı ile "Bayramları Kutlama Komitesi” kurulmalıdır. İktidar çıkaracağı yeni kanunla Belediyelere “Bayram Kutlama Bütçesi” vermelidir. Ancak dağınık olmayan bir yapıda belediyelerin yapacağı katkı ile bayramlar top yekûn ve anlamlı kutlanacaktır. Yoksa gelecekte bayramı istismar edecek beyinler ortalığı karıştıracaktır. Bu memleketi AKP, CHP ve diğer bütün partililerin dedeleri canları pahasına kurtardı. (Kurtuluş mücadelesine ihanet edenleri zaten bu memleketin vatandaşı kabul etmiyoruz.)
Lütfen milli bayramlarımızı kimsenin ötekileştirmesine izin vermeden birlik beraberlik içinde kutlanmasına özen gösterelim.
19 Mayıs sabahı erken kalkıp bir saatlik sporumu dışarıda yaptım. Kahvaltıdan sonra şehrin derinliklerine daldım. Sabahçı kahvelerini, hele bahçesinde büyükçe ağaç olan ortamlarını çok severim. Sakın öyle kahvehane düşkünü olduğumu zannetmeyin. Benimkisi yalnızca iki bardaklık gazete okuma ve yaşama kulak vermedir. Kahveye girdiğimde içeride kalabalık pek yoktu. Her masaya serpilmiş müşterilerin önünde gazetesini okuyordu. Boşta gazete aradım. “HABERTÜRK” vardı. Alıp ağacın gölgesindeki masaya geçip uzaktaki garsona “Bir” işareti ile çayımı söyledim. Haberler, köşe yazıları derken boşalan başka gazetelere baktım. Cumhuriyet, Sözcü, Milliyet ve Hürriyet dışındaki birçok yandaş gazeteyi boşaldıkça okuyordum. Çayımı da bittikçe tazeledim. Artık çıkma vakti gelmişti, çay ücretini öderken kahve sahibine sormadan yapamadım: “ Cumhuriyet, Sözcü gazetelerini göremedim?” dediğimde: “ Beyefendi gelenler onları okumuyor ki,” sözü her şeyi özetliyordu.
Olay bu! At gözlüğü ile medya okumak ve izlemek bu olsa gerek… İlçesinde muhalifleri de düşünmeden kültür sanat faaliyeti yapan belediye başkanlarının bayramlara bakış açısı aydın mı yoksa muhafazakâr pencereden mi olacak? Kâhin olmaya hiç gerek yok. Yapılanları tüm çıplaklığı ile zaten görebiliyoruz!
Şimdi müsaadenizle yüreğimin en güzel çiçekleriyle donatılmış çelengimi Anıtkabir ile Atamızın tüm anıtlarına saygıyla bırakmak istiyorum. Oh! Be! Sanalda olsa yüreğim ferahladı!
Sevgilerimle,
Ertuğrul Erdoğan
Mayıs 2012/Bursakelerin özünde bağımsızlık olan, mücadele ve can ile bir bedel ödenerek var olma savaşı ile yoğrulan bayramlarımız artık farklılaşıyor. Artık Anıtkabire devletin üst düzey erkânı gitmeyecek ve Atatürk Anıtlarına çelenk