content

18 Eyl

Milletler Nasıl Fakirleştirilir, Terör Nasıl Finanse Edilir?

Yahudi soyguncu ve tetikçi Soros tarafından finanse edilen ve gazeteci kisvesine bürünmüş bir grup, Panama dosyasını açmıştı.

Dünya gündemine hızlı bir giriş yapan Panama haberleri artık gündemde değil. Çünkü amaç; vergi kaçıran, kara para aklayan, silah, uyuşturucu ve insan ticareti yapanları afişe etmek değildi.

Siyasi ve iktisadi hedefleri vardı. Planlanan hedeflere ulaşmış olmalılar ki, gündemden çektiler. O günlerde hedefleri ile ilgili “Panama haberleri lağım patlaması mı, batının siyasî operasyonu mu?” başlıklı manşetler yapmış, makaleler yazmıştık. Şimdi ise biraz daha farklı bir cephesinden konuya bakmaya gayret edelim.

Malum günümüz dünyasında bazı insanlar, bazı şirketler ve bazı devletler zengin, bazıları da fakir. Hatta sefil durumda. Bu hususla ilgili bazen emperyalist sömürgeci ülkeleri, bazen de kendimizi suçlarız. Kimi “kader” der geçer, kimi de komplekse kapılır.

Küresel finans çetesimillet ve devletleri soyma konusunda pek çok yöntem geliştirir. Bunlardan biri de Off-shore  (gizli) hesaplar. Çok bilinen şekliyle İsviçre bankalarının yanı sıra, Monako, Londra, New York, Singapur, Hong Kong, Panama, Jersey, Man, Guernsey ve Cayman adaları, Bermuda, Lihtenştayn, Vanuatu ve Liberya gibi yerlerdeki bu hesaplar, küresel terörün en büyük finans kaynakları işlevi görür.

Gizli hesaplar sayesinde geniş kitleler fakirleşir. Devlete verilecek vergiler bu hesaplar sayesinde kaçırılır. Seçkin bir zümre servetine servet katar. Suçlar bu sayede örtülür yahut ötelenir. Kirli para akışı sayesinde insanlığın, ahlakın, devletlerin altı oyulur.

bankacilik

Steven Hiatt'ın verdiği bir örnek üzerinden gidelim. Dünyanın en kaliteli petrolünün çıktığı neft zengini ülke Nijerya'dır. İngiltere'nin sömürgesindeki ve dünyanın en “fakir” ülkelerinden olan Nijerya'nın eski diktatörü Sabi Abacha, Merkez Bankası başkanına İsviçre'deki hesabına her gün 15 milyon dolar aktarması talimatı verir. Talimat sonrasında iktidardan uzaklaşana dek yıllarca her gün para ilgili gizli hesaplara aktarılır.

Zimmete geçirilen bu para, ilgili memurlar, istihbarat örgütleri ve milletlerarası hacimdeki finans çetelerinin bilgisi dışında olması imkânsız. Bu ölçekteki bir yolsuzluğun geniş çaplı işbirliği olmaksızın yapılması imkân dâhilinde olmadığına göre, herkes payını alır. Zaten Nijerya bürokrasisi 300 milyon dolar rüşvet almıştır. Ahmak diktatör Abacha veya benzerleri bu paranın kendine yâr olmayacağını bilir mi, bilmez mi bilmiyoruz. Lakin günü gelip görevden uzaklaştırıldığında kendisi ve yakınları hakkında isnat edilen suçlar sayesinde el konulur. Diktatör gitmiş, pislikler dökülmüştür. Nijerya'ya sembolik bir geri ödeme yapılır, gerisi bildiğiniz gibidir.

Batının gelişme ve ekonomik refahının en önemli kaynağı bu hesaplar. Bu hesaplar sayesinde diğer ülkelerin vergileri çalınır. Faillerin gayri meşru faaliyetlerine göz yumulur ve kaydedilir. Zamanı geldiğinde ise ahmakların aleyhine servis edilir. Bundan da her daim o millet ve devletler zarar görür. Dahası buraya akan pis para ile o ülkelerdeki terör faaliyetleri finanse edilir. FETÖ'nün çalışma yöntemi ile bunun arasında sizce bir fark var mı? Yok değil mi?

Bugüne kadar bu işlerden dolayı batıdaki hiçbir bankacı ve tek bir bürokrat muhakeme edilip, mahkûm olmamış. Dahası hiçbir suçlama bile yapılmamış. Açığa çıktığında ise hep birden bu kişilerin milletlerine büyük hizmetler verdikleri ifade edilip kapatılmış.

Zaruri veya dayatılan ihtiyaçlarını karşılayamayan kimselerin önemli bir bölümünün suç ve şiddete bulaştığı görülmüş. PolPot, Kızıl Kmerler, 26 Temmuz Hareketi (Che), DHKP-C örneklerinde olduğu gibi komünist ideoloji, PKK, İRA, ETA ve ASALA örneklerinde olduğu gibi milliyetçilik, DAEŞ, FETÖ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab örneklerinde olduğu gibi de dinlerin en uç yorumlarla tahrif edilmesi ve buna inandırılan kitlelerin fanatizme sürüklenmesi gibi sonuçlarla da terör örgütleri doğurulmuş.

Günümüz ekonomik sistemi; vergi kaçırma, insan, uyuşturucu gibi kara para aklama işlemi, kur ve piyasa manipülasyonundan ibaret bir düzen. Bu düzende en vazgeçilmez rol, tetikçilere ait. Sistemde oyuncular sürekli değişse de senarist, yapımcı ve yönetmen hiç değişmez. Bu düzen batının geleceğinin sigortası mahiyetinde. Bu çirkefliğin içine düşenler görevleri bittiğinde kendilerini hep batının darağacında bulmuşlar. Babadan oğula geçen sistemde oğullardan biri rolünü savsaklarsa kalp krizi geçiriverirmiş.

Bu düzende küresel gizlilik denilen bir şer anayasası var. Anayasayı ihlalin neticesi ölüm. Devletlerin bu pislikten kurtulmalarının tek yolu da, devletlerin anayasalarına Off-shore hesapları için idam, ağırlaştırılmış müebbet ve mal varlıklarına el koyma müeyyidesi koymak.

Çünkü bu alçak sisteme ağır müeyyide koyulmadığı takdirde, talan edilen fakir ülkelerin refaha ulaşması mümkün gözükmüyor. Gavur, “goyim” olarak niteleyip, kendine hizmetkâr olarak gördüğü insanlığı sömürmeye, altını oymaya, terörle terbiye etmeye devam edecek.

Soyulan ülkelerde alt yapı gelişmez, toplumsal hizmetler verilemez, dış borç artar. Kaldı ki, gâvur bu ülkelere yine kendinden çaldığı paraları dış borç olarak verir. Bununla da kalmaz, faizle borç olarak aldığınız kendi paranızı istediğiniz gibi kullanmanıza da izin vermez.

Bu alçak döngü değişmediği müddetçe de efendiler köle, kravatlı vampirler de efendilik yapmaya devam eder.

Bugünün dünyasında off-share hesaplarının işlem hacmi trilyonlarca dolar. En aktif rol ise birkaçı Türkiye'de de faaliyet gösteren ABD, İngiltere, Hollanda ve Almanya merkezli 100'den fazla dev banka. Siz zaten bu bankaların patronlarını biliyorsunuz.

rusya-yolsuzluk

İşletme eğitimi görmüş biri olarak biliyorum ki, üniversite derslerinde bu konular asla işlenmez“Dünya ticareti” denilen yapı yani mevcut finans terörü, bu terörden doğan terör ve diğer terör örgütleri hakkında tek kelime edilmez. İnsanlığın alın terini, gelecek nesillerin kaynaklarını çalan Off-shore adlı terör şebekesi hakkında çocuklar bilgilendirilmez.

“Panama belgeleri”nin servisi, daralan ABD ekonomisini güçlendirmek içindi. Artık kara para büyük oranda ABD'de aklanacak. İzleme ve operasyon daha da kolay olacak. Panama belgeleri sayesinde bazı liderler tasfiye edilirken, bazıları da şantajla kontrol altına alındıObama, Panama öncesindeki günlerde şunu söylemişti: Ücretlerin yükselmemesinin nedeni göçmenler değil, çeyreklik kazançları uzun vadeli gelirlerin üstüne koyan yönetim kurulu toplantılarında alınan kararlar. Elbette bu konuşmayı izleyen ortalama aileler değil, aksine Off-shore hesaplarıyla vergi kaçıranlar…”

Türkiye'de Off-shore soyguncusu var mı? Eskiye oranla azalmışsa da elbette var. Ancak maliye politikalarımız hâlâ batılı eğitim ve zihin sahiplerince idare edildiği için küresel sistemden bağımsız hareket etmek zaman alıcı bir süreç.

1990'lı yıllarda yabancı bir konsorsiyum Türkiye'de teşvikle enerji yatırımı yapar. Özel bir sözleşme yapılır. Yıllarca hiçbir kamu otoritesi bu işletmeyi denetlemez. 2010'dan sonra yapılan bir denetimde (ki Türkiye tarihinin en büyük mali denetimi imiş) bu firmanın Türkiye'yi soyduğu ortaya çıkarÜlkemizi “yöneten” eski bürokrat ve siyasetçiler, bu firmaya elektriği kaça üretirse üretsin alma garantisi vermişler. Onlarda bu taahhüt karşısında 1 değil, 5 değil, 10 kat fazla fatura kesmiş. Kuzu kuzu ödemişiz. Dışarıdan kredi almış ve yatırım için kullanmış gibi gösteren firma, yüksek kârını yıllarca yurt dışına transfer etmiş. Bu sayede vergi de vermemiş. Vicdanlı ve vatansever birkaç kişi devletin soyulmasını engellemiş. Dava neticelenmiş ve devlet haklı bulunmuş. Kim bilir yıllarca hangi benzer yöntemlerle talan edildik?

Ülke, millet ve insanlık âlemi olarak hepimiz yıllardır, dünyanın en varlıklıları için çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Vergi vermesi gerekenler vermeyip, paraları karanlık hesaplara aktardığı için fakir fukara devletlerin döngüsü için daha fazla vergi vermeye mecbur kaldı, hâlâ kalmaya devam ediyor. Bu kötü ve tehlikeli gidişin devamı için terör en kullanışlı araç.

Şükür ki, Türkiye IMF ve Dünya Bankası gibi belâlardan kurtuldu. Ama hâlâ çözmesi gereken geçmiş kökenli sorunları var. Ancak mevcut bürokratik zihniyet çözümün önündeki en büyük güç. Tüm şeytanlar, Türkiye'nin kendisini emen kenelerden kurtulmaması için çabalıyor. FETÖ'sü, PKK'sı, DAEŞ'i, DHKP-C'si ve hatta bazı bürokrat ve siyasetçileri bunun için varlar. Türkiye bu çukurdan çıkarsa dünyaya “kötü” örnek olacak. Daha şimdiden örnek oldu bile. Bir de tümden özgürleştiğini düşünün bakalım, şeytani düzen ayakta kalabilir mi?

AK Parti iktidarı ile Türkiye, “faizsiz bono” demek doğru mu bilmiyorum ama resmi adıyla “sukuk-u akit” sistemine geçti. Bu sayede devlet yüksek faizden kurtuldu, yabancı sermayenin tehdidinden de. Batıdan daha güvenli olduğu için özellikle Arap sermayesi Türkiye'ye yöneldiBiz ve Körfez sermayesi kazandık, batı kaybetti. Adamlar bizi terörle terbiye etmek için mücadele etmekte “haksız” mı? Adamların ekmeğinden etmek “ayıp” değil mi? Bu Tayyip Erdoğan “çok” oldu çok?

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank