Milletinin Ordusu Olsun !…
Aslında bu kadar takıntılı olmamak lazım, fakat huy işte kafaya takmadan duramıyorum vesselam. Bu zamana kadar kusursuz gördüğüm, her şeyin doğrusunu yaptığını zannettiğim silahlı kuvvetler kendi içinde fokur-fokur kaynayan, menfaat odaklarının cirit attığı, onun bunun kullandığı bir gayya kuyusuymuş da haberim yokmuş.
Bu hal bugünlerin eseri olsa yine gam yemeyeceğim ”gelir geçer” derim, ama görüyoruz ki bu yüz yıllık bir alışkanlık, yani artık huy halini almış.
Geçen akşam habertürk kanalındaki programda bir emekli tuğgeneral “biz altmış ve oniki eylül ihtilallerine hoş bakmıyoruz çünkü ABD silahlı kuvvetleri kullanmıştır” dediğinde şaşkınlıktan “vay canına “ demekten başka bir şey diyemedim.
“Vay canına” ki yabancı bir devlet Atatürkçü, laik, demokratik, milliyetçi ve aynı zamanda “Atatürkün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti”nin yılmaz bekçisi “Atatürk’ün ordusu”nu nasıl olurda kullanabilir?
Bu vahamet sadece bir defaya mahsus olsa yine gam yemeyeceğim, ömrü ihtilallarla ve muhtıralarla geçmiş bir ordunun bunu alışkanlık haline getirdiği gün gibi aşikar. İşte bu tam bir vahamet,
Hal böyle olunca ordu içerisinde fraksiyonlar halinde sürüyle “vatan kurtaran aslanlar” türememiş olması mümkün mü?
Beni asıl şaşırtan ordu üst kademelerinin de bu işin içersinde olması veya her şeyin farkında olmaları.
Burada rahmetli dedemden alıntı yapacağım, kızdığında derdi ki “evlat kabahat sende değil, seni yetiştirende”,
Tevekkeli değil neden “biz Atatürk’ün ordusuyuz” diyorlar, halbuki ben olsam bunu kişiye indirgemez “Türkün Ordusu” derdim.
Benim kişiliğimde biraz komploculuk vardır, illa bazı şeylerin altında bir şeyler ararım, beklide bu günlere Soner Yalçın’nın kitaplarını çok okuyorum “ bu devlet hangi ayaklar üzerine kuruldu da bu ordu bunun bekçisi?”.
Lakin bütün bunları düşünebilmem için ne komplocu bir ruha, nede Soner Yalçın’ı çok okumam gerekiyor, tuğgeneralin şu cümlesi yetiyor “… oniki eylül darbesini desteklemiyoruz, çünkü ABD nin güdümünde yapılmıştır”.
Bunlar beni üzüyor, vatandaş olarak isterim ki ordum dünyanın en kudretli ordularından biri olsun, beni dış düşmanlardan korusun.
İsterim ki Ordum, kendi kendine iç düşman yaratıp durumdan vazife çıkarmasın,
İsterim ki Ordum onurlu olsun kendini yabancı devletlere kullandırmasın,
İsterim ki ordum, bir faninin değil Türk milletinin ordusu olsun…..
Sizin bu yazınızla benim bugünkü yazım tam uyum sağlamış sanırım.
Ben biraz daha farklı yönünden yazdım olayı
Ordu da yeniçeri lerden bu yana bitmeyen bir sorun var gerçekten
Dine soğukluk nedendir bir türlü açıklanamayan bir kaos sanki
Şubat 1st, 2010 at 17:02