Milletin Hizmetkarları, Kendinize Gelin! Dönüşen Otoriter Cumhuriyet ve Ceberrut Devlet
Bir hizmet yaparsınız, vatandaş mağdur olabilir… Örneğin yol yaparsınız, geçici olarak orada yaşayanlar sorun yaşayabilir.
Kanal yaparsınız, kaldırım yaparsınız, yatırım yaparsınız, yaşanan sorunları anlayabilir, mağduriyetin sonunda millet için iyi olacağını bilirsiniz. O’na göre katlanırsınız…
Hizmet yapan olarak; “millete mağduriyeti en az nasıl yaşatırım” diye hesap yapmanız gerekir.
****
Önceki gün Avcılar’dan bir okuyucumuz aradı.
“Belediyenin karşısında bulunan Atatürk heykelinin bulunduğu parkın içine çadırlar kurdular. Heykeli de kapattılar. Sonra tepkiler üzerine kaldırdılar. Ancak çadırlardan esnaf çok mağdur. Lütfen gazete olarak ilgilenir misiniz?”
“Tabii” dedik ve olayı yerinde görmesi, bir sorun varsa haber yapması için Anıl Boduç arkadaşımızı gönderdik.
****
Anıl çok da güzel bir haber yapmış. Yazı işlerindeki arkadaşlarımızda haberi manşete çekmişler… Ellerine sağlık, çok da güzel olmuş…
“Kaş yaparken göz çıkardılar” manşeti ile verdiğimiz haberin özeti şu: Geliri ‘Down Sendromluları Derneği’ne bağışlanacağı iddia edilen geçici pazar bölge esnafını vurdu. Avcılar Belediyesi’ne tepki gösteren esnaflar mağdur olduklarını belirtti, geçici pazarın kaldırılmasını istedi.
“Neden rahatsız oldunuz”
Belediye sosyal bir projeyi desteklemek için destek vermiş… İyi yapmış…
Ancak yaptığı hizmetten dolayı, çadırların kurulduğu yerdeki esnaflar rahatsız olmuşsa belediye yetkililerinin yapması gereken şikayeti dillendirenleri dikkate almaktır.
Yapılması gereken “Nasıl bir rahatsızlık verdik?” denilerek esnafın vatandaşın derdine derman olmaktır.
Yoksa, zabıtalar gönderip millete, vatandaşa, esnafa “neden şikayet ettiniz?” diyerek hafiyecelik oynamak ve zılgıt çekmek değildir…
****
Duyduğumuz iddialara göre, gazetemize konuşan esnafa zabıta gönderilerek “neden şikayetçi” oldukları sorulmuş… Ayıp edilmiş…
Kimileri ise gazetemizi arayarak, belediye ile aralarının açıldığını ifade etmişler, yaptığımız haberden dolayı…
Aslında herkes şikayetçi ama kimileri belediyeden korkuyor…
A be kardeşim, ortada yolsuzluk yok, hırsızlık yok, suistimal yok, ihalenin peşkeş çekilmesi yok… Sadece yapılan bir hizmetin esnafı rahatsız ettiği, işini etkilediğine yönelik bir şikayet var… Milletin emrinde olması gerekenlerin, milletin hizmetkarlarının vatandaşı korkutmasına gerek yok.
****
AK Parti hareketinin liderine, milletin oyları ile Türkiye tarihinde ilk defa seçilmiş Cumhurbaşkan’na her türlü hakareti ederek, diktatör olduğunu iddia ediyorsunuz…
Ne kadar kötülük varsa, ne kadar olumsuzluk varsa AK Parti ile başladığını düşünüyorsunuz…
Ancak, bu toplumun en küçük ferdinden en büyük ferdine kadar, seçilmiş, atanmış küçük bir kurumun başında bile olsa küçük diktatörler ülkesi olduğunu biliyoruz. Genlerimizde tahammülsüzlük dolaşıyor… Hepimiz kendi çöplüğümüzün diktatörleriyiz.
****
Evinde çocuklarını, eşlerini dövenler sözde Erdoğan’ın diktatörlüğünden nefret ediyorlar.
Bu ülkenin tüm ötekilerinden nefret edenler, hayatları Kürt düşmanlığı, Alevi düşmanlığı yaparak geçmiş olanlar bile, Erdoğan düşmanlığından dolayı Kürtsever, Alevisever olmuşlar.
Türkiye’nin her yerinde KCK cadı avına çıkmış olanlar, BDP’ye günde 5 öğün küfür edenler, Kürt sorununu çözmek için risk almış AK Parti hükümetine, Kürt açılımının yanlış olduğunu söyleyerek, operasyon çekmiş, darbe girişimde bulunmuş olanlar bile bugün HDPsever olmuşlar…
90 yıllık diktatörlüğü savunanlar, yargısız infazlara imza atmış olanlar, faili meçhul cinayetlerin baş aktörleri, işkenceciler, katiller, millet düşmanları yaptıklarını unutmuşlar, Erdoğan düşmanlığı gözlerini karartmış… Kendi diktatörlüklerini, şiddetseverliklerini görmeyenler, unutanlar Erdoğan üzerinden sanki vicdanlarını temizliyorlar…
Milletin de unuttuğunu zannediyorlar… Göreceğiz, 8 Haziran sabahı milletin neyi unutup neyi unutmadığını… Bir kez daha kaybedeceksiniz. Ardından millete küfür edeceksiniz, sandıkta hile yapıldığı iddiaları ise devam edecek.
Erdoğan’a diktatör diyenlerin genlerinde diktatörlük dolaşıyor
AK Partili olmayıp bir kurumun başında olanlar en küçük fırsatta karşıtlarına, kendilerini eleştirenlere ellerindeki imkanlarla tehditler savuruyorlar…
Erdoğan hakarete uğradığında, basında eleştirildiğinde dava açtığında, basın özgürlüğünün olmadığını söyleyenler, kendileri ile belgeli, bilgili haberler yapıldığında, yaptıkları yanlış uygulamalardan dolayı soluğu mahkeme kapılarında aldıklarını unutuyorlar. Ama Erdoğan diktatör öyle mi?
Savunduğunuz ideolojiler diktatörlüğün ta kendisi…
Bakın söylediklerinize, ne dediğimizi daha iyi anlayacaksınız…
Bakın yaptıklarınıza, bakın aklınızdan geçenlere, göreceksiniz kim olduğunuzu…
****
Biliyorum ruhlarınızda faşizm geziyor. Sakın ha, kendinizi demokrat filan saymayın, demokrat değilsiniz.. Sakın ha, kendinize özgürlükçü demeyin, asıl diktatör sizlersiniz…
Çünkü Erdoğan düşmanlığından dolayı, bugün bir darbe yapılsa hepiniz darbe şakşakçısı olmaya hazırsınız…
Darbecilerinizi kahraman yapmaya, darbe yapılan günü de bayram ilan etmeye hazırsınız…
****
90 yıldır bu ülkenin tüm azınlıklarına, asli unsurlarına, inançlarına, farklı düşünenlere düşman olmuş, analarından emdikleri sütü burunlarından getirmiş olan, millete b.k yediren, milletin köylerini yakan, milleti süren, milletine soykırım yapan, milletini bombalayan, milletin çocuklarını asan, milletin farklı dilini konuşmasına izin vermeyen, milletinin farklı etnik kimliklerini kabul etmeyen ceberrut devleti, otoriter cumhuriyeti ve sahiplerini savunmaya çıkmışsınız, elbirliği ile… Sizlere hayırlı olsun…
****
Cumhuriyeti yıkmak için, var olan devleti yıkmak için yerine sosyalist bir devlet kurmak için yola çıkmış, acılar çekmiş, yıllarca cezaevlerinde yatmış, işkenceler görmüş, sevdiklerini kaybetmiş olanlar bile 90 yıllık otoriter cumhuriyeti, ceberrut devleti savunmak için yeminli AK Parti düşmanı, Tayyip Erdoğan düşmanı olmuşlar…
Cumhuriyeti yıktırmayacaklarmış…
Emperyalizmin oyununu bozacaklarmış…
Hadi oradan…
Sahi sosyalist devleti kurmak için yıkacağınız devletin adı neydi?
Ve neden o devleti yıkıp yerine yeni bir devlet kuracaktınız?
Hani bu yıkmak istediğiniz devlet emperyalizmin işbirlikçisiydi.
Farkında değilsiniz ama ceberrut devletiniz tarih oluyor.
Farkında değilsiniz ama otoriter cumhuriyetiniz dönüşüyor.
Gökbulak öyle bir laf etti ki!
Dün Esenyurt’ta CHP’lilerin kahvaltılı toplantısı vardı.
Toplantıya milletvekili adayları ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu katıldı.
Toplantıda Ali Şeker’den sonra söz alan 31. sıra milletvekili adayı Ali Ulvi Gökbulak konuşmasında aşağı yukarı şöyle bir laf etti.
Kemal Sunal’ın bir filmi vardı. Tuvalet işletiyordu. Orada şöyle bir diyalog geçiyordu. Ağanın b.ku üzerine b.k yapılmaz… Ben de şimdi Ali Şeker sonrasında konuşma yapmayı o’na benzetiyorum.
Ve salonda buz gibi bir havanın esmesine neden oluyordu.
****
Ali Şeker ağa mıydı?
Ali Şeker’in konuşması b… mu oluyordu.
Kahvaltıda böyle bir örnek verilir miydi?
Biliyorum kendisi de Şeker için ağa demek istememişti.
Biliyorum, Şeker’in konuşması için b… demek istememişti.
Ancak verdiği örnekte konuşmasıyla ilgili doğru bir örnek değildi ve yeri de kahvaltı değildi. Anlayacağınız Gökbulak’ın konuşması hiç hoş olmadı…