MHP’ye Ne Olacak?
Geçen haftalarda DP’ye ne olacak diye sormuştuk, olacaklar olmaya başladı, Sayın Cindoruk “ben artık yoğum” dedi. Zaten olacağı da buydu.
Geçelim, konumuz MHP…
Bilindiği gibi MHP’nin güçlü olduğu illerde (çoğunlukla Orta Anadolu’da) evet oyları yüzde elliyi geçti, yani MHP tabanından gereken desteği alamadı.
Neden alamadı?
Yine geçen haftalarda demiştik ki, MHP iki arada bir derede, daha doğrusu yöneticileri çıkmaz sokakta. Çünkü tabanlarının sesini dinleseler, kurulduğundan beri düşman kaleler inşa edip taraftar toplama politikaları iflas edecek. Ve aynı zamanda kendilerine destek veren (hadi diyelim) ulusalcılara ters düşmüş olacaklar. Dinlemeseler (nitenim dinlemediler) parti tabanlarını kaybedecekler/kaybediyorlar.
Siyasette bu var mı bilmiyorum, ama “etti, buldu” dersem çok da hata etmiş sayılmam. Çünkü ülkemizin milliyetçi ve muhafazakâr kesiminin önemli bölümü 28 Şubattan sonraki ilk genel seçimlerde(1999 seçimleri) yüzde on sekiz gibi o güne kadar ve ondan sonraki seçimlerde alamadığı oyu vererek MHP’yi ikinci parti yaptı.
Bu oy patlamasını herkes kendine göre yorumladı şüphesiz, ama şu nedeni hiç kimse dillendiremedi. “Muhafazakâr kesim 28 Şubat’ta kırılan onurlarının MHP tarafından hesabının sorulabileceği zannıyla bu partiye oy vermişti. Ama güvendikleri dağlara kar yağdı, MHP değil hesap sormak, bunun farkına bile varamadı. Talan tezgâhı kurması da çabası...
Son seçimlerde yüzde on dört oy alması ise, AKP’ye bir türlü ısınamayan muhafazakâr kesimin çaresiz MHP’ye yönelmesiydi. Bir de bu partinin başörtüsü ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde tabanının sesini dinlemesini de sayabiliriz.
Aslında en önemli neden olarak bunları gösterebiliriz.
Sözün kısası, MHP tabanının ne istediğini doğru okuyamadı, algılayamadı. Zaten, gelinen noktadan da belli değil mi?
Gelelim asıl konuya, MHP’ye ne olacak?
İki yol var, birincisi marjinal parti olarak yüzde beş-on arası siyasetteki yerini sürdürecek, ya da kendini yeniden dizayn ederek siyasetteki çıtasını yükseklerde tutacak.
Doğrusu ben, eğer MHP Saadet Partisi gibi olsa idi, Sayın Erbakan başta olduğu sürece beşi geçmez ama Sayın Kurtulmuş partiyi yeniden yapılandırarak çıtayı yükseltebilir derdim. Ama MHP öyle değil. Sayın Bahçeli’nin ne olacağı ve ne yapacağı belli değil. Zaten Sayın Bahçeliyi tasfiye korkusu sarmış olacak ki panik içerisinde.
Burada yeri gelmişken; Fethullah Gülen cemaatinin MHP’nin altını oyduğu yolundaki MHP iddiaları MHP’nin nerelere sürüklendiğinin göstergesi değil mi? Sloganı “Tanrı dağı kadar Türk, Hıra Dağı kadar Müslüman’ız” olan bir parti cemaatlerle ters düşebiliyor!.. Hayret…
Öyle ya, her iki (öyle diyelim) grubun hitap ettiği kesim aşağı yukarı aynı kesimler. Yani milliyetçi, muhafazakâr kesimler. Hatta şu da bir gerçek ki, 1998 li yıllarda Gülen cemaati MHP’den demokratikleşme anlamında çok şey ummuştu. Cemaatin umutları boşa çıkınca Sayın Erdoğan’ın oluşumuna destek vermek zorunda kaldılar.
Dediğimiz gibi MHP yol ayırımında, ya aynen kalıp particilik oynayacak, ya da kendini yeniden yapılandırıp siyaset sahnesindeki her zamanki yerini koruyacak.
Bekleyip göreceğiz…
MHP,mevcut marjinal şartlar ortadan kalktığında,hele hele Kürt Sorunu çözüldüğünde kendi doğal sınırına düşecektir ki bunun oya tahvili %5-%8 arasıdır.
Eylül 27th, 2010 at 00:52hürmetler!