Mezarlık Alanlarında Yeni Önlem: Kapsül Mezarlar (I)
Kentsel Kullanım Alanlarının Giderek Azalmakta Olmasına Karşın, Mezarlık Alanlarının Genişlemesine Karşı Çözüm Önerisi Zorunluluğu
Sadece Türkiye'de değil bütün dünyada, kentsel kullanım alanları olarak metrekareye düşen insan sayısında gittikçe artan oranlı olarak yoğunlaşma yaşanmakta. Türkiye veya dünya nüfusu aritmetik olarak artarken, kentsel mekanlarda yaşayanların veya yaşayacak olanların dünya üzerindeki kullanım alanları geometrik olarak azalmaktadır.
Bu üst ve alt başlıkla işlemeye çalışacağım konuyu bir çok alt başlık altında irdelemeye devam edeceğim. Bu konuda ilk etapta ele alacağımız kentsel mekanlardaki daralma sorunsalına karşın ortaya koyacağımız argümanlar ve hipotezleri, varsayımları ortaya koyacağız. Daha sonra bu alt başlıkları teker teker ayrıca ele almamız gerekecektir.
Defin ve mezarlıklarla ilgili yetkiyi 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun "Sıhhi Teşkilat" başlıklı birinci babının, "Vilayet Hususi İdareleri ve Belediyeler" başlıklı dördüncü faslı 20nci maddesinde, bu görevi belediyelere vermiştir. Halihazırda mezarlıklar ve defin işlemleri en başta belediyeler olmak üzere, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir.
24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 211 ilâ 234 üncü maddeleri, 181 sayılı Saglık Bakanlıgının Teskilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye
Mezarlıklar, defin, defin şartları, mezarlık yerleri, defin işlemleri hakkında bir çok kurum ve kuruluşa bir çok mevzuat tarafından görev ve/veya yetki verilmiştir.
Örneğin, 12/7/2004 tarihli ve 5215 sayılı Belediyesi Kanunu, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyüksehir Belediyesi Kanunu, 9/6/1994 tarihli ve 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun, 26/1/1939 tarihli ve 3584 sayılı Cenaze Nakline Mahsus Beynelmilel İtilafnameye İltihakımız Hakkında Kanun, 17/4/1975 tarihli ve 1887 sayılı Cenazelerin Nakli Anlasmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna dair Kanun ve 4/7/1931 tarihli ve 11410 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüge konulan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamname, Mezarlık Yerlerinin İnşaası ve Cenaze Nakil ve Defin işlemleri Hakkında Yönetmelik, 1931 tarih ve 11410 nolu Mezarlıklar Tüzüğü vb. konularda bir çok mevzuat bulunmaktadır.
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün Tarih: 01.05.2000 Sayı: 5853 G:2000/42 sayılı "Mezarlıklar ve Ölü Defni Hakkında Genelgede malum olduğu üzere bir çok şarttan bahsedilmiştir. Fakat mezarlık alanlarının kentsel alanlara göre belli bir uzaklıkta olması gerektiği vurgulanırken, kentsel alanların gittikçe birbiriyle yaklaşması hatta bitişmesi durumunda mezarlık alanlarının kent içlerinde kalması durumu kaçınılmaz olmuştur. Bu da ilk etapta mezarlık yerleri ve teknik ve dinsel anlamda defin işlemlerinin ve yöntemlerinin yeniden yorumlanması gerekliliğini zorunlu hale getirmiştir.
Bu fiili gelişme hatta ivme, bu gidişle, dünya üzerinde yaşamakta olan canlıların değil her bir ölünün (zorla da olsa) gayrımenkul sahibi olduğu ve bu mekanların da gittikçe genişlemesi ve kentsel alanların içine doğru girmesi nedeniyle öncelik kazanmaktadır.
- Kentsel Kullanım Alanlarının Azalmasına İlişkin Çözüm Önerisi Zorunluluğu
- Arap Toplumlarındaki (vahhabilerin) Defin ve Mezarlık Uygulamaları
- Diğer Dinlerdeki Defin Uygulamaları
- İslam Dinindeki Farz ve Sünnet Açısından Defin Uygulamaları
- Mezarlık Alanları İçin Yeni Model: Kapsül Mezarlar
- Mezarlık Alanlarının İnsan Psikolojisi Üzerinde Bıraktığı Olumsuz / Olumlu Etkiler
Bu ara başlıkların yazı içeriği genişledikçe zenginleşmesi kaçınılmazdır. Bundan sonraki yazımızda her bir başlığı ayrı ayrı olmak üzere teker teker irdeleyip nihai olarak en son yazımızda sonuç ve çözüm önerilerimizi dile getireceğiz.
Aydınlık yarınlar temennisiyle esen kalınız.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.net, www.ahmetfidan.com
ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Aman hocam bırakın mezarlıklar şehir ortasında kalsın hatta yüksek duvarları yıkılsın mezarlıkların ki, millet ölümü hatırlasın. Ölümü unuttular. Bu ne azgınlık bu ne sapıklık bu ne gaddarlık . Karısını kesenler, satanlar, evladına işkence yapanlar ne ararsan var. Mezarlık hem ağaçların kuşların son barınağıdır hem de kişiye ölümü hatırlatır. Bence her caddeye büyük bir coca cola resmi yerine bir kabir resmi konmalı.
Eylül 3rd, 2011 at 08:05Uğur Bey,
Eylül 3rd, 2011 at 10:24Hoşsunuz. Yorumunuzun hemen hemen çoğuna katılıyorum. Eee, senin yorumuna katılıyorsam bu yazıyı niye yazdım. Ne yani Nasrettin hoca misali; herkes haklı olduğu veya hiç kimsenin haklı olmadığı seçenek yok mu. Bu konuda her ikimizde haklıyız bana göre tabi.
İnsanların ölümü sürekli hatırlamaları güzel bir şey. Katılıyorum. Duvarlarının (mezarlarının görülmesi açısından yıkılması mantıklı ama başka bir çok sebepten dolayı da gereklidir. Gerçi içerisinin görüleceği şekilde bir engel de konulabilir. Bu ayrı bir konu. Bunu mezarlıkların düzenlenmesine alternatif yaklaşımlar başlıklı yeni bir yazı konusu olur.
Mezarlıklar, korunaksız şehir içlerinde kalırsa, o karısını kesenler, satanlar, işkenceciler, hırsızlar mezarlıkların içinde cirit atmaya başlar. Onlar için en güzel korunma mekanları haline gelir. Bu da ayrı bir durum.))
Her caddeye mezar resmi konusunda da neden olmasın ki. Ben de kola şişesi görecek yere gravür resmi görmeyi tercih ederim.
Bütün bunları söylemem, dirilerin yaşamakta olduğu mekanlar daraldıkça ölülerin mekanlarının genişlemesi paradoksunu görmezden gelmemi gerektirmez.
Sevgilerimle.