Metafizik, Hurafeler ve Dinciler!
Türkiye de insanlar normal yaşantısını sürdürürken, toplum adına kendilerini yönlendirici görenler, bilim, din, akıl kavramlarının içeriklerini tersyüz ediyorlar.
Öylesine ki, yüzyıllardan beri kabul edilen ve ispatlanmış değerlendirmeleri bile yok sayarak kendilerine göre insanların kafasını karıştıracak yorumlar yapıyor.
Dinci güruhun son zamanlarda ele alıp değerlendirme yaptığı konulardan biri de metafizik konusudur.
Bazıları kararlı bir metafizik düşmanıdır. Auguste Comte un teolojik- metafizik -pozitif sıralamasının fena halde etkisi altında kalmışlar. Pozitivizmin teorisyeninin aksine, metafizik halden sonra tekrar teolojik hale geçiveriyorlar. Viyana Okulu nun metafizik eleştirisinin etkisi altındalar.
Metafizik düşmanlığında ısrar edilmesi; reyting kaygısı filan gibi nedenlerin yanında dinin siyasete alet edilmesi nedeniyledir. Televizyon kanallarını işgal eden metafizik kurgulardan kasıt da Fenomen gibi programlarda karşımıza gelen bakışla kaşık eğme gösterileri olsa gerek. Bu kurguların genelde parapsikoloji olarak adlandırılan ve metafizik ile uzaktan yakından ilgisi olmayan kurgular olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım.
Bu kanallar; bilimsel gerçeklere, araştırmalara yeterince zaman ayırsalar aldırmamak mümkün. Ama yalnızca bu tür programlar yayımlanınca bir kasıt olduğu kanısı doğuyor.
Ne kastı? Toplumu bilimden uzaklaştırmak kastı.
Türk toplumu tıpkı öteki Müslüman toplumlar gibi yüzyıllar boyunca hurafelerin peşinden koşmuş ve o nedenle de geri kalmış bir toplumdur.
Düne kadar Türkiye için aykırılık metafizik idi. Artık fizik aykırılık oldu.
Bir kere her şeyden önce, metafizik bir hurafe diye sunuluyor.
Oysa tam tersine, metafizikin en başta gelen kusuru her şeyi rasyonel olarak açıklama iddiası taşımasıdır. Yani Kant'ın sınıflaması bağlamında rasyonel teoloji, rasyonel kozmoloji ve rasyonel psikoloji kavramları altında Tanrı nın, Dünya nın ve Ruh un rasyonel olarak kavranabileceği iddiası vardır.
Metafiziki düşman görmek ama neden? Bu felsefe dalının siyasete alet edilmeden önce hangi konu ve kavramlarla ilgilendiğine bakmak gerekir.
Aristoteles'ten başlayarak şu bilim düşmanları kimlermiş, diye bakmak gerekir. Felsefe ve bilimlerin temeli metafiziktir yani düşünüyorum o halde varım diyen bir Descartes ufuk açıcı değil midir?
Metafiziğin, varlık, ilk neden, Tanrı, ruhun ölümsüzlüğü, hayatın anlamı, şeylerin ereği, mutluluğun rölatif olup olmaması, nedensellik, zaman-mekan, sonsuzluk, özgürlük, töz, aşkınlık gibi onlarca konudan insani konu ve soruya kafa patlatmasının Fenomen ya da dincilerin giyim ve yaşam tarzıyla nasıl bir ilgisi olabilir?
Metafizik demek, hiç değilse yakın yüzyıllara kadar insanoğlunun insan olmaktan dolayı kendisine ve etrafındakilere sorduğu hemen bütün sorulara rasyonel-akılcı cevaplar yetiştirmeye çalışması demektir.
Türk toplumu uzun bir aradan sonra bilim yolundan çıkarak yeniden hurafelere, Yahudi-Arap menkibelerine geri dönmüştür. Oysa; Metafizik ile hurafe zıt kavramlardır.
Türkiye de gerilim, kamplaşma her alanda sürüyor. Ancak olguları metafizik taraftarlığı-metafizik düşmanlığı çerçevesinde açıklanmaya çalışılması tam bir çelişkidir.
Başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasının aydınlanmaya ihtiyacı vardır. Bu da ancak aydınlanmış bilim insanları ile gerçekleşebilir.
Günün Sözü: Akıl yerine hayal ve hurafelerle düşünen insan, insan olamamış demektir.
Cahiller Alim zannedildikçe hurafeler de bilim zannedilir. UĞUR ÖZALTIN
Mayıs 20th, 2011 at 12:48