content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Mar

Meşruiyet ve Meşruat

Meşru: Haram ve yasak olmayan; Hak edilmiş, adalet ahlâkı ve hukuka uygun olan..

Meşruiyet: Sosyal bilimler literatüründe, meşruiyete ilişkin tartışmalar genellikle Max Weber'in otorite ve meşruiyete ilişkin çözümlemeleriyle başlar. Weber: "Tecrübelerimiz bize göstermiştir ki, hiçbir otorite sistemi, sadece maddi, duygusal veya ideal motiflere dayanarak sürekliliğini sağlayamaz. Bütün bunlara ek olarak, her otorite sistemi meşruiyetine ilişkin bir inanç oluşturmak ve beslemek gayretindedir" der. Görüşlerinde iki unsur dikkat çekmektedir:

1. Meşruiyeti siyasi rejimlerin yaşaması için en önemli faktör olarak görmekte;

2. Meşruiyet kavramını tanımlarken inanç unsurunu esas almaktadır.

Bu genel tespitler çerçevesinde üç tip hâkimiyet veya otorite tipini ayırt eder.

Geleneksel, karizmatik ve hukuki-rasyonel otorite… Geleneksel otorite, bir toplumda uzun zamandan beri yaşayan geleneklere dayanırken, karizmatik otorite bir liderin olağanüstü özelliklerinden kaynaklanır. Karizmatik otorite tipinde halk liderin sahip olduğu bir takım nitelikler dolayısıyla ona biat ve itaat ederken, geleneksel otorite tipinde halkın yöneticilere itaat etmesinin nedeni, siyasi iktidarın geleneklere uygun olarak iktidara sahip olup kullandığına dair olan inançtır. Hukuki-rasyonel otorite tipinde otorite rasyonel bir hukuk sisteminin sonucudur. Bu otorite tipinde, insanlar geleneksel olarak saygı gören bir şefe veya karizmatik bir lidere değil, bir dizi soyut, genel ve kişilik dışı kurala bağlılık gösterir. Modern dünyada geçerli olan otorite tipi hukuki, adil-rasyonel otoritedir. Weber'in çözümlemesine göre siyasi iktidarlar yönetilenlerin rızasını talep ederken adeta şöyle seslenmektedirler:

Geleneksel şef: Bana itaat et, çünkü halkımız yüzyıllardan beri şeflerine itaat etmiştir.

Karizmatik lider: Bana itaat et, çünkü ben senin hayatını değiştirebilirim.

Hukuki-rasyonel yönetici: Bana itaat edin. Çünkü ben sizin, adalet ve hukuka uygun olarak seçerek atadığınız yöneticinizim. Dikkatli incelendiğinde, meşruiyetin hukukilikle aynı şey olmadığı anlaşılır. Hukukilik; hukuk ve kanunlara uymaktır. Yöneticilerin anayasa ve kanunlara uymaları, “o yöneticilerin” yönetilenler gözünde meşru olduğu anlamına gelmez. Bir başka deyişle, yöneticilerin karar alırken, emir verirken pozitif hukuka uygun olarak davranmaları onların meşruiyetini kanıtlamak için yeterli değildir.

Neticede meşruiyet: Kanunların, (insan-hayvan, bilcümle doğa varlıkları ve çevresel unsurlar dâhil olmak üzere) genel ve nesnel bağlamda evrensel hak, (görev-ilke, sorumluluk) adalet ahlâkı ve hukuka mutlaka uygun olması; Anayasa’ya aykırı olmaması ve Anayasa’nın da “kesinlikle ve asla” temel insan haklarına aykırılık taşımamasıdır.

Meşruh: Şerh olunmuş. Anlatılmış, açıklanmış ve izah olunmuş.

Meşruhât: Meşruat kelime ve kavramının yerine geçmek üzere kullanılır. Bir hüküm, karar veya eylemin meşruiyetine dair izahlar, açıklamalar ve bu meyanda yazılanlar demektir.

MEŞRUAT: (Objektif ve orijinal kelime, kavram) Hak ve meşru olanı beyan ve onay. Haram, yasa dışı ve yasak olmayan. Olaylar, hüküm, kanun, karar ve mütedair eylem; Yasa taslak ve tasarıları dâhil olmak üzere: “adalet, hak ve hukuk’a uygun” olunduğuna dair yazılı veya sözlü beyan. Adalet, hak ve hukuk (kanaat) önderleri tarafından verilen/konulan şerh.

BUNA GÖRE: TC’nin 37 yıl istikrar ve insicamla uygulanan, en uzun ömürlü ve tek sivil; “Kurucu (1924) Anayasası” varken, sözde yeni bir sivil anayasa arayışları nedendir ve bu istemin aslı, esası nedir? Üstelik 608 (613) suç dosyası ve içtüzük hükümleri uygulandığı takdirde % 80’i devamsızlıktan (görevini yapmamaktan) “düşük”, dokunulmazlık zırhları ile ancak korunabilen parlamenter ile… Bu olacak şey değil!.. Diğer konular da hakeza…

Üstelik! Doğruların, dürüstlerin, hakkaniyet, adalet ve hukukun itibar görmediği, onur ve erdemin kabullenilmediği, zekânın ayakaltına düştüğü, yüceliğin alkışlanmadığı, doğruyu söyleyenin dokuz köyden kovulduğu, güçlüden değil-haklıdan yana olanların savunulduğu bir yer ve zamanda… Aslında çarpılan, bozulan, çürüyen, yozlaşan ve dağılan düzeni imar, ıslâh ve tamir mecburiyeti varken!.. Ey!... Parlâmenterler, kendinize gelin...

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank