Mesleki Rekabet!
İşletmede, hukukta
Mühendislikte, mimarlıkta
Bilişimde, iletişimde
Edebiyatta, sanatta
Her meslek dalı ve alanında olur da…
Doktorluk hiç bulunmaz.
*
Tıp; yeniliği, gelişmeyi sever.
Her şey insan canı ve sağlığı içindir.
Yaşam üzerinde nasıl kumar oynanmaz, deney yapılmazsa…
Tıp adamlarının da rekabeti düşünülemez.
Gördükleri eğitim, ettikleri kutsal yemine aykırıdır.
*
Türk doktorlarının ayakta alkışlanacak başarısı çoktur.
Özellikle son yıllarda gelişen teknoloji ile bütünleştirdikleri yetenekleri, dünya vitrininde tıp adamlarımızı başköşeye oturtmuştur.
Uluslar arası alanda parmakla gösterilmektedirler.
Yedi kıtadaki kongre, seminerlerin özel konuklarıdır.
Onlara her türlü övgü yağdırılırken…
Biz kendimizi küçültüyor, çirkinleştiriyoruz.
*
Dünyayı ayağa kaldıran iki operasyon daha gerçekleştirildi.
Akdeniz Üniversitesi’nde ilk yüz nakli yapıldı.
Başarılı oldu, herkes konuştu.
Hacettepe Üniversitesi’nde bir kişiye çift kol, çift bacak nakline çalışıldı.
Olmadı, tutmadı.
Yüreği ve imzasıyla sonucu kabul eden genç hasta kaybedildi.
Acıdır, üzüntü vericidir.
Ne var ki verilen uğraş Türk Tıbbı içindir.
*
Neymiş?
Acaba mesleki rekabet mi varmış?
A’yı, B kıskanmış; adını duyurmak için başka bir “ilk” denemeye kalkmış!
Etik ve bilimsel açıdan uygun muymuş?
Şimdi bilim kurulu oluşturulacakmış…
Her yönüyle hasta kaybı soruşturulacakmış!
Sonuca göre uyarı, kırama, meslekten men cezası verilecekmiş.
Hangi akla hizmetse!
*
Geçin beyler geçin.
Siz bakın şikâyetçi var mı?
Bu iddiaları kim kime, nerede söylemiş, mahkeme kapısına mı gidilmiş?
Kaybedilen genç Şevket Çavdar’ın ailesi bakın ne diyor?
“ Haksızlık edilmesin… Emek harcandı, para döküldü… Herkes üzüldü. Müdahale Türkiye adına, tıp adınaydı.
Şikâyetimiz yerine teşekkürümüz vardır”
*
Yüz naklini gerçekleştiren Prof.Dr Ömer Özkan da buruk.
Polemik içine çekilmekten yakınıyor:
“ Biz doktorlar, birbirimizin başarısıyla mutlu oluruz. Ne var ki, sizlerin tuzağına düşüyoruz!”
Yani, basına sitem ediyor.
Haksız da değil.
*
Biz gazeteciler rekabet uğruna, sap ile samanı karıştırıyoruz.
Haber uğruna, alkışlanacak olayları…
Yüzümüze, gözümüze bulaştırıyoruz.
En acısı…
Komik de oluyoruz
*************
