Merve’nin Barbi Bebeği
Son günlerde, Acaba çocuğumuz da zehirlendi mi ? Bunu nasıl anlarız ? Hangi tahlilleri yaptıralım ? Madem zararlı, kurşun neden boyalara katılıyor ?... gibi onlarca soru ile karşılaşıyorum ve bundan dolayı da boyalı oyuncaklar konusuna tekrar dönmek istiyorum. Biliyorsunuz, Mattel firmasının Çin’ de yaptırdığı ve olması gerekenden fazla kurşun içerdiği için bir ay içinde ikinci kez piyasadan çektiği milyonlarca boyalı oyuncak yüzünden anne ve babalar haklı olarak panik içindeler. Çünkü hem Mattel’ in ve hem de birçok başka firmanın Çin’ de imal edilen sayısız ürünü ülkemizde de serbestçe satılıyor. Hangimizin evinde Çin malı oyuncak, ev eşyası veya ıvır-zıvır… yok ki?
Kurşun, boyacıların yüzlerce yıldan beri vazgeçemedikleri bir katkı maddesi. Romalılara ait birçok eşyanın boyalarının hâlâ dökülmemiş ve parlak olması kurşun sayesinde mümkün olmuş. Çünkü kurşun katıldığı boyaya parlaklık verdiği gibi, boyanın uzun ömürlü ve esnek olmasını da sağlıyor; kurşun içeren boyaların yapışkanlığı daha fazla oluyor ve kolay kolay kavlamıyor. Küflenmeye ve suya karşı dayanıklı olması sebebiyle de ahşap ürünlerin ve ıslak yüzeylerin, mesela gemilerin boyanmasında da tercih ediliyor. Bir de kurşunlu boyaların daha çabuk kuruma avantajı var. Ve belki de hepsinde önemlisi kurşun çok ‘ucuz’ bir katkı maddesi.
Bu yüzden de kurşun, sağlığa zararlı olduğu yüzyıllardır bilinmesine rağmen hâlâ kullanılmaya devam ediliyor. Gelişmiş ülkelerde kurşun için bazı sınırlamalar getirilmiş. Meselâ, kurşunun Amerika’ da ev eşyaları, çocuk oyuncakları… gibi ürünlerin boyasında ancak on binde 6’ dan daha az oranda kullanılmasına izin var.
Bu ülkelerde kurşun yerine çinko gibi başka metaller tavsiye ediliyor, ama kurşunun parlaklığını ve diğer özelliklerini çinkoda bulmak imkânsız, bir de çinko kurşuna göre çok daha pahalı. Durum böyle olunca da, Çinlileri boyaya ‘biraz fazla’ kurşun katmaktan alıkoymak mümkün olmuyor.
Çocuğum zehirlenmiş olabilir mi?
Anne babaların cevabını en çok merak ettikleri soru, bu oyuncaklarla oynamış olan çocuklarının zehirlenmiş olup olmadıkları ve ileriki yıllarda bir sağlık sorunu ile karşılaşıp karşılaşmayacakları.
Telaşa gerek yok; bir kere oyuncak boyalarındaki kurşunun solunum yoluyla veya deriden vücuda girmesi söz konusu değil. Zehirlenme olabilmesi için çocuğun oyuncağını yalaması, ısırması veya kavlayan boyaları yemiş olması gerekiyor. Ufak bir boya kavlağının yenmesi de sorun yaratmıyor, ama çocuk uzun süre boyaları kavlatıp kavlatıp çiğnemişse ve yemişse, zehirlenme tehlikesi tabii ki var.
Çocuğun ne miktarda kurşun almış olduğu kanındaki kurşun miktarı ölçülerek anlaşılıyor. Sınır yüz mililitre kanda 10 mikrogramdan fazla kurşun bulunması, ama bunun bile güvenli bir değer olmadığı iddia ediliyor, yani ideal olanı kanda hiç kurşun bulunmaması. Bu ise pek mümkün değil; araştırmalar sağlıkla ilgili kanunların çok sıkı olduğu Amerika’ da bile 1-5 yaş arasındaki 300 binden fazla çocuğun kanında yüksek miktarda kurşun olduğunu gösteriyor. Bunun sebebi de kurşunun sadece oyuncak boyalarında değil, başta yakıtlar olmak üzere solunan havada, içme sularında ve sayısız üründe de bulunması.
Kurşun, özellikle 5 yaşın altındaki çocuklar için çok daha tehlikeli, çünkü erişkinlerin aldıkları kurşunun ancak yüzde 10’ u kana geçerken, bu oran çocuklarda yüzde 50. Kurşunun çocuklarda beyin dokusuna daha kolay geçmesi de zehirlenme riskini artırıyor. Ancak, işin en ürkütücü yanı, belirtilerin uzun bir sürede ortaya çıkması ve kurşun için spesifik olmaması. Her öğrenme problemi, zeka geriliği veya davranış sorunları olan çocukların anne ve babalarının ister istemez aklı karışacak ve ‘acaba’ diyecekler.
Fırsat fırsattır
Unutmayalım ki, başta yakıtlar olmak üzere boyalı oyuncaklar dışında da pek çok kurşun kaynağı var. Dileğim, boyalı oyuncaklarla gündeme gelen bu önemli sağlık sorununun diğer kurşun kaynaklarına karşı tedbir alınması için bir vesile olmasıdır.