Merak Etmeyin, Endişe Duymayın!
Türkiye tablosunu kendinize layık görüyor musunuz? Tabii ki hayır diyeceksiniz. Ama bu hayır ın içi doldurulmalıdır. Çoğunuzun bu duruma hayır dediğini biliyorum.Halka umut olunmalıdır.
Deniyor ki; peki o zaman neden harekete geçmiyorsunuz?
Sebebi açık.
Bir neden partilerin umut olmayan tavrıdır.
Diğeri ise en sağından en soluna kadar her siyasi partide varolan dizayn için eklenmis görevliler, ajanlar bu birlikte hareket etmeyi önlüyor.
Bunlar ya bürokratik, ya siyasi, ya ideolojik engeller gösteriyorlar, dedikodu yayıyorlar, ya da bilinçli olarak yanlış yönlendiriyorlar, zamanın hızla, lehlerine ilerlemesini istiyorlar. Eklenen görevliler, ajanlar genellikle bu tip kritik durumlarda çok belirgin olurlar.
Sivil toplum örgütleri, aydınlar, emekli askerler, gazeteciler, yazarlar, araştırmacılar, yurtsever din adamları, çeşitli kanaat önderleri birlikte hareket ederek, ABD’nin, AB’ın, Türkiye’yi kendi çıkarları için Fahişeye çevirmesine karşı tek yumruk olmalıdırlar.
Artık Hukukun üstünlüğü, Sosyal Devlet, Laiklik Devlet kavramları tesirsiz hale getirilmiş olduğundan, herkes yerini almalıdır.
Yetkili yetkisiz, etkili etkisiz, hemen herkes, milli düşünmelidir. Yürütülen Türk Devleti-Türk Milleti düşmanı sinsi faaliyetler, halktan gizlenmemelidir.
Kurumlar, kişiler bu bilgileri; Türk Milletine açıklayarak en büyük yardımı yapacaktır. Bu sayede hem kendi kurumunu, personelini, hem sivil halkı hem de devleti korumuş ve kollamış olacaktır. Planlara, karşı tavrı gerçekleştirmeyen kişiler, örgütler, partiler ise, yaptıkları yanlışlar ve yapılması gerekeni yapmadıkları ile Türk Milleti’nin ortak Cellatları olacaklardır.
Kimse bize söylenmedi demesin durum apaçık böyledir. Hadi herkes acilen göreve.
Malazgirt’te, Miryakefolon’da, Kosova’da, Niğbolu’da, Çanakkale’de, Sakarya’da, Girne’de, Telafer’de, olduğu gibi, seyirciliği bırakın, Türk olun.
Kardeşimiz, milletimiz, halkımız sözcüğü ile başlayan uyutmalarına artık inanmayın.
Birçok kişi sinsice tuzağa düşürülmüştür. Tepki-etki ikilemesi yaşanıyor, yaşatılıyor. Bu ülkede hukuk mu hukuksuzluk mu tartışılıyor? Ülkenin uçuruma sürüklendiğinin işaret fişeği her alanda atılıyor. Mevzubahis vatansa bundan gayrı kalan her şey teferruattır.
Bazılarıyla görüşürken, boğazımın düğümlendiğini hissediyorum. Elimi kaldırıp sözlerini kesiyorum ve yalnızca o üç sözcüğü söylüyorum: Vatan sahipsiz değildir. Sahipsiz olmadı, olmayacaktır.
Varlığımızın özüne uygun olarak;
Yüzümüzü ışığa doğru uzattık.
Aklımızı, gerçeğin anlamına odakladık.
Gözlerimizi, görünür görünmezlere çevirdik.
Bu teknoloji, iletişim din, kültür, bilim akıl Savaşıdır.
Bizim için hak da var, vazife de vardır.
İçiniz rahat olsun.
Merak etmeyin;
Endişe duymayın;
Biliyoruz ki bu bir sosyal, kültürel, ekonomik, asimetrik psikolojik savaştır.
Bunların bilincindeyiz.
Biz Türk Milletiyiz.
Yapılması gerekenler yapılacaktır.
Günün Sözü: Cesur insanlar azdır. Ancak halkının makus talihsizliğini yenmede öncüdürler.