content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 May

Menfur Örgütsel Bağlar!

Amerika’nın bölge stratejilerine ve ülkemiz üzerindeki emellerine baktığımızda, ABD stratejilerinde hızlı değişiklikler olduğunu sanırız.

Hatta şöyle bir söylem vardır. ABD’nin stratejileri yoktur çıkarları vardır, diye.

NATO’ya girdiğimizden buyana, Amerika’nın ülkemiz yönetimlerine müdahalelerinde, sık tercih değişiklikleri vardır.

Strateji sabit, ancak taktik değişiklikler görünmektedir.

Amerika’nın darbeler için, ordumuzu kullandığı dönemler oldu. 12 Mart, 12 Eylül gibi…

ABD ve Sovyetlerin tam karşı karşıya geldiği Soğuk Savaş dönelerinde, müdahale için orduyu kullanan ABD, son yıllarda, daha çok dinci örgütlenmeleri kullanmaktadır.

Gerçi, orduyu yönetimlere doğrudan müdahale için kullandığı dönemlerde de, alttan alta, dinci örgütlenmelerle de temas halindeydi.

Komünizmle Mücadele Dernekleri ve İlim Yayama Cemiyetleri gibi gerici örgütlenmelerle iç içeydi. Ajanlarını hep oralardan devşirirdi.

1955-1960 dönemlerinde, Komünizmle Mücadele derneklerinde olanların hepsi; şimdilerde, bir köşe başı tutmuş, ABD çıkarlarının bekçiliğini yapıyor.

Daha derinlemesine baktığımızda veya ABD’nin ülkemiz içinde görev yapan temsilcilerinin açıklamalarını incelediğimizde, hep dincilerin yönetimde olmasını arzu ettiklerini anlarız.

Hristiyan olmalarına karşın, bu kadar, “Müslüman Dinci Sevdası”, ideolojik olarak ayrıksıymış gibi görünür.

Neden laiklerle işbirliği yerine, çağını tamamlamış gerici güçlerle işbirliği yaparlar?

Aslında ortada ters olan bir şey yoktur.

Bizler normal akıl yürütmeyi yaparak bir sonuca varırız. Oysa emperyalizmin özünde gericilik vardır.

Gerici, gerici ile daha ahenkli olur.

Amerika veya küresel emperyalizm, özü itibariyle bizim tanımladığımız gericilikten de daha geridedir.

1945’ten buyana, ABD çıkarları ve ideoloji adına öldürdükleri insan sayısına bakarsak, ilerici ve demokrat gibi görünen bu düşünce dünyasının, çok geride olduğunu görürüz. İnsandan yana olmayan bir düşünce, gerici bir düşüncedir.

Kapitalist emperyalizmin özünde olan “ genişleme egosu”, vahşetin yaratıcısıdır.

Bu vahşi ego, demokrasi falan dinlemez. Demokrasi halkları kandırma aracıdır.

Bu genişleme duygusu “hayvani bir duygudur”.

Kapitalist emperyalizmin daima, ülke içindeki, en gerici güçle işbirliğine girmesi, “genişleme egosundandır.

ABD’nin Türkiye’deki çıkarlarını ideolojik bir zemine oturtması, çıkarlarının sürdürülebilirliliği açısından hayatidir.

Ülkemiz içinde, ABD örgütlenmesi, Soğuk Savaş döneminde başlamış ve halen devam etmektedir. NATO, OECD, Dünya Bankası, Gümrük Birliği, İkili İstihbarat Anlaşmaları ve bunların yanında, doğrudan ABD ajanlığı yapan NED, NDI, IRI, Açık Tolum, KAS gibi ajan kuruluşlar ülkemizde faaliyet gösterirler.

Feto ile mücadele ettiğini söyleyenler bu örgütlerin adını dahi ağızlarına almazlar.

Örgütsel bağlara böyle baktığımızda, Feto gibi örgütlenmeler, AKP ve Erdoğan’dan da önce vardı.

Hatta daha ileri giderek şöyle ifade edebiliriz. AKP’nin iktidara taşınması; ABD ve Feto’nun birlikte örgütlediği bir iştir.

ABD’nin Fethullah ile olan örgütsel bağı, çok eskilere dayanır.

Bu örgütsel bağlar, sadece ve sadece ABD’nin çıkarları sürdüğü sürece sürer.

FETO ile ABD arasında var olan örgütsel bağ, ne kadar kuvvetliyse, AKP ve FETO arasındaki bağ da, o kadar kuvvetlidir.

Daha açık söylesek; AKP ve FETO arasındaki bağların kopmasına imkân yoktur.

Birkaç polisi işten çıkarmak veya yargılamak bunu değiştirmez.

Dinciliğin varlığı, ABD’nin, ülkemiz içindeki varlığı ile eşdeğerdir.

Mustafa Reşit Paşa ile başlayan, ülkeden yana olma değil de, İngiliz’den yana olma(güçlüden yana) gericiliği devam eder. 1829’larda, başlayan bir gericilik.

Ve bu gericilik, hep ülke insanına ilericilik olarak taktim edilmiştir.

Hala kulaklarımızda, “AB’ye girmeyelim de, üçüncü dünya ülkesi mi olalım?” vardır… Gericileşen Batıya üye olmak!

Gericilik, hep bir büyük güce yaslananlarla sürdürülen bir bağdır.

Dincilik ve gericilik, insanın iç dünyasında, hep kendisine güven duymayan bir duyguyu hâkim kılar.

Güvensizlik ve sorgulama düşüncesinin olmadığı yerde, bir büyük güce tabi olma duygusu egemen olur.

bulentesinoglu@gmail.com

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank