Men Dakkka Dukka!
Değerli okur! Her şeyin bir zirve noktası olduğu gibi, gücün zirvesi, siyasetin, ticaretin, makamın, rütbenin ve dahi şan ve şöhretin zirveleri vardır. Bir bilge diyor ki: “İnsan bir yolcudur, çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, oradan da hesap gününe kadar bu yolculuk devam eder gider.” Dünya hayatı ortalama 70-80 sene bir ömürdür. Akıl ve irade ile ebedî hayatta felâha, kurtuluşa erişme mekânıdır dünya. Kimse kendini, yuları bırakılmış, kırlarda kendi başına dolaşan yılkı atı gibi görmesin. “Bu meydan-ı imtihanda olanlar başıboş değiller; saadet sarayları ve zindanlar onları bekliyor...” Evet, gücün zirvesi demiştik. Biraz kitap karıştıranlar çok iyi bilir. Yirmili yılların başında Almanya’nın Boveyra eyaletindeki Münih’ten Berlin’e gözlerinden öfke alevleri saçan bir genç gelir. Hastalık ve yoksulluk içinde kıvranmaktadır. Güya büyük(!) İnsanlar tarafından keşfedilmiştir. Dünyanın işlerini kendilerine görev bilenler için seçilmiş kaftandır. “Gücün zirvesi”ne geldiği zaman bu genç adam görevini dünyanın işini görenlerin asla unut(a)mayacağı bir titizlikle yapmıştır. Ölü bendelerden tepeler oluşturmuştur. Dünyanın en büyük katili bu saygıdeğer(!) “Adolf Hitler”Führer’liğinde başlayan bu trajik yolculuğun sonunda ikinci dünya savaşı sona ermiş 70 binden fazla insanın kanı bir hiç uğruna kara toprağa akmıştır. Dünden bu güne gücün zirvesiindeki bu zalim adamaların trajik-acıklı sonuçları herkesin malumudur. Kabilden-Firavuna, Mervan’dan Yezit’e, Saddamdan, Mübarek’e… Arapların güya çağdaş elçisi, yeşil kitaplı Kaddafi’nin, gücün zirvesindeki saldırgan ruh halleri sonrada trajik, düşündüren sonu yok-oluşun en acıklı destanıdır. Alma mazlumun ah-ını çıkar aheste aheste özdeyişi boşuna değildir… Bu kısa mesajımızı kutsal kitabımız Kur’anı Kerim’de en güzel ifadesiyle örnek gösterilen “Hz.Yusuf”un gücün Zirvesindeki örnek tavrıyla noktalayalım. “Kardeşlerinin kıskançlığından,kuyunun karanlığından, pazarda köle olarak satılmaktan, saraydaki kadınların fitnesinden ve mısır zindanlarından alnının akıyla zirveye yürüyen, Hz Yusuf tamda yaşanılası zamanda Gücünün Zirvesinde bakın neler söylüyor: “..(Yusuf) Rabbim, Sen bana mülkten bir nasip verdin ve bana hadiselerin, “rüyaların” tabirini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan Rabbim, dünya ve ahrette benim velim Sensin! Benim ruhumu Müslüman olarak al ve beni iyiler arasına kat!" (Yusuf Suresi 12/101) Müthiş bir mesaj! Anlayıp ibret alanlara ne mutlu… ATATÜRK KÖŞESİ Dinsiz Milletlerin Devamına İmkan Yoktur… DÜŞÜN-TAŞIN Acılar dikense SEVGİ bir güldür… AFORİZMALARIM Kendim ve hatalarımla dalga geçmeye bayılıyorum!..