Men Dakka Dukka
bulutlar kaşını çatmışçasına ha yağdı, ha yağacak… Stadyum birazdan oynanacak şampiyonu belirleyecek maç için tıklım tıklım dolu… Rakip takım seyircileri bu kez stadyuma alınmadı. Hakem triosu yani üçlüsü yardımcılarıyla sahayı kontrol ediyor…
Futbolcular yerlerinde duramıyor… Ve maç kırmızı düdükle başlıyor…
Şampiyonun güçlü adayı ev sahibi takım ilk dakikalardaki ataklarıyla rakip takımı oldukça bunaltıyor… Sağlı sollu ataklarla rakibin gardı ise neredeyse düştü, düşecek… Seyirciler coşkulu, ofsayda düşen futbolcu ‘düdüğü duymadım’diye sarı karta itiraz ediyor… Kemik sesleri havada uçuşuyor ancak gol sesi bir türlü gelmiyor… Birinci yarı berabere bitiyor… İkinci yarı yine aynı hızla devam ediyor… Ev sahibi takım yine bastırıyor, rakibi ise direniyor. Maçın 80nci dakikası yaklaştığında ev sahibi takım bir gol atsa şampiyonluğunu ilan edecek ancak o gol bir türlü gelmiyor… Gerginlik herkesin yüzünde… O da ne, orta hakem saha kenarına geliyor ve yerini başka bir hakeme devrediyor. Futbolcular, ‘hakemin sakatlığımı vardı?” diye olup biteni şaşkınca izliyor. Medya, yöneticiler birbirine bakıyor ve bu ani değişikliğin nedenini araştırıyor… Konuk takımın yöneticileri konuyu biraz daha derinleştirdiğinde, “TFF’nin aldığı lüzum üzerine…” kararına anlam veremeden maç değişen hakemle kaldığı yerden tüm hızıyla yeniden başlıyor…
Haksız yere yapılan faullere itiraz eden üç rakip futbolcu kırmızı kartla oyun dışı, onlarca sarı kartla gardı düşün futbolcuların morali ise bozuk… Rakip son dakikalarda fazla direnemiyor… 90+8’de gelen golle ev sahibi şampiyonluğunu ilan ediyor… Rakip futbolcular yerde öylece kalarak ikinci lige düşmenin moral bozukluğu ile birçoğunun akan gözyaşları, yağmurun ıslaklığına karışıyor…
Evet, futbolseverler bu tür hakem değişikliği futbol sahalarımızda sakatlığın dışında pek görülmedi, ancak Türkiye’nin önemli davalarına bakan konuyu kavrayan birçok hâkim ve savcılar davalar sonuçlanmadan bazı gerekçelerle görevlerinden alınmıştır. Gelin bunları birlikte anımsayalım;
“Fener Derneği Davası”nı yürüten Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren, ve Mehmet Tömüz, görevlerinden alınarak başka görevlere getirildiler…
“Cemaatler”i soruşturan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Erzurum Yetkili Başsavcı Vekili’nin açtığı davanın ardından Adana Cumhuriyet Başsavcılığına atandı.
“Balyoz Darbe Planı Davası”na bakan Özel Yetkili İstanbul 10 ncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt, geçici yetkiyle Gebze’ye atandı.
“Hrand Dink Davası”na bakan İstanbul 14 ncü Ceza Mahkemesi Başkanı Ercan Çanak’da geçici yetki ile Sakarya’ya tayin edildi.
“Ergenekon Davası”nın ünlü Savcısı Zekeriya Öz’de tayin edilenler arasına katıldı.
Şimdi? MİT’çileri ifadeye çağırarak gündemi allak-bullak eden ve MİT’çilerin tutuklanmamaları için iktidarca kanun değiştirmeye çalışılan bir ortamda davaya bakan Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcısı Sadrettin Sarıkaya’da dava sonuçlandırılmadan değiştirilen yargı görevlileri kervanına katıldı.
Sizlere dava değişikliği yapılan yargı görevlilerinin değiştirilme gerekçelerini burada uzun olur gerekçesiyle yazmadım, Google’un nimetinden yararlanarak her davayı ayrı ayrı inceleyerek istediğiniz bakış açısıyla bilgilenebilirsiniz.
Şampiyonluk Kupası elden ele dolaşıyor, taraftar ve yöneticiler memnun… O da ne!, “ŞİKE” olayları gündeme bomba gibi düşüyor… Yönetici ve futbolcular içeride… TFF verdiği kararlarla kamuoyunu şaşkına çeviriyor… Yargı sonucuna göre şike yapan takımı düşürülmesine atıf olan 58 nci madde değişikliği taleplerine Kulüpler Birliği de olumsuz bakınca, TFF yönetimi bu kez istifa kararı veriyor… Şampiyonluk kupası artık şaibeli… Futbolun kalplerdeki yeri ise kırık…
Kanunları ve yargı görevlilerini kişi ve kurumlara göre değiştiren başka ülke var mıdır? Merak ediyorum…
Şu günlerde ağzıma doladığım “MEN DAKKA DUKKA” sözcüğü ile dolanıp duruyorum…