content
12 Ara

Memleket Bitmiş, Onlar Hala Gıygıdı Geçiyorlar!

Mustafa GÖKTAŞ

ANALİZ

Mübarek Bayramı idrak ediyoruz. Hiç doğru dürüst bir habere rastlamak mümkün değil. İç karartıcı, ruh bozucu haller. Trafik kazaları aldı başını yine gitti. Yurt geneli şu an 256 kaza da 123 kişi canından oldu, 413 kişi yaralandı. Bu sayı bayram bitene kadar (Allah göstermesin ama) artacaktır. Bayram dolayısıyla çarşıya pazara çıkanları hem bayram öncesi hem bayram günlerinde izledim. Piyasa allak bullak..Millet sadece çarşı pazarı geziyor.Alış veriş yapan, ihtiyaç gideren çok az sayıda insan.Onlarda Kredi kartına dayanmışlar.O kredi kartı var ya, o kredi kartı başınızın belası.Onu kullanmayı bilmeyenlerin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiyor bilesiniz.Ocaklar yıkıyor, aile hayatlarını yok ediyor, tefeciden daha beter.Kurban satanlar sıkıntılı.Ağabey vallahi kurtarmıyor diyor.Kesenler birçoğu ise borç harç kestik diyor.Anlamış değilim.Gerçi hoş, ben bu günlerde birçok şeyi anlamıyorum ya, yaşıyoruz gidiyor işte.Yaşamak denirse…* * * Bayramın ilk günü Ayder yaylasındaki çirkin yapılaşma gündeme geldi. Okudum üzüldüm.Anında Rize Valiliği el atmış ve inceleme başlatmış.İnşallah sonuç çıkar ve o güzelim cennet beldeler talan edilmez.Bu arada unutmadan şöyleyim ki, Ülkemizin her yerinde YAYLALAR dağ talan edilir oldu.Özellikle Güney ve Çukurova bölgesindeki il ve ilçelerin yaylalık kesimleri kontrol altına alınmalı.Mimari estetikten yoksun beton yığınları oluşturuluyor, konut adına, mesken adına.Yazık, günah.Az sayıda elimizde kalan doğal güzellikleri yok ediyoruz hunharca.Yetkilisi, yetkisizi, ilgilisi, ilgisizi ise izliyor.* * *
 

 
 

Yine bir başka haber okudum.
 

Konutta inanılmaz cazip fiyatlar diyor yapılan promosyonu duyuruyor.
 

Boş işler.
 

Ne indirimi, ne promosyonu?
 

Tüketici çok dikkatli olsun.
 

Olmayan parasına göz dikilmiş, o işin farkında değil, zaten o konutu alsa da bu yoklukta ödeyemeyecek ve ev ipotekli olduğu için geri mal sahibine rücu edecek, tüketici ev sahibi mal sahibi olayım derken hem üç beş kuruş birikmişi var ise ondan olacak, hem yatırdığı paradan olacak. Böylece avucunu yalayacak.
 

Bari avucunu yalarken bir miktar tuz koysunda boşa gitmesin.
 

Bu kampanyalara inanmayın.
 

Hep kurulmuş birer tuzak.
 

* * *
 

 
 

Bir bakıyorsunuz milletin oyları ile seçilip meclis de Devlete ve millete bağlılık yemini etmiş vekiller gidip teröristin mezarında dua okuyorlar, terörist anıyorlar.
 

O arada Hükümet terörle mücadele için yapılanmayı sil baştan ele aldığını söylüyor.
 

Öncesiz şu meclis çatısı altında bağlılık ve sadakat yemini yapanların yakasına yapışın, bun nasıl iş ya!
 

* * *
 

Seçim yaklaşıyor.
 

6 milyon seçmen artmış.
 

Muhalefet itiraz ediyor.
 

Ölenler bile seçmen yazılmış.
 

YSK düzelecek dese de, bu iş öyle kolay kolay düzeleceğe benzemiyor ve seçim takvimi yaklaşıyor.
 

Adaylar belirleniyor.
 

Dün Tarhan Erdem diyor ki, “Seçmen kütüğünün adrese dayalı nüfus sistemine göre belirlenmesi anayasaya aykırı. Tartışma büyümeden önlem almalı.”
 

Doğru söylüyor.
 

Bakın vakit geç olmadan, tüm siyasi partiler bu işe el atmalı.
 

Sonra dövünmenin anlamı yok.
 

Keşke, meşke laflarını duymak istemiyoruz.
 

Ne yapılacaksa şimdi yapılsın.
 

Bakın ha bire seçmen kaydırıldığı iddiaları gündeme taşınıyor.
 

Ülkemiz üzerinde çirkin ve sinsi oyunlar oynanıyor.
 

Hem içte, hem dışta bu oyunun kurucuları var.
 

Amaç, ülkeyi sıkıntıya sokmak, karıştırmak..
 

Düşmeyelim bu tuzaklara.
 

* * *
 

 
 

Bu arada Partilerde tuhaf işler dönüyor.
 

Hiç ummayacağınız isimler bakıyorsunuz ki dün olduğu gibi bu günde aykırı partilerde yer almışlar.
 

Yılların DYP DP çizgisinde olanı MHP de aday olmuş.
 

Yılların DYP, DP çizgisindeki ya da CHP çizgisindeki AKP den aday olmuş.
 

Yılların MHP’lisi AKP den aday olmuş.
 

İyice araştırdığınızda mümkün değil diyeceğiniz, ideolojisi ile, etnik kökeni ile, yaşama biçimi ile olmayacağı yerde olmuş adam.
 

Hayret edersiniz.
 

Şu siyaset nelere kadir (!)
 

Ben her zaman diyorum ya, siyasetin seyyarları bunlar.
 

Yağmur nerede, tarlayı oraya taşıyorlar…
 

* * * *
 

 
 

Önemli bir ayrıntı ise org. Bitlis’in ölümü ve 10 silah arkadaşı ile çekilmiş olduğu fotoğraftaki 7 subayın ölmüş olması.
 

Acayip bir iddia gündeme düştü ve haber oldu.
 

Araştırılması, incelenmesi lazım..
 

Nedir bu iş, aslı astarı millete izah edilmeli.
 

Ürkütücü, üzücü ve korkutucu…
 

* * *
 

 
 

Küresel kriz nedeniyle yaşananlar karşısında Ülkemizde çok büyük durumda olan 226 şirket iş terk etti.
 

İrili ufaklı çok sayıda esnaf, işletme iş terk etti.
 

Binlerce insan işsiz kaldı.
 

Okuyoruz köye dönüş başladı diyor haberde.
 

Kimisi işçi çıkartıyor, kimisi iş kapatıyor, kimisi evini barkını toplayıp köyüne dönüyor..
 

Sonuç…
 

Sonuç belli değil.
 

Ne olacak, nasıl bitecek bu işin sonu belli değil.
 

Üfürükten anlatımlar, hamasi nutuklar.
 

Hani Hocaya sormuşlar.
 

Ankara’daki afra tafralı kodamanlarımızın başlıca uğraşları nedir sence?
 

Hoca, Çıkarmak demiş…
 

Ne çıkarmak?
 

Sorun çıkarmak, ödenek çıkarmak, tebliğ çıkarmak, genelge  emir çıkarmak, dedikodu çıkarmak, şapka çıkarmak, dilinin altındaki baklayı çıkarmak, vergi çıkarmak, icat çıkarmak, avanta çıkarmak, karar çıkarmak, gözlük çıkarmak, pardösü çıkarmak, arabayı çıkarmak, mendil çıkarmak, ayakkabı çıkarmak, pantolon çıkarmak, proje çıkarmak, iş çıkarmak, havale çıkarmak, bela çıkarmak….
 

Peki hocam tüm bu çıkarmalar karşısında seninde üstlendiğin bir çıkarma yok mu?
 

Olmaz olur mu, elbette var.
 

Nedir hocam?
 

Dilimi çıkarmak!...
 

Yapacak bir şeyin olmaz ise dilini çıkartırsın işte.
 

Milletin yapacak bir şey kalmadı (!)
 

* * *
 

 
 

İMF dayatıyor.
 

Önümüzde seçim var.
 

Başbakan önce KDV indirimi yok, aksine oranlarda artış olacak diyor.
 

Ardından bakıyoruz vergi artışı yok, kim söylüyor diye beyanatlar veriliyor.
 

Seçim yakın ya.
 

Kimse oy kaybetmek istemez.
 

Hamaset ile işi götürürler.
 

Siyasetin üstatlarından Abuzer Kıldagezer’e sorarlar.
 

Yahu kardeş söylesene, bizde pek geçerli olan şu hamaset aslında neye yarar?
 

Kıldagezer cevaplar, hala öğrenemedin mi ne yaradığını, yağlamaya…
 

Neyi yağlamaya?
 

Kazıkları…
 

Hangi kazıkları?
 

Milleti yükseltmek için, üstüne oturtulması uygun görülen kazıkları…
 

Buyurun buradan yakın işte.
 

Abuzer Kıldagezer haksız mı?
 

Yıllar yılı milleti yükselteceğiz diye seçilip başımıza gelenler fırsatı buldukça kazığı çakmadılar mı?
 

Şimdi ortalıkta yine bin bir çeşit eda ile gezinenler ve vaatler verenler var.
 

Hepsi boş.
 

Aldanmayın, kanmayın.
 

Bu yerel yönetime talip olan başkan adayları samimi iseler gitsinler notere söylemlerini, vaatlerini taahhüt altına alsınlar vatandaşa dağıtsınlar.
 

Öyle bol keseden vaat, yapamayacağı şeyi söyleme, almış başını gidiyor.
 

4077 sayılı yasa mevcut.
 

Kanunların çoğu değişti.
 

Dilin kemiği yok.
 

Bu gün vaat eder, yarın der ki, ne yapalım filan yere takıldı, izin çıkmadı, gücümüz yetmedi….
 

Hepsi yalan.
 

Adamların çoğu nereye, niçin aday olduğunu bile bilmiyor.
 

Tüm tüketicilere sesleniyorum.
 

Bu adaylar verdikleri vaatleri noterde taahhüt altına alsınlar.
 

Yerine getirmediklerinde yakalarına yapışıp kanun önünde hesap soralım.
 

Bakın bol kepçeden atıp tutma nasıl bitecek.
 

Birçok sayıda yalancı pehlivan sahnede, inanmayın.
 

Geçen bir yerel tv izliyorum.
 

Adayın biri doğru dürüst konuşmayı bile beceremiyor.
 

Soruyor programcı, ne yapmayı düşünüyorsunuz?
 

Gençlerimizin önünü açacağız.
 

Yani…
 

Gençlerin önünü açacağız…
 

Programcı biraz duruyor bakıyor ses yok, gençler derken, okuyamayan genç kızlarımız var, halen genç kızlarımızın çok sayıda yaşamsal sorunları var,  genç kızlarımız için bir çalışmanız var mı?
 

Onlarında önünü açacağız…
 

Buyur…
 

Adam bir ön açma duymuş, ha bire onu söylüyor, bilgiden, mantıktan yoksun.
 

Bunlara mı oy vereceksiniz?
 

Veren var.
 

Her şeyin başı eğitim diye boşuna demiyoruz.
 

Toplumun tamamı tüm katmanları iyi bir eğitim almış olsa, bu ZÜBÜK ler ben adayım diye ortaya çıkabilir mi?
 

Çıkamaz.
 

İşte sistem bu..
 

Onun için Rahmetli Kemal Sunal ile Allah selamet versin Şener Şen, ilyas Salman’lı filmleri onlarca, yüzlerce kere izleyip gülüyoruz ya, ağlanacak halimize…
 

Bakın bu gün AB parlamentosu ülkemizdeki siyasi partiler yasası ve parti tüzüklerini acilen değiştirmemiz için nota gönderiyor.
 

Değiştirin diyor.
 

Ben tam 15 senedir aynı türküyü söylerim.
 

Bu ülkede siyasi partiler yasası demokratik hale gelecek, ardından ona bağlı olarak partilerin tüzükleri demokratik hale gelecek diye.
 

Gelmez ise bizde siyaset düzelmez.
 

Lafla demokrasi olmuyor.
 

İcraatla, iş ve işlem ile demokrasi olur.
 

Bakın halen bizde aday olacak ve aday gösterileceklerin, partilerin liderlerinin iki dudağı arasındadır kaderi.
 

Böyle bir abuk sabukluk sadece bizde var.
 

Onun için değişmez bizim ülkenin kaderi.
 

Biri iner, biri çıkar, değişen bir şey olmaz.
 

Tahterevalli gibidir bizdeki sistem.
 

* * *
 

 
 

Birde şimdi siyasette kadın kotası diye tutturanlar var.
 

Her zaman eşitlik ve hak hukuktan bahsedenler, iş siyasete geldimi kota diye tutturuyorlar.
 

Ne kotası, girersin sana uygun fikirdeki partinin çatısına koşarsın diğerleri gibi.
 

Ne ayrıcalık istiyorsun?
 

Çalışırsın, çabalarsın, hak edersin gelirsin.
 

Ben o kota fikrine katılmıyorum.
 

Üç beş kişi bu işin öncülüğünü yapacaklar kendileri bir yere geldiler mi, aşağıdakileri unutacaklar.
 

Yok öyle şey.
 

Kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun yapsın.
 

Kimsenin önü kapalı değil.
 

Haaa….
 

Bu sistemde kota olmaz ise biz bir yere gelemeyiz diyorsanız, o başka…
 

O zaman sistem değişmeli.
 

Bu sistemin değişmesi de siyasi partiler yasasının demokratik hale gelmesi ile mümkün.
 

O değişsin, sizin kota istemenized e gerek kalmaz.
 

Kolaycılık yok öyle.
 

Herkes hakkederek bir yere gelmeli, gelsin diyorsanız o siyasi partiler yasasının değişmesi lazım.
 

Kota ile de gitsen bu sistemde yine aynı şekil ve şartta çalışacaksın.
 

Ben kota ile geldim, lideri ve parti genel merkezini dinlemem mi diyebileceksin?
 

Boş işler bunlar.
 

* * *
 

 
 

Bayramdan hemen sonra göreceğiz ki, ekonomik bunalım dahada artacak.
 

Allah bu millete yardım etsin.
 

Yazımızı Rahmetli Orhan Veli’nin bir şiiri ile bitirelim isterseniz.
 

İstanbul’dan ayva gelir, nar gelir,
 

Döndüm baktım, bir edalı yar gelir,
 

Gelir desen dar gelir;
 

Gün aşırı alacaklılar gelir;
 

Anam anam,
 

Dayanamam
 

Bu iş bana zor gelir.
 


 

 
 

MUSTAFA GÖKTAŞ
 

İKTİSATÇI
 

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER)
 

GENEL BAŞKANI
 

mustafagoktas006@gmali.com
 

OKUYUCULARIMIN   DİKKATİNE!
 

KÖŞE YAZILARIM, AŞAĞIDAKİ LİNKLERDE AYNI ANDA YER ALIR:
 

http://mustafagoktas033.blogcu.com
 

http://blog.mynet.com/mustafagoktas033
 

http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=1180825
 

http://calidibi.azbuz.com/index.jsp
 

AYRICA; KÖŞE YAZILARIM
 

AŞAĞIDAKİ HABER SİTELERİNDEDE YAYINLANMAKTADIR.
 

www.haberanaliz.net
 

www.haberserbeti.com
 

www.beautifuljournalist.com
 

www.havadis.tv
 

www.hadisehaber.com
 

www.medyarazi.com
 

www.keshaber.com
 

www.haber32time.com
 

www.haberdengeliyoruz.com
 

www.muhabirizbiz.com
 

www.haber7.com
 

www.sonmanset.com
 

www.konyadahaber.com
 

www.turkiyedehaber.com
 

www.bilgiagi.net
 

www.habermix.net
 

www.haberevreni.net
 

www.ozgurhaber.com.tr
 

www.gazetemetropol.com
 

www.haberturka.com
 

www.antakyahaber.net
 

www.radyoulku.com
 

www.profesyonelhaber.com
 

www.sonsayfa.com
 

www.ulusalses.net
 

www.cdgbim.net
 

www.medyakulisi.com

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank