content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 Oca

Memed Efendinin Tavukları…

AKP hükümeti,
Büyükşehir kanununu çıkardığında acaba Saylan köyündeki “Memed Efendinin” pünneğindeki tavukların artık şehirli olacaklarının… Ve kurum, kurum kurulmaktan yumurtadan kesilebileceklerinin hesabını yapmış-mıydı?
Zannediyorum(en azından Ordu için bu böyle) akılları, fikirleri  “biz yaptık oldu” kabilinden yerinde yönetim denilen… Sözde amaç memleketi Ankara’nın Kömüş öküzü kağnısı gibi gamsız, ağır aksak çalışan
sisteminden kurtarmaktı.    Bir de…
Yerel yönetimleri modullayıp harekete
geçirmekti.  Öyle ya,
Ankara göndersin… Yerelin ağaları beş taş oynasın… Kasap misali ellerine ayaklarına
bulaştırsınlar… Olacak iş değildi tabi.
Bir sürü cindik kadar yerel yönetimin her başı sıkıştığında… Her dara düştüğünde soluğu Ankara’da aldırıp, meclisin kapısında nöbete dikmemekti.
Lakin…
Hesap edilemeyen bir şey vardı ki… Evlere şenlik… Zaman, zaman mizah konusu
olmuyor değil hani.
Daha bundan birkaç ay evvel Tekkiraz’daki bir haneye tavukları havliye saldıkları için Ordu Büyükşehir Belediyesi encümeni tarafından bilmem kaç lira para
cezası kesilmiş. İşin asıl eğlenceli tarafı…
Kararın altında da Tekkiraz eski belediye başkanının imzası var.
Birden bire artan su paraları... Emlak
vergileri de cabası…
Aslında feryat-ı figan eden kasketli ağamda nankörlük ediyor hani… “Şeherlü” yaptılar seni… Daha ne istiyorsun mu dememiz lazımdı.
Bir de yol kameraları çıktı karşımıza,
Adam atlamış son model arabasına… Ya da tır şoförü “yapandan Allah razı olsun” duaları ile duble yolda atmış büyük vitese giderken…
Birden bire karşısında tabela… “Altmıştan yukarı gidemezsin….Çünkü meskûn alanda gidiyorsun.” Hâlbuki ihtiyacın olsa bir yudum su verecek bir hane bulamazsın.
Bunlar işin maddi boyutları,
Ya sosyal boyutuna ne demeli?
Ordu’da oturan belediye görevlisinin Ünye ile alakalı ne gibi duygusal bağları
olabilir?
Belediyeler bir anlamda şehrin sosyal ilişkilerini düzenleyen… Vatandaşlar arası sorunları çözen en önemli mercii değil-midir? Yani belediyelerin de ruhsuz birer amir kapısı olduğu düşününülmemelidir…
Ordu’nun sosyal yaşam anlayışı ile Ünye’nin ya da Fatsa’nın yaşam anlayışı ve alışkanlıklarında örtüşmeler kadar farklılıklar  yok mu?
Mesela,
Ordu’nun pidesi bile bizimkinden farklı… Pide yapmasını bile bizden öğrenmişler…
Rahmetli Dedem öyle derdi.
Latife bir yana… Ankara, İstanbul veya şehir nüfusu milyonu geçse… Yani organik olarak birbirimize bağlı olsak amenna…
İnşaat alışkanlıklarımız bile farklı… Bizim bazı imar uygulamalarımız Ordu’ya göre küllen kanuna aykırı. Ordu’nun ya da Fatsa’nın bazı imar uygulamaları ise bize tuhaf geliyor.
İstanbul’da Kartal’dan Ataköy’e gitseniz size neden geldin diyen olmaz. Farkına bile
varmazlar. Giyim, kuşam hep aynı… Kim kime…Dun Duma...
Ulubey’den Çaybaşı’na gidin bakalım… Çaktırmadan kırk tane “ahiret suali” sorarlar. Ne işin var burada kabilinden…
Büyükşehir olmak tamam… Yerinde
yönetim tamam…  Fakat…
Belediye caddesindeki Ali Efendinin sorununu Ordu’nun ruhtan arınmış memuru çözecek. Ama Kazancılar caddesindeki derdimi Ünye Belediyesindeki mahalle komşum Ahmet Bey çözecek Ya da,
Ara sokaktaki sıkıntıda Ünye Belediyesi zabıtası  “Yaşar ağabeyinin” derdini dinleyip ikili ilişkilerle çözecek… Ama ana caddedeki sorunları gara gözlüklü “ben anlamam” tavırlı tipler çözecek.          Vatandaşı… Ve şehrin yaşamını parça, pürçek etmenin de bir başka yolu da bu olsa gerek. He sahi…         Hükümetin arkasındaki şu Büyükşehir irtibat bürosu ne işe yarar? İn,
Cin top oynuyor da…

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank