Meme Kanseri Geç Kadınlarda Neden Artıyor?
Meme kanseri kadınlarda en çok görülen ve en çok ölüme yol açan kanser ve bu hastalık bizde de dünyanın birçok ülkesinde de giderek genç kadınlarda daha çok görülüyor.
40 yaşın altındaki kadınlar tüm meme kanserlerinin ancak yüzde 5’ ini oluşturmalarına karşılık bu yaştaki kadınlarda en çok ölüm meme kanseri yüzünden oluyor.
Yeni bir çalışmada, 1990-2008 seneleri arasında, 7 Avrupa ülkesinde (Belçika, Bulgaristan, Fransa, İtalya, Portekiz, İspanya ve İsviçre) 40 yaş altındaki kadınlarda meme kanseri ensidansının ülkeden ülkeye değişmek üzere yüzde 1.19 oranında arttığı belirlendi.
En az artış yüzde 0.20 ile Bulgaristan’ da en fazla artış ise yüzde 2.68 ile Portekiz’ deydi.
Ensidansın İtalya’ da önce senede yüzde 2.33 arttığı; 2002’ den sonra senede yüzde 2.30 azaldığı görüldü.
Ensidanstaki artışlar 35 yaş altındaki kadınlarda ve “duktal karsinoma” tipinde daha fazlaydı.
Araştırmayı yapan uzmanlar bu artışın risk faktörlerindeki artışla ve/veya teşhis ve izleme uygulamalarındaki değişikliklerle ilgili olabileceğini ama her ikisi arasında bir ayırım yapamadıklarını bildiriyor.
Türkiye’de kadınlar meme kanserine, Avrupa’ya oranla 10 yıl daha erken yakalanıyor. 7 bin 500 kadın üzerinde yapılan araştırmada Avrupa’da 61-62 olan meme kanserine yakalanma yaşının Türkiye’de 51-52 olduğu ortaya çıktı.
Meme kanseri genç kadınlarda neden artıyor?
Bu artışta şüphesiz ki teşhis imkânlarının artması, doktora ve hastaneye ulaşmadaki kolaylıklar, kadınların bilinçlenmeleri de rol oynayabilir ama bunun risk faktörlerindeki artışla alâkalı olma ihtimalini daha yüksek görüyorum.
Kadınların daha geç yaşlarda anne olmaları, daha az çocuk doğurmaları, daha az emzirmeleri, alkol-sigara kullanımının artması, gece vardiyası, daha az fiziki aktivite, doğum kontrol hapı kullanımı ve obezitenin meme kanserinin daha erken yaşlarda giderek daha çok görülmesinde etkisi olabilir.
Kızlara küçük yaşlardan itibaren yapılan çeşitli ve büyük çoğunluğu da tamamen gereksiz radyolojik tetkiklerin de etkisi de yabana atılmamalıdır ama bu artışta giderek daha fazla “çevresel kanserojenlere” maruz kalınmasının daha önemli olduğu kanaatindeyim.
Bu bakımdan da günlük hayatta kullandığımız sayısız üründe bulunan bisfenol A, fitalat, paraben gibi “hormon bozucu kimyasallar” ve “pestisitlerin” (tarım ilaçları) kanserojen etkilerinin daha büyük olduğunu düşünüyorum.
Gelelim neticeye
Modern tıp daha çok kanserlerin erken teşhis ve tedavisine odaklanmış durumda.
Kanserin erken teşhisi elbette iyi bir şey ama bunun sebep olduğu “aşırı teşhis” ve “aşırı tedavi” nin (overdiagnosis-overtreatment) birçok insana zarar verdiği de mutlaka dikkate alınmalıdır.
Meme kanserinin erken teşhisinden daha önemli iki husus var:
BİR: Risk faktörlerinin belirlenip bunların ortadan kaldırılması
İKİ: Hangi kanserlerin tedavi edilip hangilerinin tedavi edilmesinin gerekli olmadığının belirlenmesi.
KAYNAK
http://www.cancerepidemiology.net/article/S1877-7821(13)00077-5/abstract