content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
22 Eki

Mehmetçiğin Kanı Yerde Kaldı

Günlerden beri, hatta aylardan beri Kuzey Irak’a girelim mi, girmeyelim mi? Girersek ne olur, girmezsek ne olur diye tartışıp duruyorken, gelen bir haberle bir kez daha yüreğimiz dağlandı, bir kez daha gözlerimiz kanlı yaşlarla kaplandı.

Daha nereye kadar süreceği meçhul olan aslanlarımızı şehit verdik. 15-16 vatan evladımız daha artık yarınları göremeyecek.

Onları, kahpeliği kendilerine düstur edinen PKK eşkiyasının kurşunlarına hedef ettik.

Bizler hâlâ “Aman ABD’yi gücendirmeyelim, aman AB’yi kırmayalım, aman Talabani’yi üzmeyelim, aman Barzani’yi tedirgin etmeyelim...” diye aylardır havanda su dövüp, arada sırada yüksek sesle konuşmayı sürdürdüğümüz müddetçe de, bu vatan evlatlarını Allah korusun ama artık onlarla değil yüzlerle ifade edilecek şekilde şehit vermeye devam edeceğiz.

Türkiye, neredeyse Osmanlı’nın düşman işgalindeki İngilizlerin karşısında el pençe divan durup, İngiliz teğmeninden, yüzbaşına özür dile talimatı veren paşanın durumuna düşürülmüş bir duruma düşürüldü ya, yüreğim ona yanıyor.

Binlerce yıllık devlet geleneği olan, Kara Kuvvetlerimizin kuruluş tarihi olarak Hun İmparatorluğu döneminde Mete Han’ın 209 yılındaki ilk orduyu oluşturmasına kadar dayandırılan, Türk Kara Kuvvetleri, hemen hemen hergün onlarca gencimizi, vatan evlatlarımızı, aslanlarımızı şehit vermeye devam ediyor.

Yine kimileri tel’in mesajları yayınlayıp, kimileri terörü lanetleyecek, başsağlığı mesajları yayınlayacak ve bizler birkaç gün sonra tekrar bu aslanlarımızı, bu vatan uğruna şehit düşmeyi göze alan yavrularımızı unutulmuşluklar kervanına katıp, hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Oysa ki, onların anaları, babaları, eşleri, çocukları, akrabaları hergün bir kez daha ölecek, hergün yine kanlı gözyaşlarını dökmeye devam edecek. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor. Taa ki, bizlerden birinin de ocağına düşecek bir başka ateşe kadar böyle sürüp gidecek.

Halbuki, tezkere de çıkarttık!.. Ama hiçbir işe yaramayan tezkereyi çıkartsan ne olacak, çıkartmasan ne olacak?

Kullanmayı beceremedikten sonra!..

Baksanıza çıkaran bile “Kullanmak nasip olmaz inşallah” diye temennide bulununca, çıkarılmanın amacının sırf prestij kazanmak için olduğu da ortaya çıkıyor.

Bu arada Mehmetçiğimiz şehit olmaya devam ediyor...

Bayram arefesinde 15 aslanımız, dün de yine bir o kadar vatan evladımız şehitler kervanına katıldı.

Ama her nedense günlerdir alınan kelle sayısı duymaya hasret kalan bu millet, ancak dün Genelkurmay Başkanlığı tarafından açıklananlarla yetinmek zorunda kaldı.

İster istemez üzülüyor ve kahroluyoruz, hep biz mi şehit vereceğiz de, karşımızdaki kahpelerden kelle alamayacağız.

Elimizde, tankından topuna, helikopterinden son model jet uçağına kadar her türlü silah ve teçhizata sahip Türk Ordusu, kıçı kırık üçbuçuk terörist parçasının karşısında, böylesine mi zor duruma düşecek.

11 Eylül saldırılarının ardından, teröre destek veren ülkeleri dahi terörist ilan etmekten kaçınmayan Bush oğlu Bush, açıktan açığa PKK eşkiyasına sınırsız kredi ve destek verirken, biz ise “emrin olur ağam” pozisyonunda kalıp, kendi dağlarımızda bile eşkiya avlayamaz duruma düşürüldük.

İstediğini terörist ilan edip, istediği teröriste sahip çıkan ve sonsuz desteğini sürdüren ABD’nin desteğini arkasına alan, bir zamanlar kapımızda dötünü kurtarmak için yalvaran Barzani’yi bile kahraman yaptık. İnsan buna kahroluyor.

Baksanıza, “Irak’ın toprak bütünlüğüne saldırana karşı koyarız” diyor da, ABD’ye “Senin burada ne işin var?” diyemiyor.

“PKK’yı yakala” diyorsunuz da, “Benim onları yakalayacak kuvvetim yok” diyor, ama Türkiye, Kuzey Irak’a bir operasyon yaparsa, “Karşılık veririz” diyor.

Eğer PKK’yı yakalayacak kuvvetin yok da, koskoca Türk Ordusu’na karşı çıkacak kuvveti nasıl bulu-yorsun dürzü...

Saddam’dan senin ve soydaşlarının canını kurtaran ve can borçlu olduğun Türkiye’ye borcunu böyle mi ödüyorsun şerefsiz?

Biz, bu soysuz köpeklere, ileride bizlere saldırın, bizlere silah çekin, bizlere karşı çıkın diye mi o yıllarda sahip çıktık?

..............................

Şimdi yine ekranlara çıkılıp, gazete sayfalarından herkes birşeyler söyleyip, yine Kuzey Irak’a yönelik harekat yapılması istenecek.

Yapılmalı mı, yapılmamalı mı, bunun kararını tabii ki devletin en tepe noktasındakiler verecek.

Olaylar, enine boyuna tartışılıp, karşı tarafa çekilip çekilmemeye yönelik her türlü istihbari bilgiler değerlendirilecek.

Kaldı ki, bunun “şu gün şu saatte operasyon yapacağız” gibi kamuoyuna duyurulma gibi durumunun olması mümkün değil. Son derece gizli bir çalışmanın ardından gerçekleştirilir.

Yalnız şu var ki, Mehmetçiğin bu güne kadar akan kanları ne yazık ki yerde kaldı.

Bu kanların izleri, halen toprak üstünde duruyor. Artık, bundan sonra alıncak 5-10-100 kellenin bu kanların karşılığı olarak görülmesi mümkün değil.

Eğer, ülke insanının vicdanının biraz daha rahatlatılması, şehit ailelerinin yüreklerinin az da olsa ferahlatılması için, bu PKK eşkiyasının kesinlikle yok edilmesi gerekiyor. Aksini düşünmek mümkün değil.

Öte yandan, dikkatimi çeken bir başka konu da, bugüne kadar her türlü olay karşısında basın bildirisi yayınlamayı kendilerine görev edinen bir takım sivil toplum örgütlerinin, yaşanan bu son derece üzücü olaylar karşısında, ne PKK eşkiyasını, ne de terör olaylarını kınamamasını son derece ilginç buluyorum.

Acaba söylenildiği gibi bu çok bilmiş sivil toplum kuruluşları, PKK’yı kınamayı kendilerine, Meclis’teki bazı şerefsizler gibi zul olarak mı görüyor?

Alenen sahip çıkma cesaretini gösteremedikleri gibi en azından kınamayalım da, desteğimizi böyle mi verelim diye düşünüyorlar.

Bakalım bu sefer de sessiz mi kalacaklar?

Şerefsize sahip çıkan da şerefsizdir unutulmasın!..

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank