Meğer Türkiye’nin Gerçek Sahibi Meehapee’ymiş!
Sayın Bahçeli'nin Dünkü Konuşması Üzerine Bir Çuvaldız!
Devlet Bahçeli, soyadıyla müsemma, DEVLET gibi bir karakter veya kişiliktir. Onun ağır ve vakur halini hep örnek göstermişimdir.
Şu anki mecliste olan siyasal partiler arasında kemikleşmiş karakteristik bir tabanı olan yegane parti MHP dir. Devlet Bahçeli, belki yüzde 8 lerde olan böylesi güçlü ve sarsılmaz bir kemikleşmiş kitlenin üzerinde çok daha şımarık ve çok daha pervazsız bir siyaset izleyebilirdi. Güçlü bir taban, teşkilat ve genç jenerasyon ile, değil yüzde 8 yüzde 2 lik bir kitleyi elinde tutan bir kişi bile şımarır veya pervazsızlaşabilir.
Bahçeli'nin Başbuğdan sonra bulunduğu yeri siyasal anlamda değil de akademik ve kurumaylık anlamında fazlasıyla korumuş ve hatta sağlamlaştırmıştır. Ama bütün bunlar onun bir lider değil de bir akademisyen, bir bilge kişi, bir danışman olma yönüyle ilgilidir. Ne yazık ki Bahçeli bu olumlu özelliklerini BAŞARILI bir liderlik sıfatıyla tamamlayamamaktadır. Aslında bu Bahçeli'nin başarısızlığı değildir. Zira BAHÇELİ LİDER GİBİ GÖRÜLSE DE ASLA LİDER DEĞİLDİR ve istese de LİDER OLAMAZ. Bu onun genetiği, hitabeti, ses yetersizliği nedeniyle imkansızdır.
Bahçeli'nin iyi / başarılı bir lider olamaması, iyi parti yöneticisi olamaması demek değildir. Zira kendisi İYİ bir yöneticidir. O devasa kitleyi sulh ve sukun içinde onyılı aşkındır yönetiyor olması bunun tescilidir.
Bahçeli'nin Dünkü Manifesto'yu Andıran Konuşmasındaki Talihsiz Nokta(lar)!
Bahçeli dünkü konuşmasında "İmparatorluk yıllarımız da dâhil, sümen altı yapacağımız, görmezden geleceğimiz, izahta zorlanacağımız bir konu da bulunmamaktadır." * cümlesini kullanmıştır. Bu cümlesiyle Bahçeli, 1923 ten bu yana Türkiye Cumhuriyeti Anonim Şirketi'nin sahibiymiş gibi konuştu. Her ne pahasına, ve her ne olursa olsun, kayıtsız şartsız DEVLET'in korunması, HATTA DEVLETİN KUTSANMASI onun kendine ve büyük çoğunlukla kitlesine göre son derece isabetlidir. Ancak kendisi ve kitlesinin kahir ekseriyeti haricinde diğer on milyonlarca kitle tarafından da abartılı olarak değerlendirilmektedir.
Devletin en üst meşru Tüzel Kişilik olarak her Türk Vatandaşının bağlılığı gereken örgüt olması demek, onun (onu yönetenlerin) tarih içinde muhtelif zamanlarda, şu veya bu kişiler aracılığıyla, şu veya bu gerekçelerle vahim hatalarının KAYITSIZ ŞARTSIZ sahiplenilmesi, mazur gösterilmesi anlamına gel(E)mez.
Nasıl ki kişiler hata yapar özür dilenir, hukuk önüne gelmişse mahkeme salonlarında ödünleşilir, kişilerden mündemiç devletler de hata yapabilir ve bu da yine devletin veya hata yapan kitlenin liderleri tarafından özür dilenebilir. Nasıl ki, kişilerin özür dilemesi bir erdem ise, DEVLETİN DE ÖZÜR DİLEMESİ, vatandaşları nezdinde devletin bir başka erdemliliğidir.
Nasıl ki kişilerin özür dilemesi zül değildir, devletin de özür dilemesi ZÜL olamaz, olmamalıdır. En güçlü, uzun ömürlü devlet, VATANDAŞLARIYLA BARIŞIK BİR DEVLETTİR.
Bu konuda, sayın Bahçeli'nin "Uluslararası Tarih Şurası (Kongresi) düzenlenmesi talebini önemsiyorum.
Devlete Vatana, Aziz Milletimize Bağlılığımız Faşist Olmamızı Gerektirmez, Gerektirmemeli!,
Batının Uzun Erimli Bölme Planlarını ve Oyunlarını Görmememizi Gerektirmez, Bu Oyunlara Gelinmemeli!
- Devletin her halükarda kayıtsız şartsız kutsanarak yapılan vahim hataları tarihin yaprakları arasına terketmek, o hataların, açılan o yaraların yok olmasını gerektirmez. Gün gelir, devletin en zayıf zamanında o yara nüksediverir. Devletin tarihiyle yaptıklarıyla yüzleşmesi demek, bu tür hataların sürekli olarak kaşınmasını da gerektirmemeli. Her şeyde olduğu gibi, bu konunun da ortasında kalınmalıdır. Zira Devlet, Bayrak, Din, Toprak, Atatürk gibi kutsal veya birliğimizin sembolü olan değerler/kişiler birer birer eritilirse, kimyası bozulursa, Allah korusun, 20 yıl sonra ortada DEVLET TE KALMAZ, DİN DE KALMAZ, BAYRAK TA KALMAZ, TOPRAK TA KALMAZ. Bu konuda tarafların aklı selim olması işin gereği değil, işin ZORUNLULUĞUDUR.
Böylesi önemli ve hassas bir konuda, bahsi fazla uzatarak, dikkatleri dağıtmadan kelamı bitirmek gerek. Avrupa'nın ve uzak batının (Birleşik Devletlerin) çok uzun erimli, sinsi stratejik plan ve takdikleriyle dolu satranç oyununa gelmemek en büyük temennimizdir.
Halkın bilinçli, yöneticilerin basiretli olması dileğimle esen kalınız.
Önümüzdeki günlerde ilk fırsatta, "devlet sırrı" kavramı üzerine önce yüzeysel, ardından analitik ve bilimsel bir tahlil yapacağım.
___________________
* http://www.mhp.org.tr/gbk.php?content=3148&cat=52
Not:
Bu yazı, www.kamudanhaber.com, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.siyasalforum.org, www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.